Bu yazıda kötülerin kazandığı bazı filmlerden bahsetmek istiyorum. Tabii kötüler derken bize filmlerde kötü adam veya kadın olarak sunulan karakterlerden bahsediyorum. Aslında bu karakterlerin hepsinin farklı bir sosyolojik, sosyokültürel ya da psikolojik arka planı bulunuyor ancak bu yazıda bunlara değinme şansım yok ve hepsini “kötü karakter” olarak değerlendiriyoruz.
Son olarak şu uyarıyı yapmak istiyorum. Videoda bu filmlerle alakalı kaçınılmaz olarak spoiler yer alacak. Bu uyarıyı yaptıktan sonra ilk filmimizle başlayabiliriz.
1. Kuzuların Sessizliği
Kuzuların Sessizliği Amerikalı yazar ve senarist Thomas Harris’ın romanlarından sinemaya aktarılmış bir yapım. Film 1991’de yayınlandı ancak aslında bu film serinin ikinci kitabını anlatıyor. Yazar bu kitabı 1988 yılında yayınlıyor ama bu sırada bunun öncesini anlattığı bir kitabı daha bulunuyordu Kitabın adı Kızıl Ejder’di ve onun yayın tarihi 1981’di. Kızıl Ejder 2002 yılında beyaz perdeye aktarıldı.
Filme gelirsek Kuzuların Sessizliği filminde yamyam psikolog Hannibal Lecter hapishanededir. Jodie Foster’ın canlandırdığı FBI ajanı bir başka seri katili yakalamak için Hannibal’dan yardım istemeye gelir hapishaneye. Filmin sonunda o muhteşem ve sarsıcı kaçış gerçekleşir ve kötü adam son derece korunaklı bir hapishaneden dahice bir yöntemle kaçar.
Dolayısıyla bu filmi kötülerin kazandığı filmler arasında sayabiliriz.
2. Testere 1
Testere serisini ben bir yerden sonra seyretmeyi bıraktım. Artık işin suyunun çıktığını düşünenlerdenim. Sanırım en son 2009 yılında Testere 6 yayınlanmıştı. İlk filmin çıkış tarihi 2004’tü… Sonraki yapımlar ilk filmin etkisini vermekten uzaklardı. Bu arada yapımcıların Testere 12’ye kadar isim hakkı aldığını okumuştum. Her yıl sanıyorum bir testere filmi seyretmeye devam edeceğiz.
Bu kadar devam filmi çekilmesinin nedeni ilk filmin o sarsıcı kurgusu, şaşırtıcı ve etkileyici finaliydi… Finalde tüylerimiz diken diken olmuştu. Testere 1’in finalinde de kötü adam kazanıyor. Kötü adamımız kendince cezalandırdığı hapsettiği adamların oradan kurtulmasına izin vermiyor. Kendisi de hiç kimseye yakalanmıyor zaten.
3. Olağan Şüpheliler
Filmin çoğunluğu aslında Kevin Spacey’nin canlandırdığı Verbal karakterinin polis merkezindeki anlatılarının canlandırılmasından ibaret. Olayları onun anlatımıyla dinliyoruz. Verbal olayları manipüle ediyor; onları istediği gibi zekice kurgularla bize aktarıyor.
Filmin sonunda onun seyircileri yani bizleri de dedektif Dave’yle beraber yönlendirdiğini ve istediği gibi düşünmemizi sağladığını anlıyoruz.
Filmin sonunda kötü adamımız Verbal, film boyunca bize Kobayashi olarak sunulan ama gerçek adının ne olduğunu bilme şansımız olmayan karakterle beraber bir araca binip uzaklaşıyor.
Kötülerin kazandığı film konulu yazının tamamını 25. Kare üzerinde yayınladığım videoda bulunuyor.
