8.7 C
İstanbul
KategorilerKorkuKatil Bebek Chucky'nin Ürpertici Hikayesi ve Evrimi

Katil Bebek Chucky’nin Ürpertici Hikayesi ve Evrimi

Katil Bebek Chucky… Gerçekten havalı bir isim. Hem katil hem de çocuk. Elm Sokağı Kâbusu’nun ilk filmi 1984 yılında çekilmişti. Denizlerin kabusu denebilecek Jaws serisi 70’lerden başlayarak 90’lı yıllara kadar uzanmıştı. Chucky ilk çıktığı zaman klasik korku filmlerine yeni bir açılım getirmişti. Evin içerisinde terör estiren katil bir bebek. Üstelik onun bir katil olduğunu hiç kimse bilmiyor.

Chucky; birden bire ortadan kaybolmasıyla, etkili bir müzikle ortaya çıkarak insanlara saldırmasıyla, rahatsız edici gülüşüyle ve aynı zamanda zekasıyla özellikle çekildiği yıllar için korkutucu bir figür. Tehlike yanı başınızda ama onu fark edemiyorsunuz. Gerçekten ürkütücü…

Seride toplam sekiz film bulunur. Chucky filmleri izleme sırasına göre şu şekilde:

1- Çocuk Oyunu (1988)
2- Çocuk Oyunu II (1990)
3- Çocuk Oyunu III (1991)
4- Chucky’nin Gelini (1998)
5- Bebek (2004) – (Orijinal adı: Seed of Chucky)
6- Chucky’nin Laneti (2013)
7- Chucky Geri Dönüyor (2017) – (Orijinal adı: Cult of Chucky)
8- Child’s Play (2019)

Bu yazıda serinin filmlerine ve neler yaşandığına hızlıca göz atalım. Yazıda spoiler yer alıyor.

1. Çocuk Oyunu (1988)

Child’s Play- Çocuk Oyunu (1988), yaygın adıyla Katil Bebek Chucky serisinin ilk filmi. Çocuğuyla beraber yaşayan bir anne, ona doğum gününde, o günlerde çocuklar arasında hayli popüler olan konuşan bebeklerden bir tane satın alır. Ancak bu oyuncak bebek hiç de görüldüğü gibi masum değildir. Polis tarafından aranan bir seri katil, tam öleceği sırada önceden öğrenmiş olduğu büyüyü kullanır ve ruhu oyuncak dükkanındaki bebeklerin bir tanesinin içerisine geçer. Karen isimli annenin, Andy isimli çocuğuna aldığı bebeğin içerisinde Charles Lee Ray adındaki bu katilin ruhu vardır. Yani katil ölümden kurtulsa bile sonuç olarak bu bebek bedeninin içerisine hapsoluyor.

Chucky, aslında Charles Lee Ray’in takma adı. Kendisini böyle tanıtıyor. Chucky bu bölümde hem kendisini satan eski ortağını öldürmek için uğraşır hem de bu oyuncak bebeğin bedeninden gerçek bir insanın bedenine transfer olmak için… Geçebileceği tek insan şu an için minik Andy’dir; çünkü büyünün işe yaraması için oyuncak olmadığını ilk anlayan kişinin bedenine geçmesi gerekiyor. 

Bu bölümün sonunda Chucky, Andy’nin bedenine geçemiyor. Andy’nin annesi Karen ve polisler tarafından parçalara ayrılıyor. Onun adeta sıvı terminatör gibi parça parça olduğu halde yıkılmadan ilerlediği sahneler hayli eğlenceliydi.

Genel İzlenimlerim

Chucky’nin ilk filminde annenin oyuncak bebeğe karşı katı ve sert davrandığını görebilirsiniz. Bu öfkenin kaynağı annenin iş yerinde biriktirdiği stresini bebeğe yansıtması ya da kendi öz çocuğuna karşı çeşitli nedenlerle bilinçaltına duyduğu öfkenin dışa yansıması olabilir. Ancak ne olursa olsun annenin bebeğe karşı acımasızca davranması, onu kolundan tutarak adeta işkence ediyormuş gibi sürükleyerek götürmesi hemen dikkat çekiyor.

Annenin, çocuğun yatma vakti geldiğinde onu hiçbir şekilde dinlemeden kendi belirlediği rutinleri yaparak yatağa girmesini istemesi ve bu sırada yapacaklarını sırayla ve tek tek söylemesi de dikkat çekici. Ebeveynlerin medeniyet maskesi altında çocuklara olan bu sert ve katı tutumları serinin diğer filmlerinde de devam ediyor. Her neyse bu gerçekten üzerinde konuşulması gereken farklı bir konu.

Child’s Play- Çocuk Oyunu, bugün seyredildiği zaman açıkçası komediye kaçan bazı sahnelerin olduğunu söyleyebilirim. Örneğin Chucky, yüzüne zoom yapıldığı bir sahnede sinsi ve ürkütücü olması gereken bir gülüşle Andy’e koşarken kendimi gülümsemekten alamadım. Aynı şekilde araba sahnesinde bıçağın bir türlü hedefini bulamaması, finaldeki şömine sahnesinde Chucky’nin davranışları ve hele hele Chucky parçalanırken adeta sıvı Terminatör’ü andırır şekilde dökülmesine rağmen sürünerek hareket etmesi, parçalanmış bedeninin birden havalandırmanın içerisinden çıkarak saldırıya geçmesi… Bu gibi sahneler şu an için bizlere korkutmaktan daha çok gülümsetiyor.

Zaten serinin sonraki filmlerinin özellikle Chucky’nin Gelini (1998) filmindeki oyuncakların sevişme sahnesiyle, hatta sonraki filmlerde Chucky’nin görünüşü, esprileri ve klasikleşen davranışlarıyla komediye doğru evrim geçirdiğini söylemek yanlış olmaz.

Katil Bebek Chucky serisinin özünü ve hikayesini anlamak için ilk filmi seyretmeniz yeterli olacaktır. Şimdi serinin diğer filmlerinde neler yaşandığını merak edenler için olayları hızlıca özetlemek istiyorum.

2. Çocuk Oyunu II (1990)

Serinin ikinci filminde olaylar kaldığı yerden devam ediyor. Karen psikolojik tedavi almak üzere bir hastaneye yatırılmıştır ve psikiyatrik gözlem altındadır; çünkü mahkemede bile başından geçenleri olduğu gibi anlatmış ve doğal olarak kimse ona inanmamıştır. Andy de benzer bir durumdadır. Midtown Çocuk Kriz Merkezi’nde bulunan Andy’nin, Chucky bebekle ilgili söylediklerine kimse inanmaz. Psikiyat, Andy’ye bu yaşadıklarının bir tür kâbus olduğuna inandırmaya çalışır. Ancak görünüşe göre Andy, bebeğin onun ruhunu almaya çalışması da dahil olmak üzere tüm yaşadıklarını net olarak hatırlamaktadır.

Bu bölümde katilin, öldürdüğü insanları bir tür dinsel tören ya da ayin sırasında katlettiğini öğreniyoruz. Bu yeni bir bilgi. Bir önceki filmde bu bağlamda net bir bilgi sunulmamıştı.

Olayları gören iki polis memuru ise Andy ve Karen’in anlattıklarını yalanladıklarından ötürü bu olayla ilgili açılan davada oyuncak şirketi için sorun olmaktan çıkmışlardır.

Chucky bebekse filmin hemen başlarında onu yapan Play Pals Toys adlı şirket tarafından bulunur ve eksik parçaları birleştirilerek yepyeni hale getirilir. Şirketin amacı mahkemede bebekte sorun olmadığını ispatlamaktır. Şirket avukatı, oyuncak üretiminde çalışan bazı şakacıların onun ses kayıtlarını değiştirdiğini söyleyerek şirketi ceza almaktan kurtarma hesapları yapmaktadır. Bebekte sorun olmadığına yönelik rapor aldıktan sonra bebekle olan işleri biter.

Bu arada Andy, iyileşene kadar bir tür koruyucu ailenin yanına yerleştiriliyor. Ailenin onun durumundan haberi vardır. Bu arada ailenin evinde kalan Kyle isimli bir başka çocuk daha bulunuyor.

Chucky, bir şekilde Andy’nin nerede olduğunu öğrenir. Bilindiği üzere katil, ruhunu bu oyuncak bebekten Andy’ye aktararak gerçek bir bedene dönebilmenin peşindedir. Andy’nin yaşadığı eve gelen Chucky, evdeki oyuncak bebeği bahçeye gömer ve onun yerine geçer.

Bu arada katilin Chucky bebek içinde kalma süresi uzadıkça onun insanlaşmaya başladığı görülüyor. Örneğin merdivenlerden aşağıya atıldığı için Chucky bebeğin burnu kanıyor.

Chucky, Andy’nin ruhunu almaya çalışır ama denemeleri başarısız olur.

Bir süre sonra evde bir cinayet işler. Şüpheler Andy’nin üzerinde toplanır. Andy daha fazla bu evde istenmez ve oradan ayrılmak zorunda kalır. Andy bir çocuk yuvasına yerleştirilir.

Yuvayı basan Chucky, Andy’yi oradan kaçırır. Chucky, oyuncak üretim fabrikasında Andy’yi bayıltır ve tekrar o büyülü sözcükleri söylemeye başlar. Ancak beden değişimi gerçekleşmez. Büyü, muhtemelen oyuncak bedende çok fazla kalan katil üzerinde etkisini göstermez. Zaten az sonra Chucky’nin eli koptuğunda onun insana dönüşüm hızını daha net olarak görüyoruz.

Bu sırada Kyle yetişir ve Andy’yi kurtarmaya çalışır. Chucky oyuncak parçalama bölümüne atılır. Oradan sağ çıkar. Andy, Chucky’nin üzerine muhtemelen bebek yapımında kullanılan bir madde boşaltır. Chucky bunun sonucunda da ölmez. En sonunda onu balon gibi patlatmayı başarırlar.

Film, Kyle ve Andy fabrikadan çıkarken son bulur.

Serinin ikinci filminde artık yapım bence yavaş yavaş ciddiyetten uzaklaşmaya başlıyor. Chucky bebek öldürülemeyen, terminatör benzeri bir varlık olarak aktarılıyor. Chucky’nin fiziksel gücünün hiçbir doğrusal mantığı yok. Kimi zaman koca koca adamları tutabilirken kimi zaman küçük bir çocukla bile baş edemiyor.

Chucky’nin ikinci filminde Andy’nin annesini bir kez bile göremiyoruz ki bu büyük bir eksi… Aynı şekilde bir önceki filmde Chucky’nin durumunu bizzat gören polisler bu filmde sadece bir cümleyle geçiştiriliyor. Onlara ne olduğunu, ne düşündüklerini öğrenemiyoruz.

Chucky’nin cinayet işlediği sahneler korkutucu olmaktan ziyade gülümsetmeye başlıyor. Chucky’nin birdenbire ortaya çıkarak, elinde bir bıçakla saldırı düzenlediği sahneler 90’lı yıllar için bile korkunç olmaktan ziyade eğlenceli görünüyor.

Evet, Chucky bu bölüm sonunda da ölüyor. Bakalım bir sonraki filmde nasıl dirilecek…

3. Çocuk Oyunu III (1991)

Olaylar bir önceki filmden tam 8 yıl sonra geçiyor. İlk üç film içerisinde en kötüsü bu diyebilirim. 91 yılında çevrilmesine rağmen ne senaryo bağlamında, ne kurgusal olarak ne de özel efekt bağlamında hiçbir gelişme yok. Aksine bunların tamamı gerilemiş.

Filmin konusuna gelirsek şirket, açılan davalar sonrasında bile ayakta kalmış ve kendilerine çok fazla kâr ettiren Good Guys adlı bebekleri tekrar piyasaya sürme kararı alıyor. 

Fabrika tekrar seri üretime geçiyor ve ilk üretilen bebek bizim katil ruhlu bebeğimiz oluyor. Yani Dany ve Kyle’ın patlattığı bebeğin kalan parçaları fabrika tarafından birleştiriliyor. Tabii senaryonun bu kısmı gerçekten çok zorlama olmuş. Yeniden, sıfırdan bir bebek üretmek yerine; parçalanmış, patlatılmış, paramparça olmuş bir bebek hem de sekiz yıl sonra bir araya getiriliyor ve ilk ürünümüz bu, deniyor. Biz de bunu yiyoruz. Yapacak bir şey yok. Senaryo bu…

Chucky, Andy’yi aramaya devam ediyor. Amacı hala aynı; ruhunu ona aktarmak. Ancak önceki filmde büyü işe yaramamıştı. Chucky demek ki yeni bir yöntem deneyecek.

Andy büyümüştür ve artık askeri okulda öğrencidir. Bu arada onun annesinden ayrı büyüdüğünü öğreniyoruz. Yani Andy bir daha annesinin yanına dönememiş. Peki, onu hiç görmüş mü? Annesi onu aramaya çalışmış mı? Annesine ne olmuş ve şu an nerede? Şaka gibi ama bunların hiçbirisinin cevabı filmde yok.

Chucky kendisini paket halinde askeri okulun içerisine alır. Paket Tyler isimli bir başka çocuğun eline geçer. Chucky beden değişimi büyüsü için bu yeni çocuğu kullanmaya karar verir. Film boyunca Chucky bu çocuğun peşine düşer. Andy, Chucky’nin kimin peşinde olduğunu öğrenir ve onu durdurmaya çalışır.

Finalde katil bebeğimiz beden değiştirme ritüelini yine tamamlayamaz. Andy tarafından silahla vurulur ve kocaman bir pervanenin içerisine düşerek paramparça olur.

Ama Chucky elbette geriye dönmenin bir yolunu bulacaktır; çünkü seri burada sona ermiyor. Haydi gelin bir sonraki filme bir göz atalım.

4. Chucky’nin Gelini (1998)

Serinin dördüncü filminde Charles Lee Ray’in ölmeden önceki sevgilisi Tiffany ile tanışıyoruz. Tiffany, bir polis sayesinde, kanıt odasında bulunan oyuncak bebeği alıyor. Tiffany de aynen Charles gibi büyüyle uğraşıyor ve olayları medyadan takip ettiği için sevgilisinin ruhunun oyuncak bebeğin içinde olduğunu biliyor.

Tiffany de aynen Charles gibi bir katildir. Kanıtları getiren polisi bile öldürür ve bundan zevk alır. Tiffany, Chucky bebeğin parçalara ayrılmış bedenini dikiyor ve ona yeni beden parçaları tanıyor. Sonra da canlanması için büyülü sözleri söylemeye başlıyor.

Bir süre sonra Chucky gerçekten de canlanıyor. Tiffany tam 10 yıl uğraştıktan sonra sevgilisine kavuşmuştur. Ancak bir süre sonra aralarında anlaşmazlık çıkıyor.  Tiffany, Chucky’yi karavanına hapsediyor ama Chucky, oradan kurtulup Tiffany’yi öldürüyor ve onun ruhunu bir başka oyuncak bebeğe hapsediyor.

İşte bu andan sonra Tiffany ve Chucky, bu bedenlerden kurtulmak için birlikte hareket ediyor. Charles Lee Ray 1988’de ölmüştü. İkisi beraber onun mezarına gidiyorlar. Amaçları cesedin üzerindeki sihirli tılsımı almak ve onu kullanarak insan bedenine geçmektir.

Ancak işler epey karışıyor. Tiffany ve Chucky yine birbirine düşüyorlar. Bu sırada bu bölümün insanları Chucky’yi vuruyorlar. Chucky bir sonraki filme kadar ölüyor. Ancak bu filmin asıl bombası, akıllara ziyan tarafı şu: Tiffany, Chucky’den hamile kalmış ve finalde onun bebeği doğuyor. Bir oyuncak bebek, bir başka oyuncak bebekten hamile kalıyor ve bir çocuk dünyaya geliyor. Anne ve baba katil olursa tabii çocuk normal olacak değil ya… Canavar çocuk doğar doğmaz, orada bulunan polise saldırıyor. Film böyle bitiyor.

Chucky’nin Gelini ilk dört filmin senaryo ve kurgu olarak en zayıfı. Filmi artık korkmak için değil eğlenmek için izlediğinizi iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Chucky ölmeden önce ben her zaman geri gelirim, diye tehditler savurmuştu. Gerçekten de şu ana kadar kaç kez öldüyse her seferinde yine geri geldi…

Bakalım bir sonraki filmde Chucky nasıl geri dönecek…

5. Seed of Chucky- Bebek (2004):

Bu film 2004 yapımı olduğu için özellikle cinayet sahnelerinde gözle görülür bir iyileşme olduğu hemen fark ediliyor. Ayrıca senaryosunda da hafif bir kıpırdanma ve iyileşme olduğu görülebiliyor.

Bir önceki filmde yaşanan olayların üzerinden altı yıl geçmiştir. Tiffany ve Chucky’nin bebeği mezarlıkta bir adam tarafından bulunmuş ve Londra’ya götürülmüş. Adam, bu konuşan bebek oyuncağı gösteri dünyasında kullanıyor. Ancak adı sonradan Glenda olacak bu bebek, televizyon görüntülerinden ailesinin New York’ta anlıyor ve bir şekilde adamın elinden kaçarak Amerika’ya geliyor.

Bu arada Tiffany ve Chucky bebekleri yine tamir görmüşler ve bu kez Hollywood’da film çekimlerinde kullanılıyorlar. Bebek onları buluyor ve bir önceki filmde gördüğümüz kolyeyi kullanarak anne ve babasının ruhlarını tekrar oyuncak bebeklerin içine getiriyor. Tiffany ve Chucky canlanır canlanmaz ilk cinayetlerini beraber işliyorlar. Her ikisi de kana susamışlar ve insan öldürmek onlara inanılmaz bir haz veriyor.

Oyuncak bebek Glenda film boyunca uzunca bir süre Tiffany ve Chucky gibi olmamak için katile dönüşmemek için dirense de sonunda o da doğasına teslim oluyor ve manyak bir katile dönüşüyor.

Bilindiği üzere Tiffany geçen filmde bir çocuk doğurmuştu. Bunu ancak bir canlı yapabilir. Bu filmde onun sırt kısmını açmaya çalışan bir adam sayesinde Tiffany’nin içini görüyoruz. Dış görünüşü bir oyuncak olsa da içi artık resmen bir insan gibi.

İkilinin amacı insan bedenine geçmek.

Bunun için de Jennifer adlı ünlü bir oyuncu ve bir yönetmeni seçiyorlar (Jennifer Tilly oyuncunun gerçek adı ve filmde kendisini canlandırıyor). Tiffany, oyuncu Jennifer’ın içine Chucky’nin tohumunu yani spermini bırakıyor. Amacı onu taşıyıcı anne olarak kullanmak…

Jennifer’ın hamileliği inanılmaz bir hızla ilerliyor. Bu sırada katil bebeklerin planında ufak bir değişim oluyor. Yönetmeni öldürüyorlar ve onun yerine şoförü alıyorlar. Jennifer bir süre sonra bir oğlan bir de kız dünyaya getiriyor. Bebeklerin görünüşü normal ve hiçbir tuhaflıkları yok.

Ancak beden değişimi ritüeli sırasında Tiffany ve Chucky bir kez daha anlaşmazlığa düşünüyor. Chucky, insan olmak istemediğini söylüyor. Tiffany’yse tam tersini düşünüyor ve Chucky’i terk etmek istiyor. Chucky kimse beni terk edemez, diyerek adeta çılgına dönüyor ve Tekrar bir arbede yaşanıyor. Eve polisler geliyor.

Jennifer hastaneye alınıyor. Tiffany, beden değişimi için oraya geliyor. Ancak ritüel sırasında Chucky onu öldürüyor. Ancak babasına kızan Glenda, Chucky’yi eline geçirdiği baltayla doğruyor.

Beş yıl sonrasındayız. Final sahnesinde bence filmin en güzel anları yaşanıyor. Jennifer olarak gördüğümüz kişi birdenbire çocuk bakıcısını öldürünce anlıyoruz ki hastanedeki beden değişimi büyüsü işe yaramış. Tiffany, oyuncu Jennifer’ın bedenine geçmeyi başarmış.

Tiffany ve Chucky’nin iki tane çocuğu olmuştu. Bakıcı Glen’in yani erkek çocuğun adeta bir melek olduğunu, Glenda’nın yani kız çocuğunsa çok kötü olduğunu söylüyor. Bakıcı Glenda’dan o kadar ürküyor ki işi bırakmaya karar vermiş.

Filmin kapanışında nereden geldiği belli olmayan bir kutunun içinden Chucky’nin kolu çıkıyor. Chucky’nin kolu artık nereden geliyorsa kahkahalar eşliğinde Glen’e saldırıyor ve film böyle sona eriyor.

Şimdi gelelim serinin altıncı filmine: 2013 yapımı Chucky’nin Laneti.

6. Chucky’nin Laneti (2013)

Serinin altıncı filmi için yeni nesil Chucky diyebiliriz. Önceki filmlerin tamamında ki buna 2004 yapımı bir önceki filmi de dahil ediyorum, 80’lerin 90’ların havası hakimdi. Kullanılan özel efektler, oyunculuklar ve senaryo minik farklar dışında birbirine çok benziyordu. Ancak Chucky’nin Laneti’ni görür görmez farkı anlayabilirsiniz. Bu filmle birlikte Chucky serisi kendisini yenilemiş görüyor ki buna Chucky’nin görünüşü de dahil en azından filmin başlarında…

Şimdi filmin konusuna gelebiliriz. Filmde yepyeni yüzler bulunuyor ve yepyeni bir aileye konuk oluyoruz. İlk bakışta senaryo bir önceki filmin devamı değilmiş gibi duruyor. Ancak film ilerledikçe bir taraftan bu ailenin serinin ilk filmiyle olan bağlantıları ve diğer taraftan da bir önceki filmle olan bağı ortaya çıkıyor. Filmin gerilim dozu her ne kadar düşük olsa da ilk altı film içerisinde senaryo olarak en beğendiğim yapım buydu.

Bir önceki filmde Tiffany’nin oyuncu Jennifer’ın bedenini ele geçirdiğini öğrenmiştik ve finalde Chucky’nin kolu onları bulmuştu. Artık nasıl olduysa olmuş, bizim Tiffany ve Chucky tekrar bir araya gelmiş. Sonuç olarak ikisi de dengesiz ve ikisi de katil. Ayrıca ikisi de birbirini seviyor. Bu nedenle nasıl diye sormaya gerek yok.

Tiffany, görünüşe göre Chucky’yi tekrar birleştirmiş. Ona yeni bir beden vermiş ve onu belli adreslere gönderiyor. Bir taraftan Chucky’nin eski defterleri kapatmasına yardımcı oluyor bir taraftan da kendisi insan öldürmeye devam ediyor. Yani bu işte her ikisi de kârlı çıkıyor.

Peki, ya çocuklar? Glenda ve Glen?

Onlara dair tek bir kelime, tek bir îma bile yok. Ne oldukları belirsiz.

Şimdi gelelim bu filmdeki ailenin kim olduğuna… Bizim manyak katil Charles Lee Ray birinci filmde 1988 yılında polisten kaçıyordu. Bu filmde ilk kez bu olayın arka planı, öncesi anlatılıyor. Ailelere takıntılı birisi olan Charles, bu filmin başında gördüğümüz Sarah’ı, yine bu filmde tekerlekli sandalyede gördüğümüz Nica’ya hamile iken kaçırmış. Onu bağlamış ve kendince bir aile kurmaya çalışmış. Ancak polis onların izini buluyor. Charles kaçmadan önce Sarah’nın karnını bıçaklıyor. İşte bu hareket Nica’nın sakat doğmasına neden oluyor.

Charles, kendi ölümünden bu aileyi sorumlu tuttuğu için tam 25 yıl sonra onları öldürmeye gelmiş. Olay bu… Chucky’yi bu aileye postalayan kişi Tiffany’ydi. Sonrası zaten Chucky’ye kalıyor. Eve girdikten sonra hedeflerini tek tek indiriyor.

Her şey sona erdikten sonra da Tiffany daha önceden de yaptığı üzere polislere rüşvet vererek Chucky’yi kanıt odasından aldırıyor ve bu böyle devam edip gidiyor.

Chucky, olay yerine polis geldiği için Nica’yı öldürmeyi başaramamış gibi görüyor. Aslında Chucky’nin onu neden öldürmediğini bir sonraki filmde göreceğiz. Nica akıl sağlığı yerinde olmadığı düşünülerek akıl hastanesine yatırılıyor. Onu bir sonraki film zaten bu akıl hastanesinde geçecek.

Chucky küçük Alice’in hayatta kalmasına izin veriyor. Nedeni filmin sonunda anlaşılıyor. Chucky, artık bedenleri ele geçirme konusunda kendini geliştirmiş ve yeni bir aşamaya geçmiş.

Bu filmin sonunda önemli bir post-credits sahnesi yer alıyor. Andy artık büyümüştür. Annesiyle telefon görüşmesi yapıyor ve “Doğum günüme geleceğim” diyor. Tam bu sırada arkasındaki kutudan Chucky çıkıyor; ancak Andy hazırlıklıdır ve ona tam suratından ateş ediyor. Bir sonraki filmin buradan devam ettiğini göreceğiz.

7. Chucky Geri Dönüyor (2017)

Serinin bu filminde senaristler resmen uçmuşlar ve seriye yeni bir soluk getirmek isterken ortaya ne çıktığını belki onlar bile anlamamış olabilir diye düşünüyorum. Bu filmin konusu kısaca şöyle:

Nica dört senedir akıl hastanesindedir ve sanki yaşadıklarının bir tür yanılsama olduğunu hatta kendisinde şizofren belirtileri olduğunu kabullenmiş gibidir. Gibidir, diyorum çünkü o yaşadıklarının gerçek olduğu konusunda asla şüpheye düşmüyor. Ağır tedavi yöntemleri sonrasında doktorlara ne duymak isterlerse onları söylüyor.

Filmin sürpriz ismi minik Andy… Onu en son askeri lisede görmüştük. Filmin senaryosu o kadar üstünkörü yazılmış ki onun hakkında neredeyse yeni hiçbir şey öğrenemiyoruz. Sadece evinde Chucky’nin kesilmiş kafasını sakladığı ve ona işkence yaptığı görülüyor. Andy ve Chucky, bir önceki filmin sonunda (Curse of Chucky) tekrar yüzleşmiş ve Andy ona tam kafasından ateş etmişti.

Buraya kadar karışık bir durum yok. Asıl karışıklık aynı anda birden çok Chucky gördüğümüzde başlıyor. Detaylara girmiyorum; Tiffany, hastaneye bir tane Chucky bebek sokuyor. Bu bebeğin içinde manyak katil Charles var. Ancak Charles aynı zamanda Andy’nin kafasını sakladığı bebeğin içinde… Hangisi gerçek Charles? Bunu bilemiyoruz.

Üstelik bu kadar da değil…

Tiffany’nin hastaneye soktuğu bebek içerdeki bir başka Chucky bebeğe dokunuyor (doktorun seansa getirdiği bebek) ve onu da kendisine çeviriyor. Yani aynı anda üç tane tane Chucky bebek oluyor. Üstelik hepsi kendisi gibi. Yani ortada bir tane gerçek Chucky bebek var ve diğerleri onun kopyası gibi bir durum söz konusu değil. Hepsi kendisini gerçekmiş gibi hissediyor ve öyle konuşuyor.

Bunun nasıl olduğu konusunda filmde yer alan tek açıklama; katil Charles’ın birkaç yıl önce yeni bir büyü bulduğu… Bu kadar… Chucky, teorik olarak iki ayağı olan herkesin bedenine geçebildiğini söylüyor. Zaten küçük Alice’in bedenine geçtiğini bir önceki filmde görmüştük. Bu filmde de Nica’nın bedenini ele geçiriyor ve Tiffany’yle beraber araçla uzaklaşıp gidiyorlar. Andy ise hastanede bir odanın içinde kilitli kalıyor.

Ama ilginç olan şu ki aracın içerisinde Tiffany’nin oyuncak bedeni de birden bire ortaya çıkıyor. Oyuncu Jennifer’ın bedenindeki de Tiffany’ydi. Arka koltukta oturan oyuncak bebek de Tiffany… Burada onlarca soru sorabiliriz. Mesela  Tiffany, aynen Chucky gibi kendisinden çoğalttıysa neden bir bebeği tercih etmiş? Neden başka bir insana kendisini kopyalamamış?

Geride kalan Chucky’ler ne olacak? Gerçek Chucky kim? Artık bunu takip etmek imkansız. Andy’nin evinde sakladığı kafa gerçek Chucky değil miydi? O da mı büyüyle çoğalmıştı? Tiffany artık çoğaldıklarından bir tarikat olduklarından söz ediyordu. Amaçları nedir? Chucky gibi narsis bir manyak neden kendisinden daha çok istesin? Çünkü bir önceki filmde onun ünlü olmaktan ne kadar memnun olduğunu duymuştuk. Ayrıca serinin beşinci filminde onun insan bedenine geçmemek için Tiffany’ye direndiğini öğrenmiştik. Ama bu bölümde o doğrudan Nica’nın bedenine geçti ve uzun zamandır bunu planlıyordum, bile dedi. Chucky neden fikir değiştirdi?

Daha fazla soru sormaya gerek duymuyorum. Chucky’nin bu filminde ortalık gerçekten çok fena karıştı. Üstelik senaryo nereden tutsanız elinizde kalmaya başladı. Bakalım senaristler tüm bunları nasıl toparlayacak ya da toparlayacak mı? Bu da ayrı bir soru işareti..

Şimdi de serinin çevrilmiş son filmine bakalım. Ancak bu son film 1988 yapımı birinci filmin tekrar çekimi. Bu yeni çekimde senaryoda oldukça köklü ve radikal değişimlere gidildiğini göreceksiniz.

8. Child’s Play (2019)

Child’s Play (2019), serinin 1988 yapımı birinci filminin yeniden çekimi ve zaten ilk filmle aynı ismi taşıyor. Çocuk Oyunu… Ancak bu film Chucky filmlerine yepyeni bir yön çiziyor ve serinin mantığını temelden değiştiriyor. Nasıl mı?

İlk olarak Chucky bebeklerinin adı olan Good Guys yerini Buddi’ye bırakıyor. Böyle köklü bir isim değişimi yapılmış. İkinci olarak bu bebekler artık yeni nesle adapte edilmiş. Evin bütün elektronik sistemine, akıllı ev cihazlarının tamamına erişim sağlayabilen, internete bağlanarak ev halkına çeşitli konularda yardımcı olan bir bebek var artık karşımızda.

Şimdi en önemli değişime – yeniliğe geliyoruz. Artık yeni nesil Chucky’lerin içinde bir katilin ruhu bulunmuyor. Büyü olayları filmden tamamen çıkarılmış.

Şirketin Vietnam’da bulunan fabrikasında çalışan ve patronundan fırça yiyen bir adam var. Bu adam işten atılacağı için kızıyor ve bebeklerin bir tanesinin ayarlarını değiştiriyor. Şiddet önleyicileri, güvenlik protokollerini tamamen kaldırıyor. Sonra da intihar ediyor.

Olay bu…

Sonuç olarak bu filmle beraber 30 yıllık bir efsanenin canına okunmuş. Bu film bence Chucky filmlerinin mezarı başında yakılan kötü bir ağıttan ibaret.

Chucky felsefesi, Chucky’nin geçmişi, Tiffany ve Charles, onların çocukları, kopyaları, yaşadıkları tamamen çöpe atılmış. Chucky’nin fiziksel görünümü de dahil olmak üzere tüm geçmişi yok sayılmış.

Andy ilk filmde altı yaşındaydı. Bu filmde karşımıza çıkan Andy bebeklerle oynayamayacak kadar büyük bir çocuk.

Filmin konusundan bahsetmeye gerek duymuyorum. Efsanevi katil bebek Chucky, sahibini korumaya çalışan, doğruyu yanlışı ayırt edemeyen bir makineye dönüşmüş.

Efsane bir serinin üzerine gelerek onun mirasını acımasızca tüketen, günümüzün felsefe yoksunu, ruhsuz filmlerinden bir tanesi… Abartıyor gibi düşünebilirsiniz ama hayır… Serinin tüm filmlerini baştan sona kadar seyrettim.

Bu son film, seriye yapılmış büyük bir ihanet… Muhtemelen toy shoplarda Chucky oyuncakları satmak için piyasaya sürülmüş bir yapım.

Chucky efsanesi bu filmle köksüz ve ruhsuz bir yapıma dönüşmüş. Yapımcıları bu büyük başarılarından ötürü tebrik ediyorum.

Katil Bebek Chucky incelemesini 25. Kare Youtube kanalından seyredebilirsiniz.

Son Eklenenler

En Popüler

Conjuring the Cult İncelemesi | Serinin En Kötü Filmi

0
Conjuring evreninin son filmi Conjuring the Cult (2024), evladını kaybeden bir babanın hikayesine odaklanıyor. Conjuring serinin tüm filmlerini izlemekle kalmamış 25. Kare Youtube kanalında...

Planet of the Apes | Bilimkurgu Sinemasının Dönüm Noktası

0
Bilimkurgu sinemasının dönüm noktalarından birisi kabul edilen, sinema klasiği sayılan bir 1968 yapımı Planet of the Apes. Bu filmi henüz izlemeyenlere tanıtmak benim için...

The Substance- Cevher 31 Ekim’den İtibaren Mubi’de

0
Dünya prömiyerini yaptığı 2024 Cannes Film Festivali’nde En İyi Senaryo ödülünü kazanan ve Toronto Uluslararası Film Festivali’nde Geceyarısı Çılgınlığı ödülüne layık görülen CEVHER (THE...

Time Cut- Zamanda Bir Kesit Konusu ve Detaylar

0
Zaman yolculuğu, gizem, korku ve slasher- korku etiketlerine sahip Time Cut; zamanda geriye giderek bir seri katili durdurmaya çalışan lise öğrencisi Lucy'nin hikayesini anlatıyor....
spot_imgspot_img
0BeğenenlerBeğen
1,315TakipçilerTakip Et
0AboneAbone Ol

İlgili Makaleler

YORUM YAPABİLİRSİNİZ

spot_imgspot_img