17 C
İstanbul
KategorilerDramDogman Filmi Konusu ve Detaylar

Dogman Filmi Konusu ve Detaylar

Suç, dram ve gerilim etiketlerine sahip Dogman; insan doğasının karmaşıklığı hakkındaki önyargılara meydan okuyan, düşündürücü ve duygusal açıdan yüklü bir film. DogMan, Luc Besson’un 2023 Venedik Film Festivali’nde ana yarışmada prömiyerini yapan son filmi. Besson daha çok 1994 yapımı Leon The Professional filmiyle tanınmaktadır.

Spoiler vermeden çok genel bir şekilde söylemek gerekirse DogMan, sorunlu ve hasta babası tarafından sevilmeyen ve çok kötü davranılan bir çocuğun köpeklerle kurduğu yakınlık ve yetişkinlikte hayatta kalmak için verdiği mücadeleyi anlatıyor.

Gerek diyalogları gerekse karakterleriyle etkili bir film. Finali daha vurucu daha çarpıcı ve daha farklı olsaydı adından söz ettirecek bir film olabilirdi diye düşünüyorum.

Ancak DogMan her şeye rağmen izlemeye değer bir yapım.

Yazının bundan sonrası spoiler içeriyor.

Dogman filminin finali üzerine

Douglas, sevginin ne olduğunu bilmeden büyümüş bir çocuk. Babası köpekleri kavga ettirerek para kazanmak için besliyor. Yani aslında onları bile sevmiyor ve köpekleri çıkarı için besliyor. Büyük kardeşi zaten onun kuyusunu kazmaya çalışan, dinle kafayı bozmuş hasta ruhlu bir çocuk.. Annesi ise amacı ne olursa olsun (doğacak çocuğuna daha iyi bir gelecek sunabilme fırsatı vs) Douglas’ı bırakıp kaçıyor ve onu bir daha aramıyor.

Douglas tüm yaşadıklarına rağmen hayata tutunmayı bırakmayan birisi… Ancak elbette yaşadıkları gereği ve tabii ki sakatlığının da etkisiyle kendi içine kapanmış ve akranları gibi yaşamın tadını çıkarabilen, hayata katılabilen bir çocuk değer. Islahevinde kalırken Salma onun yaşamına dokunmayı başaran birisi oluyor. Douglas’a makyaj yapmayı öğreten kişi… Aynadaki görüntüyü sevmiyor musun? Değiştir onu…

Tabii Douglas daha sonra bunun kendi geçmişini unutmak için bir yol olduğunu söylüyor. Bir illüzyondan ibaret olduğunu bilsen de bir anlığına kendini unutmak hoş bir duygu olabiliyor. Evelyn ise ona başka bir açıklama yapıyor gibi olsa da dikkat ederseniz ikisinin söylediği aynı… Görmek istemediklerimizi gizlemek için kılık değiştiririz genelde, diyor… Douglas da aynı şeyi farklı bir şekilde söylüyor zaten. Bir an kendini unutmak… Geçmişini kapatmak ve kendine yalan söylemek… Gizlemek istediği yönlerini gizlemek…

Douglas ve psikiyatr arasındaki konuşmada bence en önemli nokta Douglas’ın Tanrı konusunda söyledikleri… Ben ona inanıyorum da diyor, merak ediyorum o bana inanıyor mu?

Acı insanı değiştirir. Gerçek anlamda acı çektikten sonra, gerçek bir ihanetle yüzleştikten sonra artık siz eski siz olarak kalamazsınız. Mayanıza acı girer ve değişirsiniz. Douglas’ın çektiği acıların her birisi normal bir insanı hayata küstürebilecek kadar büyük. Ailesi onu kafese tıkıyor… Annesi onu bırakıp gidiyor… Omuriliği zarar görüyor ve sakat kalıyor… Âşık olduğu kıza açılmak için ona gittiğinde yaşadığı acı… Bunların her birisi çok ağır…

Douglas, köpeklerin en büyük kusuru insanlara güvenmek, demişti. Aslında ilginçtir ki kendisi de aynı hatayı yapıyor. Mafya babasıyla anlaşma yaparak ona güveniyor. Bu yüzden adam onu öldürmeye gelince adeta deliriyor ve anlaşma yapmıştık, diyor… Douglas, bir insan sonuçta ve hata yapıyor. Kendi yaşam felsefesine ihanet ediyor bir anlamda… İnsanlara güveniyor… Bunun bedelini ağır ödüyor.

Tüm bunlardan sonra isyan denizlerine açılmamak büyük bir irade ister… Douglas’ın en büyük özelliği bence bu… Psikiyatr onun sakin duruşuna, sakince konuşmasına hayran oluyor. Fırtınalı bir deniz gibi köpürmeli, bağırmalı, en azından gergin olmalıydı; ama hayır… Yemek yerken bile izin isteyen, çok sakin, kibar ve kendini ifade etmeyi çok iyi bilen bir adam var karşısında…

Final işte buradan bağlanıyor. Douglas her şeye rağmen Tanrı’ya isyan etmektense onun ne istediğini anlamaya çalışıyor. Pazar günü, kilisenin karşısına acı çekerek yürüyor ve işte buradayım, senin için acı çekiyorum, diyor. Kollarını açarak yere düştükten sonra çarmıhtaki İsa figürüne dönüşüyor. Bundan az önce de yüzünde bir gülümseme vardı…

Belki de o nasıl köpeklerle hiç kimsenin anlayamadığı bir iletişim kurabiliyorsa o an Tanrı da onunla bir iletişim kurmuştu… Hz. İsa’nın çektiği acıları tasvir eden Mel Gibson’ın yönettiği Tutku adlı filmde olduğu gibi… Douglas’ın acıları finalde onu İsa’ya yaklaştırıyor, ona benzetiyor.

Benim finale yönelik yorumum bu şekilde… Douglas’ın içindeki cevher hiçbir zaman kaybolmadı. Kaç kez en tehlikeli anlarda eğer tanrının isteği böyleyse, demiş ve ölüme bile rıza göstermişti, ama ölmedi.. Kurşunu bitmişti mesela mafya patronunun. Douglas bunu gördükten sonra köpeklere işaret verdi. O an bile yani ölüme bir saniye yakınlıktayken bile Tanrı’nın ne istediğini merak ediyordu. Ölüm mü, yaşam mı…

İşte finalde çarmıha gerilmiş İsa’ya dönüşmesi… Bunun öncesindeki gülümseme… Tüm bunlar onun Tanrı’yla bizim tam anlayamadığımız özel bir iletişim kurduğunu ve bunun sonucunda Nirvana’ya ulaştığını gösteriyor.

Dogman ending explained

Son Eklenenler

En Popüler

Şeytan’la Bir Gece Geçirmek İster misiniz?

0
1970'lerde geçen Late Night with the Devil- Şeytanla Bir Gece, gece geç saatlere kadar yayınlanan bir talk şovda yaşanan korkunç olayları anlatıyor. Talk şovun...

Açlık Oyunları Kuşların ve Yılanların Şarkısı- Orijin Hikayesi

0
The Hunger Games: The Ballad of Songbirds & Snakes- Açlık Oyunları Kuşların ve Yılanların Şarkısı, serinin (sonradan yazılan) aynı isimli ön kitabına dayanıyor ve...

Merakla Beklenen Film Paranoya’nın Çekimleri Başladı

0
Yılın merakla beklenen, iddialı filmi Paranoya sete çıktı. Onur Buldu’nun canlandırdığı Muntazam adlı bir gazetecinin paranoyası nedeniyle başına açtığı komik ve tuhaf işleri konu...

Russell Crowe’ın Yeni Filmi Sleeping Dogs

0
Russell Crowe'ın başrolünde yer aldığı; suç, gerilim ve gizem etiketlerine sahip Sleeping Dogs, alzheimer hastası olan eski bir cinayet masası dedektifinin (Russell Crowe) bir...
spot_imgspot_img
0BeğenenlerBeğen
1,315TakipçilerTakip Et
0AboneAbone Ol

İlgili Makaleler

YORUM YAPABİLİRSİNİZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_imgspot_img