Başrolünde Noomi Rapace‘ın yer aldığı Apple TV+ bilim kurgu dizisi Constellation yılın en iyi dizilerinden birisi olmaya aday görünüyor. Uluslararası Uzay İstasyonu’nda Jo ve ISS’deki astronot arkadaşları için her şey yolunda görünür, ta ki uzay istasyonlarına bir şey çarpıp mürettebat arasında kaosa ve kafa karışıklığına neden olana kadar.
Constellation ilk iki bölümde tam olarak anlaşılamaya olayların yaşandığına şahit olduk. Ancak Constellation 3. bölümle birlikte neler yaşandığına yönelik bazı açıklamalar gelmeye başladı.
Yazının bundan sonrası spoiler içeriyor.
Constellation 3. Bölüm Anlatımı
Önceki bölümlerde de tahmin ediyorduk; ancak 3. bölümle birlikte eski astronot Henry’nin de Jo’nun dönüşünden sonra yaşadıklarına benzer bir deneyim yaşamakta olduğu artık netleşti. Paralel evrenlerde ya da Uzay İstasyonu’nda işe yarayan o deney sırasında oluşan iki simetrik evrende bazı karakterlerin o ana kadar yaşadıkları evren yerine onun simetriğine gittikleri anlaşılıyor. Henry de bunlardan birisi. Üçüncü bölüm boyunca onun diğer yaşamını da seyrettik (Oradaki adı Bud). “Aklımda boşluklar var” diyor ve görünüşe göre bu yaşadıklarına hiçbir açıklama getiremiyor. Aynadaki yüzüne bir yabancı gibi bakıyor. Kendisine yalancı denilmesine sinirleniyor ve bölüm sonunda bilim adamını gemiden aşağıya atıyor.
Bud, çalışmalarını eleştiren ve uzay çalışmaları hakkında iddialarda bulunan bir adamla yaptığı röportajda, yakın zamanda uzayda bir adamını kaybettiklerinden de bahsediyor. Bu, Paul Lancaster’ın hem Bud hem de Henry’nin alternatif gerçekliklerinde öldüğünü gösteriyor; CAL deneyini yalnızca Henry’nin bildiği ve önemsediği göz önüne alındığında bu garip bir durum. Daha da tuhaf olan ise Bud’ın Henry’nin varlığından haberdar görünmesidir. Bir haber muhabirinin Bud’a Henry diye hitap ettiği bir sahne var. Constellation 3. bölümün bitiş bölümünde Bud, uzay görevi sırasındaki sorunlar için Henry’yi suçluyor ve Jo gibi Bud’ın da kimliğinin ve deneyimlerinin paralel dünyadaki mevkidaşı Henry ile bir şekilde iç içe geçtiği çarpık bir gerçeklik yaşadığını öne sürüyor.
Jo’ya bakarsak Constellation’ın ilk üç bölümü, Jo’nun gerçekliğinde ya da en azından algısında ciddi bir yanlışlık olduğunu ortaya koyan bir dizi görsel sunuyor. Dizinin gelecekteki bir zaman çizelgesi gibi görünen bölümünde Jo, kızı Alice’in iki farklı versiyonunu da görüyor ve bunları yalnızca koku yoluyla ayırt edebiliyor. Bir sahnede Alice’in iki versiyonundan birini aynada gözlemliyor ancak onu doğrudan gördüğünde bulamıyor. Constellation’ın ilk üç bölümünden sonra Jo’nun aynı anda birden fazla alternatif gerçeklik deneyimlemesi muhtemel görünüyor.
Aslında dikkatli seyredince Jo’nun yaşadığı iki gerçekliğe ait sahneler birkaç sahnede doğrudan veriliyor. Örneğin istasyondaki toplantıdan sonra yalnız kaldıkları odada kocasına sarıldığı sahnede (ayakkabılarını çıkardığı sahne) ekran ikiye bölünmüş durumda ve dikkat ederseniz arka planların birebir aynı olmadığını fark edebilirsiniz. Ekranın bize göre sol tarafındaki perdeye ve televizyona dikkatli bakarsanız farkı fark edebilirsiniz. Henry’ye olan şeyin aynısını o da deneyimliyor.
Constellation’ın 3. bölümünde Henry’nin Alice’e kuantum fiziğinin basitleştirilmiş bir açıklamasını sunduğu bir sahne var. Kuantum fiziğinde aynı şeyin aynı anda iki farklı durumda var olabileceğini söylüyor. Ayrıca, aynı parçacığın bir dünyada siyah, diğerinde beyaz olabileceğini de detaylandırıyor. Aynı parçacık, iki dünya arasındaki sınırda bir yerde de var olabilir; hem siyah hem de beyazdır, ancak biri onu gözlemlemedikçe ne olduğuna karar veremez.
Constellation’ın gelecek bölümleri muhtemelen diğer bazı karakterlerin neden ikili versiyonlara sahip olduğunu açıklamak için bu fikri daha da derinlemesine inceleyecek.
Constellation’ın en büyük gizemi, Jo’nun olaylara ve bunlara neyin sebep olduğuna dair güvenilmez anlatımı etrafında dönüyor. Kocasının dönüşüne verdiği tepki, uzaya gitmek üzere Dünya’yı terk etmeden önce ilişkilerinin iyi bir yerde olmadığını gösteriyor. Ancak Jo bunların hiçbirini hatırlamıyor gibi görünüyor. Ayrıca iş arkadaşı Frederic ile olan ilişkisine dair hiçbir anısı yoktur ve kaza sonrasında Uluslararası Uzay İstasyonunda (ISS) yaşananlara ilişkin hatıraları diğer yolculardan farklıdır. Arabasının rengi gibi önemsiz şeyler bile Jo’yu etkiliyor.
Bunların en olası açıklaması Jo’nun sandığı kişi olmaması. ISS kazasından sonra bir şekilde kendisinin paralel versiyonunun yerini aldı. Alternatif benliğinin kırmızı bir arabası vardı, kendisinin ise mavi bir arabası vardı. Benzer şekilde, kocası Magnus’la ilişkisi çöküşün eşiğindeyken, yedek Jo ve kocası gayet iyi durumdaydı. Jo, alternatif benliğinin gerçekliğine vararak kendisini tanıdık görünen ancak bir şekilde geride bıraktığı dünyadan farklı ve daha çarpık bir dünyada buldu.
Tabii bir de ölmek üzere olduğunu söyleyen Irena var. Roscosmos adlı Rus uzay girişiminin önde gelen isimlerinden biri olan Irena, Jo’yu, bir SSCB kozmonotunun cesedinin ISS kazasına neden olamayacağı konusunda ikna etmeye çalışır. Jo, kazanın nedenini araştırırken gördüğü şeyin aynısı olduğu için iddialarına sadık kalmaya karar verir. Ancak Roscosmos’tan Irena ve diğerleri, mumyalanmış bir Rus kozmonotun uzay istasyonlarına çarpma ihtimalinin neredeyse imkansız olduğunu iddia ederek onu susturmaya çalışıyor. Sonunda Jo daha fazla mücadele etmek istemez ve iddiasını geri çeker. “Eve gitmek istiyorum.”
Sonuç olarak Constellation‘ın ilk üç bölümü, Henry’nin ISS üzerindeki CAL deneyinin gerçekliğin dokusunu bozduğunu ve bir şekilde birkaç alternatif evrenin birbirine çarpmasına yol açtığını gösteriyor. Bu, ölü kozmonotun ortaya çıkmasının Jo’nun hayal gücünün bir ürünü olmadığı, çoklu gerçekliklerin yakınlaşmasının bir sonucu olduğu anlamına gelebilir.
Henry’nin Constellation’daki deneyi, onun yalnızca sıfır yerçekiminde var olabilecek yeni bir madde durumu aramasını içeriyor. Görünüşe göre Paul’den deneyi yürütmesini istiyor çünkü ISS’deki nesneler mikro yerçekimi/sıfır yerçekimi yaşıyor. Paul deneyi başlatır başlatmaz, SSCB kozmonotunun cesedi uzay istasyonuna çarpar ve içeride hasara yol açar. Bu, Henry’nin Constellation’daki deneyinin bir şekilde fiziğin temel yasalarını yumuşattığını, birden fazla gerçekliğin kaynaşmasına ve sonsuz olasılık ve belirsizliklerin bent kapaklarını açmasına neden olduğunu gösteriyor.
Henry’yi şaşırtacak şekilde, deney yalnızca sıfır yerçekiminde gerçekleşebilse de, kendisinin iddia ettiği gibi bir girişim etkisi göstermeye devam ediyor. Tuhaf bir şekilde, girişim etkisi aynı zamanda gözleme de bağımlıdır, yani yalnızca Henry onu gördüğünde ortaya çıkar. Constellation bunun neden olduğunu henüz yanıtlamamış olsa da deneydeki gözleme bağlı değişiklikler, Henry’nin bilincinin ve varlığının bir şekilde davranışını etkilediği anlamına gelebilir.
Constellation dizisi ilk 4 bölüm incelemesi 25. Kare Youtube kanalında.
