15.4 C
İstanbul
KategorilerGerilimInsomnia- Uykusuz Film İncelemesi

Insomnia- Uykusuz Film İncelemesi

Christopher Nolan’ın yönettiği 2002 yapımı Insomnia- Uykusuz, polisiye-suç ve aynı zamanda psikolojik gerilimin en iyi örneklerinden bir tanesi. Filmin başrollerinde Al Pacino, Robin Williams ve Hilary Swank gibi önemli isimler yer alıyor. İki Los Angeles dedektifi, Alaska’da işlenmiş bir cinayeti araştırmak üzere güneşin hiç batmadığı bir kuzey kasabasına geliyor.

Evrensel ahlak var mıdır, yok mudur ayrı bir tartışma konusu; ancak Uykusuz’un anlatımı o kadar güçlü ki film boyunca neyin ahlakî olup olmadığını, karakterlerin yaptıkları seçimlerin doğru olup olmadığını sorguluyorsunuz. Film sizi kendi ahlak anlayışınız noktasında zorlamayı başardığı için üzerinizde güçlü bir etki bırakabiliyor.

Polisiye suç ve aynı zamanda psikolojik gerilimin en iyi örneklerinden birisi.

Orijinal Adı: Insomnia
Tür: Dram, gizem, gerilim
Yönetmen: Christopher Nolan
Ülke: Amerika, İngiltere
Gösterim Tarihi: 25 ekim 2002 (Türkiye)
Oyuncular: Al Pacino, Hilary Swank, Robin Williams, Martin Donovan, Nicky Katt, Yan-Kay Crystal Lowe
Süre: 01s 58dk
IMDB: 7,2
25. Kare puanı: 7,6

Yazının bundan sonrası spoiler içeriyor.

Yalanlar, kaosa düzen getirir mi?

Yalan söyleyerek adaleti sağlayabilir misiniz? Will Dormer, seyrettiğimiz zaman diliminden 1,5 yıl önce suçlu olduğuna kesinlikle emin olduğu bir adamı, kanıt yetersizliğinden dolayı jürinin serbest bırakacağını düşünmüş ve adamın dairesine cesetten aldığını kanı yerleştirmiş.

Bu sayede adam hapse girmiş ve Dormer; haklıydım, sonuç yöntemi haklı çıkardı, savunması yapıyor.

Dormer bir polis ve açıkça sahte kanıt üreterek bir adamı hapse attırmış.

Bu durumda yönetmenin film boyunca peşinde koştuğu soru şu: Dormer, kendince doğruyu yaptıysa, sonuç yöntemi haklı çıkardı, adam zaten suçluydu diyerek yaptığının ardında duruyorsa neden rahatsızlık hissediyor? Neden sürekli gece uykularında o kanıtı bıraktığı anı görüyor? Neden alakasız bir kişinin onayını almak için çırpınıyor…

Dormer’ın soruyu nasıl sorduğuna dikkat… Yönlendirme yapıyor. . Soruda yönlendirme yapma çabası onun aslında kendisine de yalan söylediğini gösteriyor. Rahatlatıcı yalanlar söyleyerek bir anlamda gerçekler ve adalet arasında bulunan ve kendi seçimlerinden dolayı oluşan o gri alanı yok etme çalışıyor. Gerçekleri yalanlarla boyayarak onlara adalet maskesi geçirmeye çalışıyor.

Sonra da bu çabasını, kendisine söylediği yalanlara bir başkasından onay almak için çabalıyor. İşte temelde yüreği o kadar çaresiz, vicdanı da o kadar rahatsız.   Bu sahne bence filmin kırılma anı ve doruk noktası. Final işte bu doruk noktaya bağlanınca bir anlam kazanacak.

Orijinal filmle ayrışma noktası

İşte bu noktada orijinal film ve bu yeniden çekim net bir ayrıma gidiyor. Orada kahramanımız aracına binerek New York’a doğru yola çıkıyor. Aynı zamanda Ellie o yedek silah mermisini masaya bırakıp uzaklaşıyor. Yani temelde her ikisi de Walter’ın tezine öyle ya da böyle onay veriyor.

Nolan’sa ilginç bir şekilde daha net ve keskin bir ayrım yapmayı tercih ediyor. Bu noktada onun orijinal filmden ayrışarak kolaycılığa kaçtığını düşünüyorum. Film boyunca gri alanlarda gezinen Dormer, Walter’ın suya batışını izledikten sonra bir aydınlanma geçiriyor.

Her şeyi yola koyduktan sonra neden birden böyle bir aydınlanma yaşadığı sorusu Walter’ın ölümüne bağlanmış. Dormer hiçbir zaman kendisini Walter’la eşdeğer görmemişti. Ancak bu sadece bir söylemden ibaretti. Her ne kadar inkar etse de Walter ve kendisi cinayet noktasında eşitlemişti.

İşte final bu noktadan bağlanıyor. Walter ve Dormer aynı kulübede… Başka hiç kimse yok… İkisi de aynı anda birbirini vuruyor. Göz göze geliyorlar ve aslında Dormer şans eseri hayatta kalıyor. Suların karanlığında aşağıya süzülen kişi kendisi olabilirdi. Böylesine etkilenmesinin nedeni bu.

Aynı soru(n), farklı film

Dikkat ederseniz hem Walter hem de Dormer yalanlarla kaosa bir düzen getirme çabası içerisinde. Dormer, ahlakî bağlamda kendi içsel çatışmasını sürdürdüğü için Walter’la aynı çizgide olmaktan çok rahatsız. Walter’ınsa böyle bir derdi yok ve daha rahat görünüyor. Biz diyor örneğin ve kendi durumuyla Dormer’ınkini eşdeğer görüyor.

Ancak bu filmden 6 yıl sonra aynı yönetmenin yine benzer bir soruyla uğraştığını ve bu kez tam tersi bir sonuca ulaştığını görüyoruz.

Batman, Gordon’la birlikte Harvey Dent’in ölümüyle ilgili Gotham halkına yalan söyler ve bu yolla kaosun önüne geçer. Nedenlerden ziyade sonuca bakmak gerekiyor. Tamam, ama Batman şu şu nedenle öyle yaptı, denebilir. Önemi yok. Christopher Nolan Uykusuz’da ulaştığı ahlaki önermeleri Batman’la birlikte adeta canlı canlı mezara koymaktadır.

Kaosu önlemek için yalan söyleyebilirsiniz. Uykusuz’da hangi sonuca ulaşmıştık? Yalanlar kaosu önlemek bir tarafa daha derinleştirmektedir.

Insomnia- Uykusuz film incelemesinin tamamına 25. Kare Youtube kanalı üzerinden ulaşabilirsiniz.

Son Eklenenler

En Popüler

Netflix’in Monster Filmi | Konusu ve Detaylar

0
Rako Prijanto'nun yönettiği, Endonezya yapımı korku ve gerilim filmi Monster, bir "canavar" tarafından kaçırılan Alana ve Rabin isimli iki çocuğun hikayesini aktarıyor. Alana ve...

Gizem Filmi The Fare Final Anlatımı

0
The Fare, D.C. Hamilton tarafından yönetilen 2018 yapımı psikolojik gizem filmi. Hikayemizin kahramanı bir tür zamansal döngüye hapsolmuş bir taksi şoförü. Harris adındaki bu...

Maymunlar Cehennemi: Yeni Krallık | Ceasar’ın Anısına

0
Wes Ball'ın yönettiği; aksiyon, bilimkurgu ve macera etiketlerine sahip Kingdom of the Planet of the Apes- Maymunlar Cehennemi: Yeni Krallık yeni bir üçlemenin ilk...

Challengers | Böyle Olur Zendaya’nın Rekabet’i

0
Luca Guadagnino'nun yönettiği romantik ve spor etiketlerine sahip Challengers'da Zendaya, gençlik yıllarından itibaren tanıdığı tenisçi arkadaşları Art (Mike Faist) ve Patrick (Josh O'Connor) ile...
spot_imgspot_img
0BeğenenlerBeğen
1,315TakipçilerTakip Et
0AboneAbone Ol

İlgili Makaleler

YORUM YAPABİLİRSİNİZ

spot_imgspot_img