Nefarious (2023), idam mahkumu bir katilin ve onun akıl sağlığını değerlendirmeye gelen bir psikiyatrın hikayesi… Eğer bu katile akıl sağlığı yerinde değil raporu verilirse adam idam edilmekten kurtulacaktır. İblis olduğunu iddia eden bu adam yalan mı söylemektedir yoksa iddiaları gerçek midir?
Orijinal Adı: Nefarious
Tür: Korku, gerilim
Yönetmen ve senaristler: Chuck Konzelman ve Cary Solomon
Ülke: Amerika
Gösterim Tarihi: 14 Nisan 2023
Oyuncular: Sean Patrick Flanery, Jordan Belfi, Tom Ohmer, Stelio Savante, Glenn Beck
Süre: 01s 37dk
IMDB: 6,3
25. Kare puanı: 6,0
Film iyi ve kötünün tanımlamasını dinî kaynakları referans alarak yaptıktan sonra bu iki kutup arasındaki savaşın devam ettiği ve edeceği mesajını veriyor. Diğer taraftan da kürtaj ve ötanazi konularında tartışmalı mesajlar veriyor.
Filmin bu konularda özellikle taraf tutması ve karşıt görüşleri ve düşünceleri net olarak yok sayması elbette senaryonun değerini düşürüyor ve filmi basitleştiriyor.
Düşük bütçeli olduğu hemen anlaşılan filmin büyük çoğunluğu katil ve psikiyatr arasında geçen konuşmalardan ibaret ve neredeyse bir tek mekân filmi diyebiliriz.
Yüksek beklentilere girmeden izlenebilecek bir film. Dikkatli izleyenler, final de dahil olmak üzere ters köşe olmaz ve gelişmeleri önceden tahmin edebilir.
Şimdi filmle ilgili spoiler içeren birkaç detay paylaşalım.
Dr. James Martin artık inançlı birisi mi?
Filmin sonundaki sözlerine bakarsak yaşadığı bunca şeyden sonra hâlâ bu konuda net bir yanıt vermediği görülüyor. İnançlı mısınız gibi net bir soruya bilmiyorum diye yanıt veriyor.
Ancak insanları uyaran bir kitap yazması, başına gelenlerin fiziksel olarak açıklayamadığını söylemesi onun en hafif tabirle inanç tarafına yakınlaştığını gösteriyor.
Finalde parmağında yanık gördüğümüz kadının iblisin sesiyle konuşması onun üzerinde nasıl bir etki yapar bilemiyoruz; çünkü bu gösterilmiyor. Ancak böyle bir final onun az önce stüdyoda bahsettiği kararsızlığını dağıtabilecek kadar güçlüydü.
James bir katil mi?
Filme göre evet. İblis, James’i annesinin katili olmakla suçluyor. Ötenazi görünüşe göre yaşlı kadının daha fazla acı çekmemesi için yapılmıştı; ancak İblis yaşlı kadının servetini dikkate sunuyor ve aslında onun servete konmak için bunu yaptın diyor ve açıkça sen katilsin, diyor.
Her konuda kendini savunan James bu konuda ağzını bile açamıyor ve şaşkınlıkla adama bakıyor. Bu noktada şu vurgulanıyor. Niyetlerin, düşüncelerin bilindiği ve yargılandığı bir mahkemede insanın konuşacak pek bir takati kalmıyor. Ya James gerçekten de yaşlı annesini acı çektiği için değil de servetine konmak için öldürdüyse?
Ancak filmin asıl propagandası kürtaj noktasında gerçekleşiyor. İblis, kürtajla alınan bebeği an be an hissediyor ve en sonda onun Cehennem’e geldiğini söylüyor.
Peki, hiçbir eylemi olmayan dolayısıyla dinî bağlamda hiçbir günah işlememiş, dünyaya bile gözünü açmamış bir bebek neden Cehennem’e gitsin?
Filmin bu yaklaşımı Hıristiyanlığın ilk günah inancına dayanıyor. Adem ve Havva’nın işlediği ilk günah sonraki insanları da etkilemiştir ve tüm insanlar bu nedenle günahkar doğar.
İşte filmin daha doğmamış bir bebeği Cehennem’e göndermesinin temelinde bu yatıyor. Sonuca gelirsek en başta yazdığım üzere yüksek beklentiler girmeden izlenebilecek, neredeyse hiçbir korku ve gerilim havası taşımayan; baştaki güzel düşünsel savaşları daha sonra basit ve tek yönlü propagandalarla boğmuş ve kendi değerini düşürmüş bir film.