From dizisinde heyecanlı 6. bölüm sonrasında olaylar kaldığı yerden devam ediyor. Boyd canavarın gırtlağını kestiğinde ve ardından kendi açık yarasını ona bastırdığında, kanındaki solucanlar görünüşe göre canavarınkine geçmişti ve canavar hemen orada çığlık atarak ölmüştü. Ancak acaba canavar gerçekten öldü mü, sorusu karakterlerin aklını kurcalamaya devam ediyordu; çünkü bunu daha önce hiç görmediler. Böyle bir şey mümkün mü? Bu bölümde bunu öğreneceğiz.
Sabah olduğunda, tıp kliniği binasındaki karakterler Boyd, Kenny ve Kristi, canavarı hiç hareket etmeden hala dışarıda yatarken bulurlar. Kenny kesinlikle cesedi yakıp yok etmeleri gerektiğini düşünürken Boyd ve Kristi onun bedenini incelemek istedikleri söylerler. Kristi, yaratığın kanının artık enfekte olduğunu bu kanın cesetten alınabileceğini ve buny hava karardıktan sonra kasabaya musallat olan diğer canavarlara karşı kullanılabileceğini söylüyor.
Sonunda cesedi binanın içine sürükler ve kazan dairesinin içine alırlar. Kristi, canavarın anatomisinin tam olarak bir insanınkine benzediğini görür ve şaşırır. Bunların bir zamanlar insan olduğu teorisi oldukça güç kazandı diyebiliriz. Ancak canavarın bedeninde kan olmadığının keşfi, Kristi’nin neredeyse yıkılmasına neden olur, çünkü planı, enfekte kanı vücuttan çıkarmak, incelemek ve onu diğer canavarlara karşı kullanmaktı.
Kristi, hayal kırıklığı ve öfkeden, herkesi şaşırtacak şekilde sarı bir sıvı akmaya başlayana kadar organları acımasızca bıçaklar. Bu sarı sıvı safradan akmıştır ve bunu incelemek üzere bir şişeye alırlar.
Bu süre zarfında klinikte dinlenen Mari’nin gördüğü rüya gerçekten güzeldi. Rüyasında canavarın tamamen sağlıklı bir şekilde kendilerine doğru yürüdüğünü görür. Boyd silahını çıkarır ve canavar üzerinde hiçbir etkisi olmamasına rağmen ateş etmeye başlar ve Mari daha sonra aynı müzik kutusunun bir masada çaldığını duyar. Tam o sırada uykusundan uyanır ve her şeyin bir kabus olduğunu anlar.
Fatima’nın hamileliği
Bu bölümde Fatima’nın hamile olduğu doğrulanıyor. Kristi ve Donna da dahil olmak üzere çevresindeki insanlar, çevrelerindeki tüm olumsuzlukların arasında bunu olumlu bir unsur olarak gördükleri için böyle bir gelişmeden çok memnunlar. Ancak Fatima, onu derinden endişelendiren bir şey olduğu için görünüşe göre o kadar mutlu değil. Bu endişe başlangıçta gizemli kasabanın çocuk yetiştirmek için en iyi yer olmadığı düşüncesinden kaynaklanıyor gibiydi. Ancak endişesinin asıl kaynağı bu bölümde ortaya çıktı.
Fatima’ya olağan hayatında, bu garip kasabaya nakledilmeden önce doktorlar tarafından biyolojik sebeplerden dolayı asla bebek sahibi olamayacağı söylenmiş. Hayatının büyük bir bölümünü bu gerçeği bilerek ve kabul ederek geçiren Fatima, bir anda hamile kaldı ki bu başlı başına bir tıbbi mucizeydi, bu gelişmeye sevinemiyor. Bu garip yerine kendisiyle alay etmesinden, onu önce sevindirip sonra sevinci elinden alarak ona işkence etmesinden korkuyor.
Donna genç kadına diğer olasılığı sunar ve hamilelik başarılı olursa hayatının en güzel günlerini de yaşayabileceğini söyler. Sonunda Donna’nın sözlerinden ikna olan Fatima, bölümün sonlarına doğru Ellis’e hamileliğini anlatmaya karar verir.
Matthews Neyin Peşinde?
Biraz da Matthews ailesini bakalım. Bu ailenin her bir üyesi farklı karakterlerle etkileşime geçiyor. Jim, Colony House’dan bir nevi sürgün edilmiş ve turist otobüsünün içinde tek başına kalmaya zorlanan Randall’ın kullandığı dronu görünce onun yardımıyla teorisini test etme fırsatı elde edebileceğini düşünüyor. Randall ve Jimm, ilk bölümde ailesinin kasabaya geldiğinde kullandıkları karavana gelirler. Jim radyo anteni artık karavanın içinde saklıyordu ve onu Randall’ın insansız hava aracına takıp daha net bir sinyal almak için ağaçların üzerinden uçurmak istiyor. Jim’in planı bu.
Ancak karavanda ilginç bu ikisi arasında ilginç bir konuşma geçiyor. Randall, Jim’in zihnine bir şüphe tohumu eker ve eğer gerçekten bu kasabada bir deneyin parçası olarak izleniyorlarsa, o zaman kasabada gördükleri bazı insanların da gizlice plana dahil olması gerektiğini söyler. Jim’in aklı karışmış gibidir.
Tabitha’ysa kasaba barını ziyaret eder ve artık bardan bir ev yapmış olan Jade ile konuşur. Jade bu konuşma sırasında Tabitha’ya Christopher’ın fotoğrafını gösterir ve Jade fotoğrafın arka planda görülen çocuk Victor’u hemen tanır. Jade daha sonra içerisinde sembollerin olduğu günlüğü görür ve bunları tanır; çünkü o bu sembolleri tünellerde görmüştü. JAde artık tünellerin varlığını öğrenir. Yerinde duramayacağı ve o tünelleri görmek isteyeceği açık.
Bu sırada küçük Ethan koloni evinde arkadaşı Victor ile de buluşur. Victor, ağaçların yaprak döktüğünü ortaya çıkarır ki böyle bir olay kasabada daha önce hiç görülmemiştir. Victor’a göre bu kasabada görülen fiziksel değişimler iyiye işaret değildir.
Ailenin diğer üyesi Julie, Colony House’tan ayrılırken, onunla konuşmak isteyen Elgin ile karşılaşır. İkisi yürüyüşe çıkarken Elgin, otobüs şehre ilk geldiğinde gördüğü kabustan bir şeyler hatırlaması gerektiğini söylüyor; ama bunun ne olduğunu bir türlü çıkaramıyor. Julie, ona bir küvette huzurlu bir banyo yaparak böyle bir kaosun ortasında sakinleşme yöntemini denemesini önerir. Elgin bundan hoşlanmayacağını söylese de bölüm sonunda tavsiyeye uyar ve su dolu bir küvete girer, ancak daha sonra neredeyse canavara dönüşmüş yaşlı bir kadının onu küvette boğmaya çalıştığını görünce dehşete düşer.
Elgin, müzik kutusunu da görüp duyduğu için karşılık vermeye çalışır, ancak canavar onu alt edip boğmayı başarmış gibi görünüyor. Ben gelecek bölümde canavarın birden yok olacağını ve Elgin’in sudan çıkacağını düşünüyorum; çünkü bu karakterin taşıdığı sırlar henüz çözülmedi.
