Bu yazıda Disney Plus’ta yayınlanan Yılbaşı Gecesi’ndeyiz. Tek kelimeyle muhteşem bir kadronun rol aldığı film, adından da anlaşıldığı üzere bir yılbaşı gecesinin hikâyesi.
Konusu
Didem, yakınları için bir yılbaşı gecesi partisi hazırlığı yapmıştır. Ancak pandemiden ötürü ilan edilen sokağa çıkma yasağı onun planlarını bozar. Partisi için yeni davetliler bulmak zorundadır. Didem ve ailesi sonunda diğer villalarda oturan komşularını çağırmaya karar verir.
Orijinal Adı: Yılbaşı Gecesi
Tür: Komedi
Yönetmen: Ozan Açıktan
Ülke: Türkiye
Gösterim Tarihi: 30 Aralık 2022
Oyuncular: Gülse Birsel, Alina Boz, Fatih Artman, Serkan Keskin, Cengiz Bozkurt, Sebnem Bozoklu, Boran Kuzum, Irem Sak, Kubilay Tunçer, Emir Benderlioglu
Süre: 02s 22dk
IMDB: 6,0
25. Kare puanı: 5,9
İzlenimlerim (spoiler yok)
Film bence tam bir Gürse Birsel klasiği. Yine toplumun çeşitli kesimlerini harmanlamaya çalıştığı ve bu toplumsal farklardan komedi yakalamaya çalıştığı bir senaryo olmuş.
Filmi kabaca üç kısma ayırabiliriz. Birincisi parti öncesi yani komşuların davet edilme süreci. İkincisi parti sırasında yaşananlar ve üçüncüsü final.
İlk bölüm ortalama 25- 26 dakika sürdü ve bu bölümde çok sıkıldım. Lüks bir villada ortalamanın çok üzerinde bir gelire sahip olduğu anlaşılan bir aile var. Didem tüm villayı baştan sona kadar değiştirecek kadar gösterişli bir hazırlık yapmış. Haftalar süren bu hazırlığı üst kattan inince ilk kez görmüş gibi çığlık atan bir kız çocuğu. Noel baba kıyafetiyle ortaya çıkan bir baba… Daha sonra ortalama bir ailenin rüyasında bile göremeyeceği lüks bir arabayla üst kattaki kıza kur yapan komşu çocuğu.
Bunların hiçbirisi Gürse Birsel’in bir röportajında söylediği gibi Türk tarzı bir yılbaşı gecesine benzemiyordu. Ben ifadeleri duyunca böyle apartman dairelerinde geçen, böyle tombalaların oynandığı, mısırların patlatıldığı, herkesin bir birine yeni yıl için iyi dileklerini sunduğu aile ortamları hayal etmiştim. Ancak filmde toplumun ortalama yaşantısından oldukça uzakta lüks bir villada geçen, üst katta evin kocaman kızının anne ve babasını “biz arkadaşımla odada oyun oynayacağız” diyerek kandırdığı ama bir süre sonra içeride direk dansının yapıldığı, Noel babalı bir parti şahsen benim ilgimi hiç çekmedi.
Sadece Jingle Bells eksikti; ama o da artık bir sonraki yılbaşı gecesinde…
Gürse Birsel’in bence toplumsal gerçeklikle olan bağları çok zayıflamış. Tanıtımlarda söylediği o eski komşuluk ilişkilerimize özendiren, bunu öne çıkarak bir film söylemi havada kalıyor. Seyrettiğimiz partiye katılımlar büyük oranda zaten çıkar ve zorunluluk üzerine kurgulanmış. Yani yılbaşı partisi zaten komşular için düzenlenmiyor. Zorunluluktan ötürü komşulara dönüyor. Ayrıca filmdeki baba karakteri komşu villaların kapısına giderken “Tanımadığım insanları eve çağıracağım, bütün gece onlarla konuşacak laf bulacağım. En sevmediğim şeyler ya…” diye söyleniyor. Filmin sonrasında da bu tavrından ötürü herhangi bir pişmanlık sergilemiyor. Tamam, en sonda her şeye rağmen birlikte toplanıp yılbaşı şarkısı söyleniyor; ama filmin tamamına bakınca ortada diğer villaların kapısını çalmak dışında bir komşuluk ilişkisi yok.
Senaryo bağlamında da bu ilk bölümü hiç de sürükleyici ve komik bulmadım.
Gelelim ikinci bölüme yani şenliğin başladığı kısma.
Yılbaşı Gecesi film değerlendirmesinin tamamına 25. Kare Youtube kanalından ulaşabilirsiniz.