The Midnight Club (2022- ), Amerika ve Kanada ortak yapımı bir korku dizisi. Dizi yapımcıları Mike Flanagan ve Leah Fong aynı zamanda The Haunting: Tepedeki Ev adlı korku dizisinin de yapımcıları. O dizinin ne kadar başarılı olduğunu söylememe gerek yok. 25. Kare Youtube kanalı üzerinde detaylı bir incelemesi yer alıyor. Her iki sezonu da çok güzeldi ve ben ikinci sezon incelemesine “Gotik romantizmin zirvesi” başlığını atmıştım. İncelemeleri aşağıya ekliyorum.
The Midnight Club için de aslında aynen The Haunting: Tepedeki Ev gibi bir hayalet dizisi denebilir. Daha ilk bölümden itibaren yapılan hayalet vurguları bizi belli olaylara hazırlıyor.
Dizinin konusu şöyle: Ölümcül bir hastalığa yakalandığını öğrenen, liseyi henüz bitirmiş genç bir kız alternatif bir tedavi yöntemi uygulayan Brightcliffe adlı merkeze gidiyor. Orada kendisi gibi ölümcül hastalıklara yakalanmış gençler kalmaktadır ve gece yarısı toplanarak birbirlerine korku hikayeleri anlatmaktadır. Gençler bu kulübe Midnight Clup adını vermişler ki zaten dizinin adı buradan geliyor. Gençler birbirlerine korku hikayeleri anlatadursunlar Brightcliffe adlı bu mekanın geçmişi zaten “hayaletlidir.”
İzlenimlerim (spoiler yok)
Öncelikle bu dizinin sanatsal yönü çok başarılı. Görsellik, müzikler ve özellikle renk kullanımı bana göre oldukça güzel. Zaten böyle bir kadrodan aksi beklenemezdi. Ancak senaryo için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim.
Dizinin hikayesi ne kadar karmaşık görünse de bölümler ilerledikçe aslında ne kadar basit olduğunu görüyorsunuz. Kendimizi üst seviye bir senaryoya hazırlarken (yapımcılardan ötürü) karşımızda Netflix standartlarında bir yapım buluyoruz. Bu üzücüydü.
Dizi baştan sona kadar çok fazla diyalogla doldurulmuş ve bu ikinci bölümden itibaren sıkmaya başlıyor. Sanırım dizi “ergen kitleye” hitap ettiğinden ötürü buna uygun diyaloglarla doldurulmuş ama çoğunlukla sıkıcı ve zekadan uzak konuşmalar beni sıkıyor. Sevenlere lafım olamaz.
Karakterler beklendiği gibi… Yani bize çok fazla sürpriz yaşatan ve sağlam ters köşe yaptıran karakterleri mumla aradım ama karanlık atmosferden ötürü sanırım bunları göremedim. Elbette bizleri ters köşe yaptırabilen karakterler var ama çok yetersizdi. Nerede Tepedeki Ev ters köşeleri nerede bunlar… Böyle basit “ayak oyunları” ve “gençlik dramaları” zaten korkmaya, gerilmeye ve ters köşe olmaya hazır bir kitleyi bence tatmin edemez.
Senaryoda hoşlanmadığım noktalara spoiler olmaması için değinmiyorum ve doğrudan sonucu yazıyorum.
The Midnight Club‘ı ergen draması veya ergen korku dizisi olarak izlerseniz aradığınızı bulabilirsiniz. Aslında kolaycılık olan jump scares sahneleri seviyorsanız dizi sizi tatmin edebilir (Bu tür sahneler için kolaycılık tabiri dizide geçiyor ve gönderme yapmak için bilerek kullandım. Dizi ilginçtir ki kendi eleştirdiği kolaycılığı kendisi uygulamış ve bu hiç hoş değildi!)
Ancak eğer aradığınız ağır ve kaliteli bir korku dizisiyse sizi Tepedeki Ev serisinin gösterildiği yan salona alalım. Bu salon sizin için uygun değil.