Saw-Testere serisi incelemelerine devam ediyoruz. Önceki yazıda ilk filmden bahsetmiştim. Şimdi Saw II- Testere 2’deyiz.
Orijinal Adı: Saw II
Tür: Korku, gizem
Yönetmen: Darren Lynn Bousman
Ülke: Amerika
Türkiye Gösterim Tarihi: 11 KAsım 2005
Oyuncular: Tobin Bell, Shawnee Smith, Donnie Wahlberg, Erik Knudsen, Franky G, Dina Meyer
Süre: 01s 33dk
IMDB: 6,6
25. Kare puanı: 7,3
“Bir miras yaratarak, hayatı hatırlanmaya değer yaptıkça ölümsüz oluyorsun.”
Serinin ikinci filminde, önceki filmin aksine Jigsaw oldukça ön planda. İlk filmde Jigsaw oyun alanını kurmuş ve gerisini büyük orada oyunculara bırakmıştı. Şimdiyse kendisi sahnenin en önünde…
Bu kez daha kanlı, daha kalabalık ve daha zor bir oyun kurgulanmış. Hatta oyun içerisinde de bir oyun olduğunu ancak finalde anlayabiliyoruz.
Bu film bize Jigsaw’un felsefesini hem kendi ağzından anlattığı hem de öğrencisi Amanda’dan aktardığı için çok önemli.
“Ölümü bilmek her şeyi değiştirir”
Herkesin yaşamında önemli kırılma anları olabilir. Ancak bunlar ne olursa olsun ölüm söz konusuysa ikincil plana atılır. Jisgsaw bunu “Ölümü bilmek her şeyi değiştirir” diye aktarıyor. Saatin ne zaman duracağını bilmeyenler hayatı umursamadan yaşar diye de devam ediyor.
Jigsaw konuya öyle bir yerden giriş yapıyor ki bize bu noktada sadece haklısın be Jigsaw üstad demek kalıyor. İnsanlar öleceğini zamanı bilseydi yaşam onlar için bir kâbusa dönerdi. Ölüm anını bilmemek insan için bir armağandır. Son Durak serisini seyredenler ne söylemek istediğimi daha iyi anlayacaktır.
İnsanlar eğer öleceği zamanı bilseydi algıları değişir, dünyayı farklı görmeye başlar ve belki hiçbir şeyden zevk alamazlardı. Biz insanlar öleceğimizi inkâr etmeyiz ama ölümü de kendimize uzak görürüz. Ölümü hep başkalarına yakıştırırız. Bunun temelinde aslında içimizdeki ölümsüzlük güdüsü vardır. Kim ölümsüz olmak istemez ki… Jigsaw da bundan beri değil, o da ölümsüzlük istiyor ve bunun yolunu kendi imkânları içerisinde bulmuş.
Jigsaw’u kanser mi değiştirdi?
Jigsaw yaşamındaki kırılma anı, Dr. Gordon’ın ofisinde kanser olduğunu öğrendiği an mıydı? Evet… Şüphesiz ki öyleydi. Az önce de belirttiğim gibi “Ölümü bilmek her şeyi değiştirir” .
Peki, bu durumda Jigsaw kanseri yaptıklarına bir bahane olarak mı kullanıyor? Yani kanser olduğu ve öleceği için mi tüm bunları yapmaya karar vermiş?
Hayır… Böyle değil…
Bu filmin en güzel tarafı bu. Jigsaw bize kendisi iç dünyasını açıyor. Tahminlerden veya yorumlardan ziyade onun cevaplarıyla yolumuzu buluyoruz. Jigsaw öleceğini öğrendikten sonra intihar etmeye karar vermiş ve bunu ciddi ciddi denemiş. Ama bu girişimden sağ çıkmış. İşte onun tüm bunları yapmaya karar verdiği an buydu. Peki neden? Bunu hiç düşündünüz mü? Onun intihardan sağ çıkmasıyla bu amacı edinmesi arasındaki bağlantı neydi?
Bağlantı şuydu: Jigsaw o an yaşamın ne kadar büyük bir lütuf olduğunun farkına varıyor. Biz insanlar elimizdekinin değerini onu yitirmeden anlayamayız ya işte bunun aynısı… Jigsaw kanserdi, bu yetmedi intihara kalkıştı, bu da yetmedi kazada bedenine bir şey saplanmış… Onun yaşamı aslında birkaç kez elinden çıkmış ama onu terk etmemiş. İşte o bunları yaşayan birisi olarak hayatın değerini çok iyi biliyor. Okyanusta yüzüyormuş da suyun ne olduğunu bilmiyormuş gibi düşünebiliriz bunu. Yaşam işte öyle değerlidir.
Jigsaw’un ölümsüzlük anlayışı
Jigsaw işte bu andan sonra ölümsüzlükle bağlantılı bir sonraki aşamaya geçiyor. Jigsaw ölümsüzlüğü yakalıyor. Peki nasıl? Bunu onu en iyi anlayan kişiden, onun hem öğrencisi hem de veliahdı olan Amanda’dan dinledik. Onu dinlemek Jigsaw’u dinlemekle eşdeğer…
Amaçsız insan bir ölüden farksızdır. Bu tip insanları bomboş bakan gözlerinden ve fikirden yoksun sözlerinden tanıyabilirsiniz. Jigsaw ölmek üzere, acılar içerisinde ancak zehir gibi gözleri, kılıç gibi keskin sözleri ve zekâsı var. Neden? Çünkü öyle bir amaç edinmiş ki onunla ölümsüzlüğe erdiğini düşünüyor. Jigsaw gibi kendine göre yüce amaçlar edinenler ölene kadar canlı kalırlar.
Nedir onun amacı? Yaşamı hatırlanmaya değer kılarak bir miras bırakmak… İçtiği suyun tadını almayanların suyun tadının farkında olmasını sağlamak… Yaşamlara dokunmak…
Yaşadığın için şükretmiyorsan ya da yaşamın değerinin farkında değilsen o zaman yaşamayı hak etmiyorsun der Jigsaw. Jigsaw yaşamlarına dokunduğu insanların suyun tadına varmasını sağlar. Bunu yapamıyorsa zaten suyu içmeyi hak etmiyordur…
“Beni anlıyor musun Eric?”
Dedektif Jigsaw’u anlamadığı için bir türlü onun ne anlatmak istediğini anlamaz. Olayın kendisiyle ilgili olduğunu anlamaz. Jigsaw’a bu hatalarını hala düzeltebilirsin der. Jigsaw acı acı gülümser ve bir öğretici gibi konuyu ona getirir. Peki ya seni düzeltebilir miyiz?
Saw II– Testere 2 incelemesinin tamamına 25. Kare Youtube kanalı üzerinden ulaşabilirsiniz.
