Stranger Things, 4. sezon ilk kısım nihayet görücüye çıktı. İlk kısım yarın Netflix üzerinde yayında olacak. Ben özel gösterin sayesinde tüm bölümleri seyrettim. Stranger Things, muhtemelen Netflix’in dünya çapında en çok takip edilen ve en çok beklenilen dizisi. Çok geniş bir hayran kitlesi var. Dizinin kendi kitlesini çok iyi analiz edebilen ve doğru içerik üreten yapımcıları bulunuyor.
7 bölüm halinde yayınlanan Stranger Things 4. sezonun ilk kısmı üzerine spoiler içeremeyen bir soru cevap yazısı hazırlamak istedim.
Soru 1: Dördüncü sezon hangi yıllar arasında geçiyor?
Dördüncü sezon 1986’da geçiyor. Zaten daha önceden yayınlanan fragmanlarda El, Mike yazdığı mektupta “Bugün 185. gün” diyordu. Bu da 6 ay kadar bir zaman ediyordu. El, Kaliforniya’ya taşınmış. Yeni arkadaşlarına adapte olmaya çalışıyor; ama işler hiç de iyi gitmiyor.
Soru 2: Dördüncü sezonun ilk kısmı genel olarak nasıldı?
En iyi sezon değil; ama en kötüsü de değil. Üçüncü sezon hâlâ benim favori sezonum. Dördüncü sezonun ilk yedi bölümünü savaş hazırlık aşaması gibi görebiliriz. Şunu söylemem spoiler olmaz; çünkü fragmanlarda görmüştük. El’in güçleri kayboluyor. El, güçlerini tekrar kazanabilme mücadelesi verirken diğerleri de korkunç bir düşmanla yüzleşiyor.
Dördüncü sezonun Rusya bölümünü çok beğendim. Jim hayatta. Bu bir sürpriz değil. Onun Rusya’da yaşadıkları diziye renk katmış. Ayrı bir dizi olabilecek kadar güzeldi.
Soru 3: Dördüncü sezondaki favori karakterin hangisi?
Net olarak Max… Max bu sezonun en azından ilk kısmında çok ön plandaydı. Onun verdiği savaş, gösterdiği irade, ayrıca yeni düşmanın çözümü için yaptıkları ve diğer bazı detaylar benim çok hoşuma gitti. Max gruptan kopmadı ama yeni düşmana karşı daha çok bireysel ağırlıklı bir mücadele verdi diyebiliriz. Arkadaşlarının yardımı olmasaydı bazı şeyleri başaramayacaktı; ancak başarmasında kendi bireysel yetenekleri ön plana çıktı ve ben bunu çok beğendim.
Soru 4: Karakterler hakkında spoiler içeremeyen kısa bilgiler verir misin?
Jim’in yaşadığını zaten az çok anlamıştık; cesedi görülmemişti. Bu teori doğru çıktı. Onun zamanda geriye ya da ileri gidip gitmediğini söylemiyorum. Rusya’da bir tür esir hayatı yaşıyor.
Mike ve El arasındaki yakınlık üzerine bazı soru işaretleri oluşuyor diyebilirim. El’in yerinde olsam Mike’ı yok ederdim. O kadar söyleyeyim.
Eleven’ın güçleri yok oluyor. Bu da zaten fragmanlardan anlamıştık. El, güçlerini yeniden kazanabilecek mi? Bu yolda çaba veriyor tabii ki ve en sonunda…
Dustin yine bildiğiniz gibi. Neşeli ve çözüm odaklı… Epey iş çıkarıyor… İpuçları birleştirme ve çözüme ulaşma noktasında hayli iyi…
Lucas ne yapıyor? Lucas, Max’e aşık ama Max kendisine karşı biraz mesafeli… Bunun nedeni daha sonra ortaya çıkıyor. Lucas yeni bir arkadaş grubuna takılmaya çalışıyor. En azından bir süre için…
Nancy her zamanki gibi çok çalışkan… İdeallerinin peşinde koşuyor. Okul gazetesi için muhabirlik yapıyor, gazetenin editörü olmaya çalışıyor. Yeni düşmanın gizemlerinin bir kısmı Nancy ve onun yanında dolaşan Robin sayesinde çözülüyor.
Steve yine kızlarla takılmaya devam ediyor. Ayrıca Robin’le ikisi birlikte video shop bir yerde çalışıyor. Steve ve Nancy arasında bir şeyler yaşanacak mı? Kıvılcımlar güçlü… Bu kadar yazabiliyorum.
Peki ya Jonathan Byers ne yapıyor? Jonathan kendisine çılgın bir arkadaş bulmuş, onunla asosyal yaşamına devam ediyor. Nancy’e aşık tabii ki… Yeni bir üniversiteye kabul mektubu alıyor… Sonrasından bahsetmiyorum.
Soru 4: Yeni düşman üzerine bilgi verir misin?
Yeni düşman yine ters dünyada bulunan ve bu tarafı tehdit eden bir güç. Zihin Hırsızı değil. Onun ölmediğini biliyoruz; ama yeni düşman farklı birisi. Etkili telepatik güçleri var. İnsanların zihinlerini etkileyebiliyor. Görünüşü son derece karizmatik. İlk bölümde onunla ilgili inanılmaz ve şaşırtıcı detaylar öğreniyoruz.
Şimdilik bu kadar yazabiliyorum. Bölümler üzerindeki yayın yasağı yarın kalkıyor. Spoiler içeren bir değerlendirme 25. Kare’de olacak.