Run- Gizli Gerçek (2020) Filmi Üzerine Düşüncelerim

Hayatta en güvendiğiniz kişiden herhangi bir konuda şüphelenmeye başladığınızı düşünün.

Acaba bana yalan mı söylüyor? Benden bir şeyler mi saklıyor? Bunun üzerinizde yıkıcı bir etkisi olacağı kesin. Filmdeki Chloe’nin başına hayatta gelebilecek en kötü durumlardan birisi geliyor.

Annesinden şüphelenmeye başlıyor. On yedi yaşındaki Chloe tekerlekli sandalyeye mahkum ve aynı zamanda pek çok ciddi hastalığı bulunan genç bir kız. Tüm ihtiyaçlarını annesi karşılıyor. Ancak bir gün aklına aldığı bir ilaçla alakalı bir şüphe düşüyor. Acaba bunca zamandır doğru ilaçları mı kullanmaktadır?

Run ya da Türkçe adıyla Gizli Gerçek (2020), ortalamanın üzerinde bir film ve bence izlenmeye değer. Film başrolündeki Sarah Paulson son derece etkili bir performans sergiliyor. Aynı şekilde gerçek yaşamda da tekerlekli sandalye kullanan Kiera Allen da öyle.

Bu yazıda hem filmin finali hem de geneliyle alakalı düşüncelerimden kısaca bahsetmek istiyorum.

Tür: Gizem, gerilim
Yönetmen: Aneesh Chaganty
Ülke: Amerika, Kanada
Gösterim Tarihi: 25 Şubat 2022
Oyuncular: Sarah Paulson, Kiera Allen, Pat Healy, Erik Athavale, BJ Harrison, Sharon Bajer
Süre: 01s 30dk
IMDB: 6,7
25. Kare puanı: 6,9

Yazının bundan sonrası spoiler içeriyor.

Final, İntikam mı Sevgi mi?

İntikam… Finalde Chloe, sahte annesi Diane’e anne diye hitap ediyor ve hatta sonra onu sevdiğini söylüyor. Bunlarla beraber onu sık sık ziyaret geldiğinden ötürü bazı izleyicilerin zihninde şöyle bir düşünce oluşabilir: Chloe’yi yetiştiren annesiydi. O annesinden ne gördüyse şimdi aynısını ona uyguluyor. Yani her şeye rağmen onunla ilgilenmeye çalışıyor. Bu da ona duyduğu sevgiden kaynaklanıyor.

Hayır, bu doğru değil. Chloe ona karşı sevgi beslemiyor, aksine üvey annesinden çok sağlam bir intikam alıyor. Öncelikle Diane ona ürkek bir şekilde bakarken kendisi güler yüzle yaşamındaki güzellikleri anlatıyor. Başarılarından bahsediyor. Yani üvey annesine beni engellemeye çalıştın, hayat boyu beni eve kapatacak ve yaşamdan koparacaktın ama bak bunu beceremedin, mesajı iletiyor. Bu ona yaptığı zihinsel bir işkenceydi.

İkincisi tabii ki daha korkunç. Ağzında gizlice getirdiği hapları ona içirmesi fiziksel bir işkence olarak görülebilir. Gitme zamanım geldi, dediği anda üvey annesinin nasıl dehşete kapıldığını görebilirsiniz. Bunun ne anlama geldiğini iyi biliyor.

Sonuç olarak final sağlam bir intikamdı. İntikamın soğuk yenen bir yemek olduğunu bir kez daha gördük.

Senaryodaki soru işaretleri

Benim senaryoda anlam vermekte zorlandığım birkaç nokta var.

Öncelikle en başta gördüğümüz bebek yani Diane’in kendi bebeği ölüyor. Sadece iki saat yaşamış. Bebek için ölüm belgesi düzenlenmiş. Bebeğin ölüm tarihi 30 Ocak 2002. Gazete haberine göre hastanedeki bebek 01 Şubat 2002’de kaçırılmış.

Diane, muhtemelen hastaneden ayrılırken bebeği de yanında götürmüştü. Bebeğe camın ardından bakarken üzerinde normal kıyafetler var. Onun hastaneden ayrılmak üzere olduğunu söylersek yanlış olmaz.

Şimdi soru şu: Chloe’yi hem de aynı isimle resmi kayıtlara nasıl geçirmiş? Bu kimsenin dikkatini çekmemiş mi? Chloe bebek öldükten sonra, aynı isimle bir başka bebek resmi kayıtlara nasıl girer?

Bu noktaya senaryoda hiç değinilmemiş; ancak fikir yürütürsek şöyle olmuş olabilir: Diane bu yeni bebeği eve alır ve onu hiç kimseye göstermez. Ondan asla bahsetmez. Zaten homeschooling toplantısında hiç evden çıkmadım hep ona baktım falan da demişti. Yani ne akrabası ne kocası ne de yakın arkadaşı var (Bu noktada onun nasıl para kazandığı da ayrıca bir soru işareti… Ona sosyal hizmetlerden 9 bin dolarlık bir ödeme yapıldığını gördük. Ayrıca onun işe başlama teşebbüsleri olduğunu da… Ama “Evden hiç çıkmadım, hep ona baktım” demişti… O zaman nasıl para kazanıyordu?).  Neyse… Bebeğin öldüğünü resmi kayıtlar dışında kimse bilmez. Yaklaşık bir yıl sonra da gider ve yeni bir bebeğim oldu adı da Chloe diye onu kayıtlara geçirebilir. Ama bu bir teori… Senaryonun bu noktada bizi aydınlatmamasını bir eksilik olarak görüyorum.

Ayrıca kayıp bebek olayının basına yansıdığını gördük.  Bu durumda hiç kimsenin Diane’den şüphelenmemesi de ilginç. En azından onun bir sorgu sahnesi ya da polis dedektiflerin evini ziyareti söz konusu olsaydı filmin kalitesi bir tık daha yükselirdi. Çünkü böyle bir durumda yani Diane’nin hastaneden ayrıldığı gecede bir kayıp bebek söz konusu olduğu bir durumda onun adının şüpheli listesinde olmaması söz konusu olamaz.

Aynı şekilde onun sırtında görülen yaralar noktası da aydınlatılmadı. Öylece kaldı gitti.

Filmi izlediyseniz eğer bu konulardaki düşüncelerinizi yorumlarda paylaşırsanız sevinirim.