Halloween- Cadılar Bayramı serisi unutulmaz bir korku klasiği. Slasher filmleri içerisinde kendisine özgü bir yeri bulunan Halloween serisinin anlatımına devam ediyoruz.
Önceki filmlerin anlatımına aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
4. Film: Halloween 4: The Return of Michael Myers (1988, IMDb: 5,8 – 25. Kare puanı: 5,5)
Yapımcılar doğru bir karar almış ve bir önceki film yok saymışlar. 1988 yılındayız yani ilk maceranın on yıl sonrasında. İkinci filmin sonunda gördüğümüz patlama sonrasında ne doktor ne de Michael Myers ölmüş. Her ikisi de hayatta. Michael, 10 yıldır bir hastanede tedavi altında ve doktorun gözetiminde yaşarken bir gün doktorun bilgisi olmadığı halde başka bir yere nakledilmek isteniyor.
Michael Myers, aracın içerisinde bir yeğeni olduğunu öğreniyor. Kız kardeşi Laurie evlenmiş ve bir kız çocuğu olmuş. Michael Myers bunu duyunca araçtakileri katlederek o minik kızı öldürmeye gidiyor. Bu arada Michael Myers’ın kız kardeşi Laurie ölmüş. Ancak ne zaman ve nasıl öldüğüne yönelik herhangi bir bilgi verilmiyor.
Doktor Loomis, Michael Myers’ın kaçtığı duyunca hemen kasabaya koşuyor ve minik kız Jamie’yi korumak için çabalıyor.
Filmin sonunda polisler Michael Myers’ı adeta kurşun yağmuruna tutuyorlar. Michael mezarın içerisine düşüyor ve görünüşe göre ölüyor. Ancak Michael ve minik kız Jamie arasında fiziksel bir temas olmuştu. Filmin sonunda Jamie’nin bir katile dönüştüğünü görüyoruz. Aynen Michael’in çocukken olduğu gibi.
Film böyle sona eriyor. Michael mezarda ya da Cehennem’de… Minik kız Jamie, amcası Michael tarafından lanetlendi ve bir katile dönüştü.
Bu film de genel olarak zayıftı diyebilirim. Bir kere ölüm sahneleri çok yetersiz ve yer yer saçma. Örneğin Michael aracın arkasında iki kişiyi öldürüyor ama üçüncü adam hiçbir şey bu sırada hiçbir şey duymuyor.
Bakalım sonraki film biraz daha iyi olacak mı ve daha da önemlisi Michael Myers yaşama dönecek mi?
5. Film: Halloween 5: The Revenge of Michael Myers- Michael Myers’in İntikamı (1989, IMDb: 5,0 – 25. Kare puanı: 5,2)
Beşinci film Michael Myers’in İntikamı adını taşıyor. Bu bölümde Michael Myers’ın Cehennem’e gitmediği görülüyor. Önceki filmde mezarın içerisine düşmüştü. Meğerse oradan bir yol bularak nehre atlamayı başarmış. Daha sonra da anlaşıldığı üzere bir yıl boyunca bir adamın yanında kalıyor. 1989 Cadılar Bayramı arifesinde bir minnettarlık göstergesi olarak adamı öldürüp minik Jamie’nin peşine düşüyor.
Jamie ve Michael Myers arasında bir tür bağ var. İkisi de birbirini hissedebiliyor. Doktorumuz bu bağı kullanarak Michael Myers’ı tedavi edebileceği gibi bir yanlış kanıya kapılıyor. Haydi bırak evladım bıçağını diye Michael Myers’a yaklaşıyor. Ancak Michael Myers’la dalga geçilmez…
Ne demişti Doktor Loomis onun için? “Cehennem’de yanması için dua ettim. Ancak onu Cehennem’in bile almayacağını biliyorum.”
Sonuç olarak Michael Myers, ne kadar uğraşsa da minik yeğenini öldüremiyor ve en sonda Michael’i güvenlikli bir yere kapatılıyor. Ancak kim olduğu belirsiz birisi gelerek, polis merkezini patlatıyor ve onu oradan kaçırıyor.
Filmin sonunda Michael Myers’ın yine kayıplara karıştığını görüyoruz.
6. Film: Halloween: The Curse of Michael Myers- Ölüm Çığlığı (1995, IMDb: 4,7 – 25. Kare puanı: 5,5)
Altıncı filme bizimkiler Ölüm Çığlığı adını vermiş. Filmin orijinal adı The Curse of Michael Myers, Türkçede Michael Myers’ın Laneti anlamına geliyor. Artık 90’lı yıllardayız ve Myers’ın cinayetleri daha kanlı ve vahşi olmaya başlıyor. Senaryo da üzerinde basitliği atmaya çalışıyor. 1989 Cadılar Bayramı’nın 6 yıl sonrasındayız.
Önceki filmin sonunda Michael Myers’ı şapkalı birilerinin kaçırdığını görmüştük. Meğerse bunlar Keltik dinine inanan bir tarikatmış. Detaylara girmeden şöyle özetleyebilirim: Bunların amacı Michael’a bir çocuk kurban etmek. Çünkü bunlar Michael’ın şeytanın ta kendisi olduğuna inanıyorlar. Aynı inanışı doktorda da görüyoruz. Artık bu bölümle birlikte şunu söyleyebiliriz: Michael ölmüyor çünkü şeytan onun içindeki karanlıkta büyümüş. Yani Michael Myers saf kötülüğün kendisi… Diğer tabirle o Şeytan… Bu yüzden öldürülemez.
Tarikat, Michael Myers’ı kontrol edebilmek üzere kaçırmış. Aynı zamanda onun yeğeni Jamie de onların elinde. Aradan yıllar geçiyor. Jamie’nin bu sırada bir bebeği oluyor. Onu Şeytan’a yani Michael Myers’a Cadılar Bayramı gecesinde kurban etmek istiyorlar. Ancak birisinin yardımıyla Jamie bebeği de olarak oradan kaçıyor.
Serinin ilk filminde Laurie’nın bakıcılık yaptığı Tommy adında bir çocuk vardı. İşte bu bölümde o çocuk ön plana çıkıyor. Artık büyümüş ve o da Michael Myers’a kafayı takmış. Onun bileğinde bulunan sembolün anlamını bulmaya çalışmış. Thorn denilen bu sembol hastalık ve ölüm getiren şeytanı simgeliyormuş. Onun bulguları ve tarikatın inançları örtüşüyor.
Sonuç olarak bölümün sonunda Michael Myers tarikatın kontrolünden çıkıyor. Çünkü Şeytan kontrol altına alınamaz. Michael Myers kendisini kaçıranları bir güzel “doğruyor”. Ancak bebek, Tommy ve Kara adındaki kadın onun elinden kaçmayı başarıyor. Kara, Michael Myers’ın kız kardeşi Laurie’yi evlatlık edinenlerin akrabalarından birisi. Bir süredir Myers’ların evlerinde yaşıyorlardı. Bu arada Kara’nın çocuğu Danny’nin de Michael Myers’a benzediğini not edelim.
Meğerse Michael Myers çocukken kafasında bazı sesler duymuş ve o seslerden sonra kız kardeşini öldürmüş. Aynı sesleri Danny de duyuyor. Dolayısıyla onun da karanlık yönleri var.
Bu bölümün sonunda Dr. Loomis, burada bitirmem gereken bir iş var, diyor ve araca binmiyor. Bu cümle slasher filmlerinde karakterlerin klasik “son sözü.” Ancak doktora ne olduğu belirsiz. Eğer film sona ererken duyduğumuz çığlıklar doktora aitse bu onu son görüşümüzdü.
Michael Myers ölmemiş ve anlaşıldığı üzere doktorla ilgileniyor. Ne diyelim ölecek kişi eceline kendi ayağı ile gidermiş.
7. Film: Halloween H20: 20 Years Later- Halloween 7 – Korku Bayramı (1998, IMDb: 5,8 – 25. Kare puanı: 6,1)
Seride şu ana kadar en beğendiğim film bu. Yedinci film ikinci filmin kaldığı yerden devam ediyor ve sonraki tüm filmleri yok sayıyor. İkinci filmin sonunda Laurie, Michael Myers’ın yandığını görmüştü. İşte bunun üzerinden tam 20 yıl geçmiş.
Laurie, California’ya taşınmış. İsmini değiştirmiş. Hatta 1981’de evlenmiş ve şu an 17 yaşında bir erkek çocuğu var.
Peki, doktora ne olmuş. Doktor da Michael Myers’ı saplantı haline getirmiş ama ona ulaşamamış. Onun birkaç yıl önce öldüğü söyleniyor.
Sonuç olarak Michael Myers, kardeşinin izini buluyor ve Cadılar Bayramı’nda onu ve çocuğunu öldürmek için saldırıyor. Neden bu yıl peki? Çünkü bu yılın sembolik bir anlamı var. Laurie’in çocuğu 17 yaşına girmiş. Michael Myers, Laurie’e saldırdığında Laurie de 17 yaşındaydı.
Bu filmin ikinci yarısı çok güzeldi. Michael Myers, o büyük eve girdikten sonra evdekileri tek tek avlamaya başlıyor. Laurie kaçıp gitmek yerine onunla savaşmayı seçiyor. Ben bunu görünce eyvah dedim… Gitti güzelim Laurie… Ama hayır… Laurie, gerçekten sağlam mücadele ediyor ve en sonda Michael Myers’ın kafasını baltayla koparıyor. Böyle bir hamleyi ilk kez gördük. Yani daha önce Michael Myers’ın kafasının koptuğu hiç görmemiştik.
Bölümün beğenmediğim tek yönü şuydu: Michael Myers’ın gözlerini görmememiz gerekiyordu. Onun gözleri hep bir karanlık içerisinde olmalıydı. Doktor buna özellikle dikkat çekiyordu. Kapkaranlık bir boşluk olmalıydı gözlerinin yerinde… Bunun dışındaki her şey çok iyiydi. Heyecan ve aksiyonu ayrıca korku ve gerilimi dibine kadar yaşatan bir film olmuş.
Michael Myers geri dönecek elbette; çünkü bir sonraki filmin adı Resurrection yani Diriliş. Bakalım Michael Myers’ın dönüşü için nasıl bir senaryo yazmışlar.
8. Film: Halloween: Resurrection – Korku Bayramı 2 (2002, IMDb: 3,9 – 25. Kare puanı: 4,0)
Serinin en zayıf filmlerinden birisi… Ancak filmin girişindeki sürpriz gerçekten güzel. Meğerse Laurie’in kafasını kestiği kişi Michael Myers değilmiş. Michael oraya gelen bir polis memurunu konuşamaz hale getirerek yüzüne kendi maskesini geçirmiş ve olay yerinden kaçmış. Laurie bunun üzerine bir tedavi merkezine kapatılmış.
Laurie tam 3 yıldır oradaymış. Çocuğuna ne olduğuna dair tek kelime bile duymuyoruz. Michael Myers hastaneye kadar geliyor. Laurie, onun için hazırlanmış ve neredeyse Michael Myers’ın işini bitmek üzereydi. Ancak yine bir hata yapmamak için yüzünü görmek amacıyla ona yaklaşınca bu onun sonu oluyor. Evet, Michael Myers sonunda Laurie’i öldürmeyi başardı.
Filmin bundan sonrası çok zayıf. İnternet üzerinden canlı yayın yapmak isteyen 6 genç Cadılar Bayramı’nda Michael Myers’ın çocukken yaşadığı eve gidiyor. Bilmedikleri şey şu: Michael Myers hâlâ o evin içerisinde. Bir süre sonra gençlerin hepsi birer birer ölmeye başlıyor.
Filmin sonunda Michael Myers, öldüğü düşünülerek morga alınıyor. Ancak Michael Myers asla ölmez.
9. Film: Halloween (2007, IMDb: 6,0 – 25. Kare puanı: 5,5)
2007 yapımı Halloween, 1978 yapımı filmin yeniden çekimi. Orijinal senaryoya birebir bağlı kalınmamış ve ancak serinin sıkıca takipçilerinin fark edebileceği değişimler yapılmış. Örneğin Michael Myers çocukken evde gördüğümüz adam onun üvey babası. Orijinal filmde böyle bir detay yok. Michael Myers’ın annesi hastanedeki olaydan sonra evde intihar ediyor. Orijinal filmde böyle bir intihar yaşanmıyor. Yine orijinal filmde olmamasına rağmen yeni filmde Michael, doktoru neredeyse öldürecek kadar yaralıyor. Doktor, Michael’ın hikâyesini kitaplaştırmış ve özellikle bir sonraki filmde göreceğimiz üzere bundan para kazanmaya odaklanmış. Orijinal filmdeki idealist doktor, yeni filmde gözünü para kazanma hırsı bürümüş bir kapitaliste dönüşmüş.
Bu farklıları daha fazla uzatmak istemiyorum. Söylemeden geçemeyeceğim en önemli detay bence şu ki Katil Bebek Chucky’nin senaristleri de buna benzer bir değişim yapmışlardı. Orijinal filmde Michael Myers, aslında Şeytan’ın fısıltılarını duyuyor ve bir süre sonra onun bizzat karanlığın saf hali yani Şeytan olduğu anlaşılıyor. Yeni filme geldiğimizde olay psikolojik sorunlara bağlanıyor. Michael henüz daha çocukken hayvanları kesiyor, arkadaşlarını dövüyor; ama temelde karşımızda herkesin hor gördüğü, dışladığı, ailevi sorunlar yaşayan bir çocuk var. Bu çocuk 15 yıl kapalı kaldıktan sonra artık kafayı sıyırıyor. Bunlar orijinal senaryoyu katleden detaylar. Şeytani güçler, karanlık taraf yok sayılıyor ve olay sorunlu bir çocuğun delirmesine bağlanıyor.
Ayrıca Michael Myers, orijinal filmde sağ kalan kız kardeşini öldürmek için kasabaya dönüyor. Yeni filmdeyse Michael, kız kardeşine bebeklik fotoğraflarını gösteriyor. Sanki her şeye rağmen aile özlemi çeken bir çocuk tasvir ediliyor. Bunlar beni sinir etti diyebilirim. Serinin ruhu alınmış ve ruhsuz bir film çıkmış karşımıza. Orijinal hikâyede doktor artık onun insan olmadığını defalarca üzerine basa basa tekrar etmişti.
Orijinal filmin en önemli detaylarından birisi Cadılar Bayramı’ydı. Seri bu tarihin üzerine inşa edilmişti. Yeni filmde 31 Ekim vurgusu çok az. Michael sanki tesadüfen o tarihte kaçmış gibi bir hava var. Yani o manyaklar Michael’ın odasına girmeyebilirdi. Michael da orada kalmaya devam ederdi. Orijinal film öyle değil. 15 yıldır uyuyan ve tek kelime bile etmeyen bir Şeytan birden Cadılar Bayramı’nda aktif hale geliyor ve yarım kalan işini tamamlamak üzere çocukken yaşadığı eve dönüyor.
Sadede gelirsek, ben bu filmi orijinal seriye bir hakaret sayıyorum. Benzer bir değişimi söylediğim gibi Chuck Bebek’in yeniden çekiminde de görmüştük. Chuck Bebek’in içerisine büyüyle giren katilin ruhu, yeniden çekimde yok sayılmış ve Chuck yanlış programlanan yapay zekâya sahip oyuncak bir bebeğe dönüşmüştü. Ne iğrençti… Yapımcılar Michael Myers ruhunu da katletmişler. Sonraki filmde bu mantığın katlanarak devam ettiğini göreceksiniz.
Bu arada finalde Laurie, Michael Myers’a yakın mesafeden ve tam kafadan ateş ediyor. Bakalım bir sonraki film nasıl devam etmiş…
10. Film: Halloween II (2009, IMDb: 4,8 – 25. Kare puanı: 5,0)
2007’de seyrettiğimiz hikâyenin devam filmindeyiz. Halloween II de hikâye şöyle devam ediyor: Michael Myers kafasına kurşun yemişti; ancak cesedi bulunamamış. Bu andan sonra hikâye 2 yıl sonrasına atlıyor. Michael Myers ortalıkta yok. Laurie, psikolojik destek alıyor. Doktorsa tam bir açgözlüye dönüşmüş. Sadece ikinci kitabı Şeytan Aramızda’nın ona ne kadar kazandıracağını düşünüyor. Doktorun başka bir derdi yok.
Senaryo Michael Myers ruhunu katletmeye devam ediyor. Michael tamamen psikolojik sorunlar yaşayan birisine dönüşmüş. Bir şizofren gibi ölen annesinin hayaliyle yaşıyor. Ormanın içerisinde bir kulübede, saçı sakalı birbirine karışmış ve resmen bir dağ adamına dönüşmüş. Efsanevi katilin yeni imajı bu. Bir dağ adamı…
Senaryo tam bir rezalet. Dağda yaşayan Michael, Cadılar Bayramı’nda eve dönmek istiyor. Annesini eve götürmeye söz vermiş. Kafasında böyle bir kurgu var ve bunun gerçekliğine inanıyor. En sonda polisler Michael’ı kulübede kıstırıyorlar ve onu kurşun yağmuruna tutuyorlar. Doktor yine kurtuluyor. Laurie’yse adeta kafayı sıyırmış bir halde. Michael onu kaçırmış ve kulübeye getirmişti.
Filmin sonunda Laurie’nin ölüp ölmediği net değil. Senaryo her iki şekilde de devam edebilir. Bir sonraki filme geçiyoruz.
11. Film: Halloween- Cadılar Bayramı (2018, IMDb: 6,5 – 25. Kare puanı: 5,8)
Senaristler orijinal hikâyeyi bir tarafa bırakarak kendi kafalarına göre takılmaya devam ediyorlar. 2002 yapımı Halloween: Resurrection – Korku Bayramı 2’de Michael Myers, Laurie’yi öldürmeyi başarmıştı. Laurie’nin bir erkek çocuğu vardı. Kendisi de bir okulda müdüreydi.
Şimdi bu hikâye sil baştan ele alınmış. Laurie, 1978’deki saldırıdan sağ kurtulmuş. Sonra iki kez evlenmiş ve bir kızı dünyaya gelmiş: Karen. Yani oğlu falan yok ve kendisi de bir güvenlikli bir yerde yaşıyor. Michael Myers’ın bir gün kendisi için döneceğini biliyor. Aradan 20 yıl geçmiş.
Şimdi meraklı iki tane gazeteci 20 yıl önceki vahşetin detaylarını öğrenmek için ortalıkta gezinmeye başlıyor. Güya Michael Myers’la röportaj yapacaklarmış… Bir an gerçekten bunu başaracaklar diye korktum.
Filmde üç kuşağı bir arada seyrediyoruz. Laurie, Laurie’ın kızı ve kızının kızı yani torunu.
Michael Myers, şu ana kadar gördüğün en rezil Michael Myers… Psikolojik sorunlar yaşayan, yaşlanmış bir hasta… Michael Myers artık bu… Yüzü tam olarak gösterilmese de onun yeni imajı gerçekten iğrenç. Karakterin imajı sanki bilerek ve isteyerek adım adım yok ediliyor.
Maskeyi yüzüne geçirmeden önce insanları öldüren yaşlı bir adam görüyoruz. Ötesi yok.
Filmin en güzel tarafı Haluk Bilginer’i seyretmekti. Haluk Bilginer, artık hayatta olmayan Doktor Loomis’in öğrencisiymiş. Kafası ezilmese iyiydi ama gitti işte…
Filmin sonunda Laurie’in, evde yaptığı hazırlıklar işe yarıyor. Michael Myers tavuk gibi kızarıyor. Diğerleri de araca binerek oradan uzaklaşıyor.
Sonraki filme geçiyoruz.
12. Film: Halloween Kills- Cadılar Bayramı Öldürür (2021, IMDb: 5,6 – 25. Kare puanı: 6,0)
Bu filmin IMDb puanı düşük olabilir ama hikâyenin doğru noktaya yönelmesi adına bence önemli bir film. Önce konusundan bahsedeyim.
Hikâye 2018 yapımı filmin devamı. En son Michael Myers’ı alevler içerisinde bırakmıştık. Ancak Laurie ve diğerleri yolda yanan eve doğru giden itfaiye araçları görüyor. Yangın söndürülüyor ve Michael Myers yine hayatta kalıyor.
Bu filmin bir diğer özelliği 1963’teki katliamdan sağ kalanları bir araya toplaması. Sağ kalanlar organize oluyor ve Cadılar Bayramı’nda bölgeye dönen Michael Myers’ın peşine düşüyorlar.
Final çok güzel. Michael Myers kapana kıstırılıyor ve silahla, sopayla, bıçakla en vahşi şekilde öldürülüyor ya da öldüğünü sanılıyor. Bu sırada ekrana Laurie geliyor. Onun sözleri hikâyeyi doğru noktaya yönlendiriyor. “Onu bizim gibi etten kemikten sanmıştım ama değil… O öldürdükçe yenilmesi imkansız bir şeye dönüşüyor. Şeytan’ın ruhu… Onu kaba kuvvetle yenemezsin…”
İşte bu sözler eşliğinde Michael Myers kendisine saldıranların hepsini tek tek doğruyor… Harikaydı…
Gelecek filmde muhtemelen tekrar, yeniden ve muhtemelen son kez Michael Myers ve Laurie kapışması yaşanacak. Umarım Laurie, Michael Myers’ın bir daha gelmemesi için yani ölmesi için kendisini feda etmez.
Halloween serisi incelemesi 25. Kare‘de.