9.6 C
İstanbul
KategorilerGerilimSırlar Kitabı Film Çözümü - Agatha Christie Tarzı Bir Senaryo

Sırlar Kitabı Film Çözümü – Agatha Christie Tarzı Bir Senaryo

Fransa ve Belçika ortak yapımı Les traducteurs– Sırlar Kitabı (2019), öncelikle harika oyuncu kadrosuyla dikkat çekiyor. Peki, Lambert Wilson, Olga Kurylenko, Sidse Babett Knudsen ve Alex Lawther gibi birbirinden ünlü oyuncuları bir araya toplayan film bu potansiyeli değerlendirebilmiş mi?

Gizem ve gerilim etiketlerine sahip filmin orijinal adının karşılığı aslında Dokuz Çevirmen. Ortada çok satan, ünlü bir dedektif romanı üçlemesi var: Dedalus. Bu üçlemenin son kitabını çeşitli dillere çevirmek amacıyla yayıncı Eric tarafından tutulan, her birisi farklı ülkelerden gelen oldukça deneyimli dokuz tane çevirmen, dış dünyadan izole edilmiş bir sığınakta işe koyulduktan bir süre sonra her şey ters gitmeye başlıyor. Kim olduğu bilinmeyen birisi ya da birileri romanın ilk sayfalarını internete sızdırmıştır ve devamının yayınlanmaması için yayınevinden yüklü miktarda para istemektedir. Yayıncı, bu sızmanın tercümanlardan kaynaklandığını düşünmektedir.

İzlenimlerim (spoiler yok)

Öncelikle filmin kadrosu gerçekten çok iyi. Bu oyuncuları seyretmek büyük zevkti. En başta sorduğum sorunun yanıtı şu: Hayır, film bu oyuncu potansiyelini değerlendirememiş. Lambert Wilson ve Alex Lawther dışındakilerin karakterleri son derece silikti.

Filmin kurgusunda geçmiş ve gelecek arasında gelgitler var. Bunlar ilk başlarda akıl karıştırıcı olsa da bir süre sonra her şey netleşiyor. Ancak ben filmden beklediğim tadı aldığımı söyleyemem. Açıkçası özellikle filmin başlarında duyduğumuz ve daha sonra da bazı karakterler üzerinden devam ettirilen cinayet romanları vurgusu sonrasında bende Agatha Christie tarzı bir film beklentisi oluşmuştu. Ancak film bu beklentiyi karşılayabilecek kadar zekice hazırlanmış bir senaryoya sahip değil.

Les traducteurs beni finalde de şaşırtmayı başaramadı; çünkü zaten final sürprizi için birkaç tane olasılık vardı. Bu olasılıklardan birisi hem de son derece klişe bir şekilde gerçekleşti.

Sonuç Olarak

Les traducteurs- Sırlar Kitabı (2019) izlendikten sonra pişman olacağınız bir yapım değil. Oyuncu kadrosu çok sağlam. Konusu güzel. Ancak kurgusu ve gizemin çözümü noktasındaki detaylar bence tatmin edici değil. Bu nitelikte bir filmden ne beklersiniz? Çok sağlam ters köşeler ve harika bir final değil mi? Çünkü karşımızda cinayet romanları gibi ilgi çekici bir tema ve filmi seyredince göreceğiz “büyük laflar” var. Senaryo işte bu büyük beklentini hakkını verememiş ve ortaya harika bir film değil sadece iyi bir film çıkmış.

Yazının bundan sonrası spoiler içeriyor.

Final Üzerine

Bir kere final son derece klişe ve basitti. Vurucu detayların ardı ardına bizi şok etmesini beklerken gördüğümüz hiçbir şey bizi çok fazla şaşırtmıyor. Oscar Brach’ın gerçekte kim olabileceğine yönelik birkaç olasılık vardı. Bunların en güçlüsü filmin başlarında yayıncı Eric’ti. Ancak kısa bir süre sonra onu yaşlı yayıncıyla konuşurken gördüğümüzde ve hırslarına şahit olduğumuzda zaten bu seçenek ortadan kalkmıştı. Ben o yaşlı adamın Oscar olduğuna hiçbir zaman tam olarak inanmadım. Hep bir şeyler eksik gibiydi.

Diğer taraftan o yaşlı adam gerçek yazarsa Eric’e haddini bildirmek için romanı kendisi de sızdırıyor olabilirdi. Böyle olsaydı çevirmenlerin tamamı aklanacağı için ortada ters köşe durumu kalmayacaktı.

Katerina ve Alex arasında geçen detaylara yönelik tartışma dikkatleri bu ikiliye yönlendirdi. İkisinden birisinin gerçek yazar olma ihtimali çok yüksekti. Özellikle de Alex’in muhteşem tercüme hikâyesini dinledikten ve üçüncü romanın ilk cümlesini tahmin ettiğini gördükten sonra onun gerçek yazar olduğu artık anlaşılmıştı. Hele hele Katerina’nın romanın başlangıcıyla ilgili yaptığı tespitten sonra… Alex’in yalan söylediği ortaya çıktı. Bu durumda geriye tek bir olasılık kalmıştı. Alex, Eric’i etkileyebilmek ve çevirmenler arasına girebilmek için 3. kitabın ilk cümlesini yazmıştı. Bu nedenle diğer çevirmenlerin gittikçe silindiği bir kurguda sürekli ön plana çıkan Alex’in Oscar Brach çıkması dikkatli izleyiciler için çok büyük bir sürpriz değildi; beklenen bir durumdu.

Bir diğer nokta şu: Alex’in diğer çevirmenleri böyle bir soyguna ikna etmesi ve onlarla son derece riskli bir metro planı hazırlaması gerçekçi değildi. Fare metroya salındığı sırada Alex’in çantaları değiştirmediği Ingrid tarafından fark edilebilirdi. Hatta fark edilmemesi çok tuhaf çünkü Ingrid gözünü o sırada Alex’e dikmiş olmalıydı. Bir diğer taraftan inanılmaz popüler bir serinin oldukça zengin yayıncısı Eric’in eve metroyla gitmesi de pek inandırıcı değil. Eric, yayınevinin geleceği anlamına gelen, edebiyat çevrelerinin ve dünyanın dört bir tarafındaki fanların yayınlanmasını beklediği, altın değerindeki tek nüshayı metroda bir çantada neden taşısın? Üstelik o çantayı yere bırakıp gazete okuması da inandırıcı değildi.

Alex görünüşe göre tüm bu planı Eric’e cinayeti itiraf ettirebilmek için kurgulamış. Tesadüflere bırakılmış büyük bir risk. Eric gibi kurnaz bir adamın yakasında mikrofon varken kontrolünü kaybederek “Onun kendi ellerimle öldürdüm” demesi bana çok da inandırıcı gelmedi. Eric böylesini ölümcül bir hatayı yapabilecek birisi değil. İkinci olarak paranın onun hesabına transfer edilmesi… Böylesine büyük bir miktarın izinin sürülmemesine imkan var mı bilmiyorum. Alex telefon üzerinden girdiği kendi banka hesabından milyonlarca Euro’yu Eric’in hesabına gönderdi ve suçu onun üzerine attı. Bu paranın Eric’in hesabına nereden gönderildiği anlaşılamayacak mı? Bilemiyorum… Tüm bunlar bana hiç de zekice gelmiyor. Eric o itirafı yapmayabilirdi. Kontrolünü kaybetmeyebilirdi.

Alex, Gerçek Yazar Olmayabilir mi?

Kapanıştaki o kısa görüntü bizi bu soruyu sormaya mecbur bırakıyor. Çocuk Alex, yaşlı adama sarılıyor ve yaşlı adam ona “Üzülme evlat, seneye yine geleceksin” diyor. Yoksa Alex o dükkanda hiç çalışmadı mı? Diğer taraftan acaba bu görüntü Alex’in yaşlı adama olan özlemini mi gösteriyor? Ona sarıldığı anı bu yüzden mi hayal ediyor?

Maalesef bu soruların net bir cevabı yok. Alex’in anlattığı hikayeye inanmak zorundayız. Bu kısa görüntü bize hiçbir şey ispatlamıyor. Kapanıştaki bu görüntü bence bizlerin zihnine Alex’in gerçek yazar olup olmadığı noktasında bir soru işareti atmak için yerleştirilmiş; ancak senaryo bu noktada da çok başarılı değil. Bu görüntü bize, Alex’in anlattığı hikayeyi çürütebilecek kadar güçlü bir veri sunmuyor.

Alex, gerçek kitapların gerçek yazarıydı.

Son Eklenenler

En Popüler

Godzilla x Kong : The New Empire | Fragman İncelemesi

0
Godzilla x Kong : The New Empire'ın ikinci fragmanı yayınlandı. Fragmanda yer alan detaylar bize iki inanılmaz ve muazzam titanın bu kez aynı tarafta...

Censor- Sansür Filmi Konusu ve Detaylar

0
Korku ve gizem etiketlerine sahip, İngiltere yapımı Censor- Sansür (2021), film sınıflandırma ve sansür kurulunda çalışan Enid isimli bir kadının hikayesini aktarıyor.Filmin baş...

Hannibal’ın Aşkı Filmde Neden Gizlendi?

0
The Silence of the Lambs- Kuzuların Sessizliği (1991), filminin devamını anlatan Hannibal (2001), Dr. Hannibal Lecter'ın İtalya'da peşine düşen katillerden kaçma çabalarını ve Ajan...

Mare of Easttown | Polisiye- Suç Mini Dizisi

0
Mare of Easttown, Pennsylvania'daki küçük bir kasaba olan Easttown'da yaşayan dedektif Mare Sheehan'ın hikayesini konu alan bir mini dizi. Mare, 25 yıl önce bir...
spot_imgspot_img
0BeğenenlerBeğen
1,315TakipçilerTakip Et
0AboneAbone Ol

İlgili Makaleler

2 YORUMLAR

YORUM YAPABİLİRSİNİZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_imgspot_img