Merakla beklediğim Vikings Valhalla’ı seyretme imkanı buldum. Vikings Valhalla’da Ragnar Lothbrok’un yüzyıl sonrasını seyrediyoruz ve 11. yüzyıl Avrupası’na konuk oluyoruz. Bu yazıda dizinin konusundan ve genel atmosferinden spoiler vermeden bahsetmeyi planlıyorum.
Vikings Valhalla’nın Konusu
Dizinin başında Ragnar Lothbrok’un başarılarının artık bir efsaneye dönüştüğü söyleniyor. İlk sezonun birkaç yerinde hem Ragnar’a hem de oğlu Bjorn’a yapılan atıflar var. Onların başarıları ve mücadeleleri Viking soyu için bir gurur vesilesi…
Vikingler artık Kuzeyde bulunan topraklarını terk ederek Avrupa’ya çoğunlukla da İngiltere’ye yerleşmiştir ki bu sezondaki olaylar zaten İngiltere topraklarında geçiyor. Ancak Vikingliler her ne kadar İngilizlere sadık olsalar da hatta krallarının korumasını üstlenseler de İngilizlerin öfkesinden kaçamıyorlar. İngiliz Kralı II. Aethelred, Viking “sorununa” köklü bir çözüm getirmeyi amaçlar.
Ani ve beklenmedik, kanlı bir baskınla Londra yakınlarındakiler başta olmak üzere adada yaşayan tüm Vikingleri, Aziz Brice Günü’nde kılıçtan geçirtir. Gelecekte Norveç’in kralı olacağını uman Harald Sigurdsson, kardeşinin de katledildiği bu kanlı baskından kurtulmaya başarır.
Bu kanlı katliam Vikingler’in ana vatanında yani Kuzey’de görmezden gelinmez. Danimarka’nın kralı Knut, tüm Vikingler’i Norveç’te bulunan Kattegat’a çağırır ve sonrasında İngiltere’ye saldırmak için büyük bir ordu toplar. Amaçları intikam almaktır.
Kısa sürede savaşa hazır hale gelen Vikingler, kendi aralarındaki bazı anlaşmazlıkları bir kenara atarak İngiltere’ye doğru yelken açarlar.
Genel İzlenimlerim
Öncelikle Vikings Valhalla’yı beğendim. Eksiklerine rağmen seyredilmeyi hak eden, eğlenceli ve dolu bir dizi. Tamamen yeni bir kadro, yeni bir hikâye ve yeni bir macera… Önceki efsane diziyi hiç seyretmeseniz de bir kaybınız olmuyor. Bu güzeldi.
Dizinin erkek ana karakterleri bence yeterince güçlü değildi. Hem Leif Eriksson hem de Harald Sigurdsson da diziyi taşıyabilecek karizma yoktu. Önceki dizide çılgın Floki, sonradan sağlam bir savaşçıya dönüşen Bjorn, baştan aşağıya bir karizma abidesi olan Ragnar ve tabii ki Rollo… Bunların hepsi çok iyiydi ve diziyi taşıyorlardı.
Ancak Vikings Valhalla’da ben ana karakter boşluğu gördüm. Leif’in savaşçı yönü ön plana çıkarılmak için çok çaba sarf edilmiş. Örneğin şehre gelir gelmez kendisine kafa tutan dev cüsseli bir adamı, sonra da babasından ötürü kendisine düşmanlık besleyen 3-4 saldırganı yere seriyor. Ancak tüm bu gayretlere rağmen Leif bence sezon sonuna kadar hep silik kalıyor. Çabalarını kastetmiyorum. Güzel işler beceriyor; ama önemli olan şu: Ona baktığımızda geleneksel Vikingleri temsil eden bir karakter göremedim. Leif’e ısınamadım… Aynı şekilde Harald’a da… Harald da yeterince karizma değildi. Onun ilk bölümde katledilen kardeşi bence bu role ondan daha iyi yakışırdı.
Aynı durum Londra tarafı için de geçerli. Kraliçe Emma dışındakiler ki buna Earl Godwin da dahildi silik karakterlerdi. Ancak gerizekalı Prince Edmund tam olması gerektiği gibiydi… Vikingler tarafından Kral Knut’un hem siyasi zekası, hem savaşçılığı hem de bir krala yakışan tavırları diziyi kurtaran noktalardan birisiydi. Harald’ın aşkı Freydis de diziye yakışıyordu.
Sonuç olarak birkaç istisna dışında karakterleri yeterli bulmadığımı söyleyebilirim. Şimdi gelelim senaryoya…
Öncelikle bu bir Viking dizisi. Dolayısıyla savaş sahneleri bu yapım için çok önemli. Ancak muhtemelen dizinin yeterli bütçeye sahip olamamasından kaynaklanan basitlik hemen göze çarpıyor. Savaş sahneleri basit ve böyle bir dizi için yetersizdi. Londra savaşı olabilecek en basit haliyle çekilmiş. Çok sınırlı ve az figüranlı bir savaştı. Masraftan kaçıldığı belli oluyor. Ragnar ve Bjorn’ün savaşlarıyla Vikings Valhalla’daki savaşlar arasında ciddi bir kalite farkı var.
Vikings Valhalla’nın dövüş sahneleri de çok yetersizdi. Birebir dövüşler son derece basitti. Leif’in birebir savaşları o kadar yapmacıktı ki onları seyretmek bana hiç zevk vermedi. Halbuki aksi olmalıydı. Ana karakter birilerini pataklarken onu izlemek seyirciye zevk vermeli…
Büyük savaş çok çabuk ve basit bir şekilde sona eriyor. Sonrası Game of Thrones tarzındaki taht oyunlarına dönmüş. Vikingler ve İngilizler arasındaki taht oyunları bana çok inandırıcı gelmedi. Bu tarz oyunlar İngilizlerin işi, Vikinglerin değil…
Dizinin büyük çoğunluğu; savaş öncesi hazırlık, büyük savaş ve harika bir saldırıyla süslenmesi gerekirken en azından biz bunu beklerken taht oyunlarını seyretmek bana sıkıcı geldi.
Sonuç olarak yeni dizi Vikings Valhalla en başta söylediğim gibi izlemeye değer bir yapım. Seyredenler özellikle ilk yarısındaki macera ve aksiyondan zevk alacaktır. Ancak Ragnar’ın mirası bu kadar kolay tüketilmemeli ve Vikingler bir an önce kendilerine gelmeli…
Sizin işiniz taht oyunları değil… Onu İngilizler’e bırakın ve aslınıza dönün…
