Raised by Wolves 2. sezon 5. bölüm yayınlandı. Bir saate yakın süren bölümde tahmin edilmesi zor gelişmeler yaşandı. Dizinin bence en güzel tarafı bu. Sağlam ters köşe yapıyor. Senaristlerin diziyi nereye bağlayacaklarını herkes gibi ben de çok merak ediyorum.
Nedir Bu Yeni Android?
Bir önceki bölüm Father havada adeta Güneş gibi parıldayan robota bakarken sona ermişti. Bu bölümde ilk kez bu androidi karşımızda gördük. Yüzü peçe gibi bir örtüyle kapanmış bir kadın android modeli. Father bile onun ne olduğunu tam olarak bilmiyor.
Yeni android son derece gelişmiş bir model gibi duruyor. Hatırlarsanız Campion’u ölümden kurtaran oydu. Father’ın masasında uzanırken Campion’un zor durumda olduğunu görebilmesi ve oraya tam zamanında ulaşması inanılmazdı. Şimdi hiçbir şey olmamış gibi Father’ın karşısında dikiliyor ve hiç konuşmuyor. Milyonlarca yıl önceden geldiği bilenen bu android gizemini korumaya devam ediyor. Yüzünün kapatılmasının nedeni gözleri olabilir mi? Belki de o da Mother’ın gözlerine benzer bir gücün sahibi ve bu yüzden yüzünü kapatıyor. Bu durumda Mother’ın neredeyse yenilmez gücünün varlığı bir başka güç tarafından dengelenmiş olacak. Onun Temptest’in içindeki bebeği görmesi ve bunu peçesine yansıtması çok ilginç bir sahneydi. Temptest’e zarar vermedi ama onun endişeye kapılarak oradan kaçmasına neden oldu.
Ben bu yeni android-in şeytanî bir güç olduğunu düşünmüyorum; ama eğer Mother’la karşı karşıya gelirse neye dönüşeceğini kestirmek zor. Android konusunda en çok merak ettiğim nokta onun kökeni… Nereden geliyor? Onu kim yaptı? Milyonlarca yıl sonra tam zamanında uyanması bir tesadüf müydü? (…)
Father, Kral mı Olacak?
Bu arada bölümün adı King… Peki, bu ifade kimin için söylenmiş olabilir? Father için tabii ki. Tankın içerisinde geçen konuşmayı hatırlayın. Orada Lucius, Father’a doğrudan bunu sordu: “Mother kraliçe olduğuna göre bu seni kral mı yapıyor?” Father bu tür unvanların anlamsız olduğunu söyledikten sonra her zaman yaptığı gibi yine kendisinin bir servis modeli olduğunu hatırlatıyor.
Ancak bu senaristlerin uyguladığı bir ters psikoloji de olabilir. Gelişen olayları sonucunda Father yakında bir tür krala dönüşebilir. Bu gizemli android-in Father tarafından bulunması bir tesadüf olamaz. Önceki incelemede söylediğim gibi dizi boyunca yaşananlar, detayları bir tarafa bırakırsak Mother ve Father’ı yetiştirmek için tasarlanmış gibi duruyor.
Diğer taraftan Holly’nin Romulus kralının dişini bir takı olarak kullandığını (Holly bunu ilk sezonda gemi enkazında korunaklı bir kutunun içinde bulmuştu) ve onda bir tür güç olduğunu söylediğini de gözden kaçırmayalım. Bölümün adı bu krala bir işaret de olabilir. Bu dişte bir tür güç olduğunu zaten bu bölümde görüyoruz.
Evrim mi Yoksa Ölüm mü?
Mother ve Sue arasında geçen konuşma çok ilginçti. Sue, Paul’ün yılana dönüştüğünü ve insanlığını kaybettiğini söylerken Mother bunun bir evrim olduğunu düşünüyordu. Mother, Paul’e bakarak “Hücre yapısı giderek güçleniyor, bu ölümden çok evrim gibi” dedi.
Bu noktada Sue ve Mother arasında mantık ve duygusallık ayrışması yaşanıyor. Gerçek çocuğu olmasa da Paul’ü yetiştiren ve onun büyüten Sue, çocuğunun insanlıktan çıkarak bir yılana dönüşmesini tabii ki kabullenmez.
Sue’nun Sol’e dua etmesi inanılmaz bir kırılma anıydı. Sue daha önceden bir ateist olduğu için Paul tarafından neredeyse öldürülmek üzereydi. Şimdiyse dua ediyor. Benzer bir değişimi Campion’ın geçirdiğini de kaçırmayalım. Campion, gördüğü o android-in Sol olduğunu düşündüğü için artık inanıyor gibi duruyor. Ancak inandığı şey bir tanrı değil; Father’ın odasında bulunan bir android.
Sue’ya dönersek o dua ederken “Paul’ün kurtulması karşılığında her şeyi yaparım” dedi. Bu çağrısı karşılık buldu. Peki, bu ses nedir ya da kimdir?
Sol Mü Yoksa Başka Bir Medeniyet Mi?
Ben zaman yolculuğu teorisini tamamen çöpe atmamakla birlikte şuna da inanmaya başladım. Üstün bir ırk bu yaşananları kontrol ediyor ve bu gezegeni en baştan beri bir tür deneysel alan gibi kullanıyor. Daha önceden bu gizemli ses bizzat Sue tarafından bir sinyal olarak tanımlanmıştı. Bu sinyal Ekvator bölgesine geçiş yapamıyordu. Trust kullanımdayken bölge bu sesten korunuyordu. Sadece bu durum bile bu sesin olağanüstü bir özellik taşımadığını, onu yayanlar tarafından belli amaçlarla kullanıldığını göstermeye yeter. “İlahî” bir ses olsaydı koruma kalkanı ona engel olamazdı.
Bu ses sadece onu gönderenlerin istediği kişiler tarafından duyulabiliyor. Ama daha da ilginç olanı bu sesin kaynağının konuşmaları duyması. Sue’nun ne söylediğini duydu(-lar) ve ona Paul’ün tedavisinin yolunu gösterdi(-ler) hem de halüsinasyon kullanarak. Tüm bunlar onların ya ileri bir teknolojileri bulunduğunu ya da farklı bir teknoloji kullandıklarını gösteriyor. Belki de bu ses hiç görmediğimiz bu varlıkların zihinsel güçleridir. Beyin dalgaları gibi yani…
Paul’ün “evriminin” sülükler tarafından tedavi edileceğini bu sesin bilmesi de ilginçti. Bu bir yönden benim bu teorimi doğruluyor. Bu sesin sahibi “ırk” doğayı iyi tanıyor. Son derece gelişmiş teknolojik imkanların Paul’ün hastalığına çare olamamasına rağmen doğada bulunan bir sülük türü (yani kadim yöntemler) Paul’ü iyileştirdi. Ses bunu nereden biliyordu? Muhtemelen bu ses çok ileri teknolojik imkanlara sahip olmaktan ziyade kendi doğal yeteneklerini kullanıyor. Belki telepati yetenekleri çok gelişmiş bir ırktır, kim bilir… Ama ne olursa olsun bir amaçları var. Bu amaçları doğrultusunda bir plan dahilinde hareket ediyorlar.
Sue’nun deniz yaratığı ile savaşması de çok ilginç bir andı. Sue, sülükleri almak için hayatını riske atmayı bile göze alıyor. Deniz yaratığına aynen onun gibi hareket ederek bu kararlılığını göstermesi çok enteresandı. Ben bunu bir “annenin gücü” olarak algıladım. Yoksa Sue’nun dönüşüm geçirdiği falan yok. Buna işaret eden bir sahne yoktu.
Çanlar Marcus İçin Çalıyor
Böyle bir başlık attığıma bakmayın… Marcus bir kediden farksız, her zaman dört ayak üzerine düşüyor. Kime ait olduğu bilinmeyen bir tapınak bulduklarında onun yüzünde oluşan sinsi gülümsemeyi kaçırmadım.
Andoid kız Vrille’nin annesi Decima tarafından peygamberliği sorgulanmaya başlanan Marcus, bu tapınağın bulunmasıyla yine dört ayak üzerine düştü ve zaman kazandı.
Ancak Decima ve diğer tüm inananların (Holly dışında) yani “peygamberin” izinden gidenlerin tamamının Andoid kız tarafından öldürülmesi Marcus için katlanılması zor bir “imtihandı.” Marcus taraftarlarını kaybetti. Gücünü zaten kaybetmişti. İndiği çukurda olağanüstü bir şey bulamadı, tam aksine neredeyse o deniz yaratığına benzer yaratık tarafından öldürülecekti (Bu arada bu yaratık önce insana benziyordu ama dikkat ederseniz tam bir insan değildi. Burnu çok tuhaftı. Sonradan deniz yaratığına dönüştü. Bu bize şunu gösteriyor olabilir: Belki de bu gezegenin asıl sakinleri bir olay sonrasında deniz yaratıklarına dönüştü. Ama dönüşmeyen ve bir yerlerde saklanan birileri daha var. Ses de onlara ait…).
Marcus, Father ve Lucius tarafından rehin alındı. Bu zannedersem Marcus’un sesin bahsettiği o tohumlarla buluşmasını hızlandıracak bir gelişme olacak.
İnsanlar Da Android-ler Gibidir
Mother’ın Father’a perde gerisinden baktığı sahne çok fenaydı. Mother, Father da dahil olmak üzere herkesi onlara hissettirmeden gözetliyor. Bu durum ileride Father ve Mother arasında bir yol ayrımına dönüşür mü? Olabilir… Bu ikisi pek çok konuda farklı düşünme eğiliminde…
Mother’ın esir Cleaver’la yaptığı “uygulamalı” konuşma ürperticiydi. Mother insanların da aynen android-ler gibi yeniden programlanabileceğini söylüyor ve bunu uygulamaları olarak yapıyor. Cleaver’ın aklının nasıl karıştığını, kim olduğunu bile unutmaya başladığını gördük. Mother resmen deneysel bir çalışma yapıyor. Mother’ın bu zihin yıkama çalışmasıyla neye hazırlık yaptığını merak ediyorum.