Dexter: New Blood finali yayınlandı. Bu yazıda finalde neler yaşandığını ve finalin bıraktığı hüznü konuşalım.
Yazı spoiler içeriyor.
Dexter’ın Vedası
Vedalar her zaman zordur; hele ki sonunda kavuşma ümidi hiç yoksa… Dexter Morgan, New York’un doğusunda bulunan Iron Lake’de geride bir hüzün bırakarak bizlere veda etti. Ben de çoğu Dexter fanı gibi bu yeni sezon başlar başlamaz onun ölümünü göreceğiz, diye endişe ediyordum.
Kaçınılmaz Olan Neydi?
Dexter, Angela onu tutukladıktan sonra onun elindekileri görmüş ve Angela’nın bunlarla bir yere varamayacağını anlamıştı. Bu doğruydu; ama Angela masaya elindeki diğer ipuçlarını koyunca Dexter kaçınılmaz olanı gördü. Angela’nın Batista kartı çok fenaydı. Dexter zaten bu andan sonra normal şartlarda Angela’ya asla anlatmaması gereken Kurt olayını paylaştı (Dexter normalde bunu Angela’nın kendisinin çözmesini bekliyor ki kendisi ile Kurt’un yok olması arasında bir bağ kurmasın). Eğer bunu yapmasaydı ertesi sabah Batista oraya ulaştığında artık Dexter için çok geç olacaktı.
Sonuç olarak geçmiş Dexter’ın peşini bırakmadı. Harrison da Dexter’ın geçmişinden geliyor. Yeni deliller bulunduktan sonra ve özellikle eğer Batista- Dexter yüzleşmesi gerçekleşseydi Dexter’ın yargılanması Miami’de tekrar görülecekti ve sonuç belliydi…
Dexter polis merkezinden kaçtıktan sonra zaten adım adım kendi sonuna koşmaya başladı. Yakın zamanda Mother/Android diye bir film yayınlandı. Film beğenmedim ama kapak cümlesi çok iyiydi. Androidler insanları çözmüş ve onlara şöyle söylüyordu: “Sizi sevgi öldürecek…”
Dexter’ı oğlu öldürmedi aslında. Harrison’ı Iron Lake’den ayrılmamaya ikna ettiği anda Dexter kendi sonunu yazmıştı.
Dexter hiçbir zaman pes etmedi. Harrison’ın onunla gelmemeyi seçmesi; Dexter’ın ona söylediği o minik yalanı yakalamasından sonra gerçekleşti. Dexter’ın masumları kurtarmak gibi bir amacı hiçbir zaman olmadı ama bunu ona Harrison söylemişti, Dexter da onaylamıştı.
Harrison bu dizide benim gözümde hiçbir zaman büyümedi. Dexter’ın hak ettiği çocuk olamadı. Duygusal davranmıyorum. Karanlık yönü için Dexter’ı suçlaması, son anda onu yarı yolda bırakması iğrençti. Koç’u babasına tercih etti gibi bir durum yaşandı.
Dexter bize veda etmeden önce o an ilk kez sevgiyi hissettiğini söylüyor. Zaten o Harrison gelmese de kaçıp gidecekti ama Harrison’ın kaç kişinin hayatını mahvettin gibi klasik bir söyleme girmesi sonrasında kararını değiştiriyor ve ölümü seçiyor.
Dexter’ın bu 10 bölümlük vedasını seyretmek çok güzeldi. Yapımcılar Dexter ruhuna sadık kalmışlar. Mini dizi çok güzeldi.
Ama Harrison Iron Lake’den tek başına ayrılırken benim aklımda hep şu vardı:
Bu küçük kasabada hem de kendi oğlunun elinde, seni hiçbir zaman tam olarak sevmemiş; başı sıkıştığında seni arayan, işi bitince seni yılan gibi zehirlemeye çalışan, sinir ötesi ve ruhsuz Angela’nın peşine düşmesi sonrasında, karların üzerinde böyle sessizce veda etmeni sindiremedim be Dexter… O araçta sen de ya da sen olmalıydın…