The Matrix Resurrections – Matrix 4 sahne anlatımlarına devam ediyoruz. Bu yazıda Ajan Smith üzerine yoğunlaşacağız.
Yazı spoiler içeriyor.
Analist Nerede Yanılmıştı?
Önceki videonun sonunda (Videoyu aşağıya ekliyorum) Analist’in bir noktada hata yaptığını söylemiştim. Buradan devam edelim. Analist’in hatası net olarak Ajan Smith’i küçümsemesi ve onu kontrol altında tutabileceğini düşünmesiydi. Analist, Ajan Smith’in Neo’yla yaptığı konuşmaları ve hatta her adımını takip ettiği için Smith’in sistemde yer almasını sorun etmiyordu; zira onun varlığı Neo’nun daha fazla acı çekmesi anlamına geliyordu ve bu onun işine yarıyordu. Daha çok acı daha çok enerji üretimi…
Analist’in Gücü Ajan Smith’i “Görebilmesine” Engel Oldu
Şimdi Ajan Smith’i daha detaylı ele alalım. Bir önceki videoda bahsetmeden geçtiğim detayları öğrendikçe Analist’in nerede hata yaptığını daha iyi anlayacaksınız.
Bilindiği üzere Analist’in inanılmaz bir gücü var. O, göz açıp kapayana kadar hatta bundan da hızlı bir sürede zamanı geri sarabiliyor. Bunu bizzat ondan duyuyoruz. O, bu gücünü olayların kontrolden çıktığı anlarda sistemi geri yüklemek için kullanıyor.
Analist, Neo ve Trinity’nin birleştiği her simülasyonun kötü sonlandığını söylüyor (Matrix için). Analist deneysel çalışıyor. Elimizde zamanı geri sarma gücü olsa biz de deneysel çalışmalar yapabilirdik. Bu inanılmaz bir güç. Analist’i bu gücüyle birlikte bu Matrix sürümünün Tanrı’sı olarak görebiliriz.
Bizim bu seyrettiğimiz simülasyonda olaylar en nihayetinde kontrolden çıkıyor; ama bu ilk kez yaşanmıyor. Daha önce de defalarca yaşanmış; çünkü Analist konuşmasında çoğul kullanıyor. Tanrısal bir güce sahip Analist işte bu yüzden bu kadar sakin; çünkü olaylara her an müdahale edebilecek bir gücü var.
Zaten Trinity’in dün gece bir rüya gördüm, diye anlattığı olaylar neredeyse finalin birebir kopyası. Bu bize şunu gösteriyor: Farklı simülasyonlarda bu ikisi yine birbirini bulmuş, elleri yine kavuşmuş ama olaylar hiçbir zaman Analist’in kontrolünden tamamen çıkmamış. O, yaşanan her şeyi istediği yerden geri alabiliyor. Bunu yaptığı zaman, Trinity bu yaşadıklarının ya rüya olduğunu zannediyor; Neo da bunları dejavu sanıyor.
Trinity’nin rüyasında aracın üzerine çakılan Neo’nun o ana kadar gördüklerimizden tamamen farklı bir dijital görüntüsü olduğunu kaçırmayın lütfen. Her sürümde Neo farklı bir görüntüye geçiriliyor.
Analist’e dönelim. O, elindeki bu tanrısal güçle kendisini güvende hissediyor. Zamana karşı koyamazsın, onunla savaşamazsın, diyor Neo’ya. Neo bile bu güçle savaşamadıktan sonra ona artık kim karşı koyabilirdi ki? İşte Analist’in yanıldığı nokta bu. O böyle düşünürken Smith’in kontrol dışına çıktığını fark edemiyor.
Şimdi sahne anlatımlarına şu soru üzerinden devam edelim; çünkü Ajan Smith olayını daha fazla açmak istiyorum. Yeni sorumuz şu: Ajan Smith, ne zaman Analist’in kontrolü dışına çıkıyor ve bununla bağlantılı diğer soru şu: Yoksa Ajan Smith hiçbir zaman Analist’in kontrolünde değil miydi? Onu kandırıyor muydu?
Ajan Smith, ne zaman Analist’in kontrolü dışına çıkıyor?
Bu sorunun cevabını anlayabilmek için şunu iyi kavramak gerekiyor. Analist, Neo’nun bilincini ve algılarını baskı altında tutabiliyor ama Neo’nun bilinçaltı her seferinde gerçekliğe bir çıkış buluyor. Analist bu seyrettiğimiz simülasyonda Neo’nun bu kez de tasarladığı modülle bir çıkış yolu bulduğunu söylüyor. Neo’nun aslında yeni nesil bir ajan olan arkadaşı ofiste bu yüzden bu kadar şaşırmıştı. Neo eski Matrix kodlarıyla tasarladığı oyunun içerisinde bıraktığı açıklarla kendisine ulaşılmasını sağlamıştı.
Bu anlattıklarımın Smith’le ne ilgisi var? İlgisi şu: Analist demek ki herkesi yakından takip etse de her detaya hakim olamıyor. Bazı durumları geç fark edebiliyor. Bu geç fark etme durumu Ajan Smith’in hamleleri için de geçerli.
Şimdi sorunun cevabına geçebiliriz.
The Matrix Resurrections – Matrix 4 incelemesinin tamamına 25. Kare üzerinden ulaşabilirsiniz.