Yılın En İyi Mini Dizisi Maid (Netflix- 2021)

Netflix’te yayınlanan Amerika yapımı Maid (2021) bir mini dizi.  Mini dizilerin keyfi bir başkadır. Tek sezonda biten senaryolar genelde çok çarpıcı olurlar. Hizmetçi de böyle. Etkili bir dram dizisi.

Minik kızıyla birlikte evsiz kalan genç bir kadının hayata tutunabilmek için yaşadıkları…

Dizinin hayata dair öyle güzel dokunuşları var ki herkesin seyretmesini çok isterim. İnsan elindekilerin kıymetini kaybedince anlaması, ikinci bir şansı herkesin hak edip etmediği, insanın bazen iyi ve kötü sınırı arasında bulunan gri bir alanda yaşamak zorunda kaldığı, seçimlerimizi ne kadar dikkatli atmak zorunda olduğumuz ve bazı fırsatların bir kez karşımıza çıkacağı gibi noktalarda çok tatlı ve etkili bir dizi…

Mutlaka bir şans verin derim.

İnsan hayalleriyle yaşar

Ben hayal kurmam, diyen insan var mıdır bilemem. Ben hiç görmedim böylesine tükenmiş birisini. Herkes bazen geçmişin güzel anılarına dalarak hayaller kurar; bazen de geleceğin hülyalarıyla yaşar.

Çocukluğumuzdan başlar hayallerimiz. Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız / Hatırası bile yabancı gelir der 35 yaş şairi…

Derken çocukluk geçer; bakarsın ki hayalini kurduğun geleceğe gelmişsin zaten. Ancak şimdisini yaşadığın gelecek senin hayal ettiğin gibi mi gerçekleşmiştir? Öyle olup olmamasını biraz da senin dışında kalan şartlar belirliyor. Hayal ettiğinden çok daha güzel bir gelecekte de yaşıyor olabilirsin ya da çırpındığın, gerçekleştirmeyi çok istediğin bazı hayallerinin elinden kayıp gittiğini de görebilirsin ve çaresizliği dibine kadar yaşayabilirsin.

Bunları Alex’i biraz daha iyi anlayabilmek ya da anlatabilmek için aktardım. Üniversiteyi kazanmıştı Alex, hayalleri benden ya da senden farklı değildi. Ancak yaşamını beğendiği birisiyle birleştirme kararı almıştı. Bir süre sonra da sevgili kızına hamile kalmıştı. Bu durum onun için üniversite hayallerinin başlamadan bitmesi anlamına geliyordu.

Katlanabilirdi belki hayallerinin elinden kayıp gitmesine, her şeye rağmen; ancak içmeye başladıktan sonra değişen adamın yanında kalamazdı artık. Şiddet olağanlaşmamalıydı. Ayrıca şiddet ne olursa olsun görmezden gelinemezdi. Kendisi de çocukken benzer şeyler görmüştü ailesinde ve aynı şeyler onun çocuğunun başına gelmemeliydi.

Türkiye’de yaşayan her 10 kadından 4’ünün yaşamının bir döneminde şiddete maruz kaldığını, çocuk yaşta evlenen kadınların şiddetin her türlüsünü yaşadığını, boşanmış veya ayrı yaşayan kadınların da yüzde 75’inin fiziksel şiddet mağduru olduğunu biliyor muydunuz?

(Kadına Yönelik Şiddetin Nedenlerini Araştırma Komisyonuna sunulan Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Nüfus Etütleri Enstitüsü verilerinden-2021)

Alex daha ilk bölümde alır çocuğunu bir gece vakti, cebinde ancak mazota yetebilecek kadar parası varken çocuğuyla beraber bilinmezliğe doğru yelken açar. Artık o yalnız bir annedir.

Alex dizinin adında yer aldığı üzere bir sığınma evine yerleştikten sonra hizmetçilik yapmaya başlayacak ve kendinden çok kızı için ayakta kalmaya çalışacaktır.

Bu diziyi kaç yaşında olursan ol izlemeni öneriyorum. Hayat her zaman toz pembe yaşanmıyor.  Alex’in hikayesini ekran başından bile olsa deneyimlemek yaşamına mutlaka artı değerler katacaktır.

Anomim olarak anlatılan bir hikaye vardır. Ben bu hikayenin taşıdığı anlamın doğru olduğuna inanıyorum. Baba çocuğuna vereceği yaşam dersi için onu yanına çağırır. Onun eline bir tahta tutuşturur. Çocuğum, der. Kırdığın her insan için şu tahtaya bir çivi çak.

Çocuk babasının söylediğini yapar. Bir arkadaşıyla tartışır oraya bir çivi çakar. Annesinin kalbini kırar tahtaya bir çivi daha çakar. Böyle devam eder gider bir süre. Baba bakar ki tahta çivilerle dolmuş, çağırır çocuğunu yanına ve bu kez “Şimdi de kırdığın her insanın gönlünü almaya çalış. Bunu başarırsan gel tahtadan bir çivi sök” der. Çocuk bu kez de kırdığı insanların gönlünü almaya çalışır. Sonrasında da çivileri sökmeye başlar. Baba bir süre sonra tahtayı eline alır ve evladına şöyle söyler:

“Tahtanın üzerindeki izleri görüyor musun? İnsan kalbi de böyledir evladım. Kırdığın kalbi düzelttiğini sanırsın; ancak izi oradan asla geçmez.”

Herkese şiddetin her türlüsünden özellikle de aile içi şiddetten uzak bir yaşam dilerim. Zira o şiddetin izi asla silinmez.