Candyman – Şeker Adamın Laneti (1992) eski ama eskimeyen korku filmlerinden bir tanesi. Candyman isimli kancalı cani bir ruh, bu efsaneyi araştıran yüksek lisans öğrencisi tarafından bilmeden de olsa hayata çağırılıyor.
Spoiler içeren bu yazıda bu filmin ardındaki yatan felsefeyi ve filmin alt metinleri bulacaksınız. İyi okumalar.
Orijinal Adı: Candyman
Tür: Korku, gerilim
Yönetmen: Bernard Rose
Ülke: Amerika, İngiltere
Türkiye Gösterim Tarihi: 01 Ocak 1993
Oyuncular: Virginia Madsen, Xander Berkeley, Tony Todd, Kasi Lemmons, Vanessa Williams
Süre: 01s 39dk
IMDB: 6,7 – 25. Kare puanı: 7,0
Adında her ne kadar adam sözcüğü kullanılsa da bu film aslında bir kadının Şeker Adam’a dönüşüm sürecini anlatıyor.
Bu filmde ezilen, hor görülen ve toplum tarafından dışlanan iki kesimin bir olma süreci aktarılıyor. Siyahîler ve kadınlar…
Şeker Adam’ın kökeni anlatılırken verilen tarihler çok önemli. Şeker Adam efsanesinin 1890’da başladığı ve ayrıca Şeker Adam’ın bir kölenin çocuğu olduğu özellikle vurgulanıyor.
Bunun nedeni bu tarihin, Amerika’da 1861 ve 1865 yılları arasında süren iç savaş zamanının sonrası olması. Yani filmde bu tarih verilerek ayrıca iç savaş ve kölelik sözcükleri kullanılarak bizim odaklanmamız gereken nokta gösteriliyor. Yoksa rastgele bir zaman da seçilebilirdi.
Şeker Adam’ın babası kölelik yıllarını yaşayan birisiydi. Şeker Adam ise köleliğin kaldırılması sonrasında gelen ilk nesli temsil ediyor.
Beyaz bir kadına âşık olan Şeker Adam kızın babasının tuttuğu adamlar tarafından vahşice katlediliyor. İyi bir eğitim alsa da, sanatsal bağlamda hayranlık uyandıracak eserlere imza atsa da beyazların öfkesinden, aşağılamasından ve alt sınıf olarak görülmekten ve tüm bunların sonucunda da vahşice öldürülmekten kurtulamıyor.
Bu bağlamda filmde Şeker Adam üzerinden inşa edilmiş net bir kimlik mücadelesi vurgusu bulunuyor.
Helen’in durumuysa daha farklı. O bir beyaz ancak; onun bir kadın olarak baskı altında yaşadığını, aşağılandığını ve en önemlisi de onun duygusal olarak bastırılmış hislerinin bulunduğunu görüyoruz. Örneğin daha filmin açılışında kocasının üniversitedeki bir öğrencisiyle ilişki yaşadığı net olarak anlaşılıyor. Helen bunun hesabını sormayı bırakın bu konunun üzerine bile gidemiyor. Helen aldatılan bir eş.
Kocasına yemekler hazırlaması yani onu önemsemesi ve ona sadık olması ayrıca gayet bakımlı ve güzel olması sonucu değiştirmiyor.
Daha sonraki bir sahnede yine üniversite camiasından birisi hem de kocasının yanında Helen’i açıkça aşağılıyor, eziyor ama Helen bu duruma sadece gülerek karşılık verebiliyor. Elinden başka bir şey o an için gelmiyor.
Finale gelirsek; Helen artık net olarak kocasının ihanetini gözleriyle gördükten sonra yapabileceği hiçbir şey kalmıyor. Bu psikolojiyi iyi bilen Candyman onu adım adım kendisiyle bütünleşmeye hazırlıyor.
Herkes seni tek tek terk edecek ya da etti; sahip olduğun tek şey benim sana olan arzum…
Helen ve Şeker Adam artık bir bütündür. Ezilenlerin ve ellerinde kaybedecek hiçbir şeyi olmayanların öfkesinden korkmak gerekiyor.
Helen tamamen sıfırlandıktan sonra yeniden bir doğum yaşadı. Bazen yeniden doğabilmek için her şeyi kaybetmek gerekiyor. Kaybetmeden zafer kazanmayı öğrenemezsiniz. Yıkılmadan ayağa kalkamazsınız. İhanete uğramadan gerçek dostlarınızın değerini bilemezsiniz. Ağlamadan gülemezsiniz ya da gülmenin değerini tam olarak anlayamazsınız. Her şeyinizi kaybetmeden yeniden doğamazsınız. Bu felsefeyi V for Vendetta filmini seyredenler hatırlayacaktır.
Candyman filmini tüm bu bahsettiklerimden uzak biraz fantastik ve epey kanlı bir film olarak da seyredebilirsiniz. Bu bağlamda film hem çok sağlam alt metinlere sahip hem de klasik anlamda korku sevenlere hitap edebiliyor.
Aynen üç boyutlu fotoğraflar gibi doğru şekilde bakınca hemen her sahnesine özenle eklenmiş sağlam göndermeleri yakalayabiliyorsunuz.
Candyman – Şeker Adamın Laneti film incelemesini 25. Kare üzerinden seyredebilirsiniz.