25.6 C
İstanbul
KategorilerKorkuThe Conjuring Evreni: The Nun - Dehşetin Yüzü (2018)

The Conjuring Evreni: The Nun – Dehşetin Yüzü (2018)

The Nun – Dehşetin Yüzü (2018), The Conjuring evreninin başlangıç filmi olarak sayabileceğimiz bir yapım. Filmde, The Conjuring 2- Korku Seansı 2‘de (2016) ortaya çıkan şeytanî rahibe Valak’ın (The Nun) orijin hikayesini seyrediyoruz.

Vatikan, Rahip Anthony Burke’yi Romanya’da oldukça eski bir manastırda meydana gelen bir intihar vakasını araştırmak üzere görevlendiriyor. Orta Çağ’da Aziz Carta Dükü tarafından yapılan tarihi mastırda bir rahibe kendisini asarak intihar etmiştir. Rahip Burke, Vatikan’ın isteği üzerine yanına henüz bağlılık yemini etmemiş bir rahibe adayı diyebileceğimiz Irene’yi alır ve olayın geçtiği köye ulaşır. Bu andan sonra zaten manastırın içindeki gizemlerin adım adım çözülmesi sürecini seyrediyoruz.

Türkçe oldukça ilginç bir seçimle Dehşetin Yüzü olarak çevrilen The Nun, bir orijin hikayesi olarak güzel. Bu yapım The Conjuring gibi oturmuş ve sağlam bir hikayesi bulunan bir serinin bir tür ara filmi olarak görülebilir. Filmi tek başına ele aldığımızda çok sağlam, çok korkunç, çok etkili bir yapım olduğunu söyleyemem. Yer yer sıkıcı olduğunu bile söyleyebilirim. Ancak Valak’ın kötülüğünün kökenlerini, Cehennem’den nasıl yükseldiğini ve diğer bazı detayları öğrenmek her açıdan güzeldi.

Filmin sonu seriyi bilenler için pek sürpriz sayılmaz; çünkü finalin “bir taraftan öyle olmayacağı diğer taraftan da öyle sonuçlanacağı zaten tahmin ediliyordu.”

The Conjuring evrenini öğrenmek, seriye hakim olmak istiyorsanız açılışı bu filmle yapmanız bence en doğrusu.

The Nun – Dehşetin Yüzü (2018) serisinin kronolojik sıralaması şu şekilde:

  1. The Nun (2018)
  2. Annabelle: Creation (2017)
  3. Annabelle (2014)
  4. The Conjuring (2013)
  5. Annabelle Comes Home (2019)
  6. The Curse of La Llorona (2019)
  7. The Conjuring 2 (2016)
  8. The Conjuring: The Devil Made Me Do It (2021)

Yazının bundan sonrası spoiler içeriyor.

2. Annabelle: Creation (2017)

Serinin ikinci filminde bundan sonraki filmlerin neredeyse tamamında bir şekilde göreceğimiz şeytanî bebek Annabelle’in orijin hikayesini seyrediyoruz. Şeytanî bebek Annabelle’le alakalı seriye tam hakim olmayanların düştüğü bir yanlışı en başta düzelteyim.

Conjuring evreninde lanetli eşyaların içerisinde kötü ruhlar ya da şeytanlar bulunmuyor. Oyuncak bebeklerin ya da eşyaların ruhu bulunmadığı için şeytanlar, iblisler ya da kötü ruhlar onları ele geçiremiyor. Bu ürkütücü bebek Annabelle’in içerisinde aslında bir şeytan yok. Şeytan bu bebeği bir araç olarak kullanarak insanların ruhunu ele geçirmeye çalışıyor. Şimdilik bu kadar detay vereyim.  Annabelle: Creation’ın konusu özet olarak şöyle:

1943 yılındayız. Oyuncak bebek üreticisi Samuel ve karısı Esther’ın sevimli kızları Bee, bir araba kazası sonrasında hayatını kaybediyor. Kazada ölen bu minik kızın adı Annabelle. Arı anlamına gelen Bee, onun çalışkanlığını ya da tatlılığını vurgulamak için söyleniyor. Filmin hemen başlarında görüldüğü üzere ürkütücü bebeğimizi yapan kişi işte bu oyuncak ustası.

Samuel ve Esther ikilisi kızlarının ölüm acısı tazeyken yine 1943 yılında çılgınca bir şey yapıyorlar. Kızlarını tekrar görmelerini ya da konuşmalarını sağlayacak güce sadık kalma yemini ediyorlar. Bu taleplerine bir şeytan yanıt veriyor ve onları kandırıyor. Kızlarının fiziksel görünümünü kullanarak onların yaşamlarına giriyor.

Şeytan, sonsuza kadar yanınızda olmam için bebeğin içerisine girebilir miyim, diyerek onları bir kez daha kandırıyor. Şeytan dikkat ederseniz adımlarını karşı tarafı kandırarak da olsa mutlaka onların iznini alarak atıyor. Bu durum ruhları ele geçirirken de böyle… 

İşte bizim ürkütücü bebeğimiz ve Şeytan arasındaki bağ tam olarak burada kuruluyor. Artık seri boyunca bu bağ hiç kopmayacak. Bebek neredeyse Şeytan orada olacak.

Şunu tekrar vurgulayayım ki Şeytan aslında hiçbir zaman bebeğin içerisine girmiyor; sadece onu insanlara daha kolay ulaşmak için bir aracı olarak kullanıyor. Bebek, bu tarafta onun için bir bağ meydana getiriyor ve Şeytan bir taşıyıcı bedeni olmadan insanların dünyasıyla iletişime geçebiliyor.

Ancak Samuel ve Esther bir süre sonra bu varlığın gerçek kızları olmadığını anlıyor ve kiliseyi arayarak onu bir dolabın içerisine hapsediyorlar (Bebeği neden yok etmiyorlar? Bu sorunun cevabı ileriki filmlerde verileceği için şu an buna değinmedim). Çıkamasın diye de dolabın etrafına İncil’den sayfalar yapıştırıyorlar. Bu gerçekten işe yarıyor. Ancak unutmayalım ki Şeytan asla yok olmaz. Sadece fırsat kollar.

Aradan tam olarak 12 yıl geçer ve 1955 yılına geliyoruz. Samuel ve eşi Esther, bir rahibe gözetiminde bulunan altı yetim kızı evlerine alıyorlar. Yani evlerini bir tür yetimhaneye çeviriyorlar. Samuel ve Esther ikilisi şeytani bir kötülüğü uyandırmanın kefareti olarak yetim kızlara bakma kararı almışlar; ancak onlar farkında olmasa da eve gelen yetim kızlar şeytani varlık için bir ödüle dönüşüyor.

Çocuk felci geçirdiği için sakat olan Janice, Şeytan’ın attığı notları takip eder ve Bee’nin odasına gizlice girer. Dolabın içinde kilitli bir oyuncak bebek bulur. Onu dolaptan çıkardığı anda zaten kötülüğü tamamen serbest bırakmıştır ve filmin sonunda pek çok olay yaşandıktan sonra şeytan onun ruhunu tamamen ele geçirir. Yani şeytan artık Janice’in içindedir.

Filmin sonlarında polis oyunca bebeği olay yeri kanıtı olarak aracın arkasına atıyor ve götürüyor. Bebeğe ne olduğu bir sonraki filmde göreceğiz. Şu an söylemeden geçiyorum.

Janice yani şeytansa, çoktan kayıplara karışmıştır. Bir süre sonra onun yetimhanede ortaya çıktığını görüyoruz. Burada kendisini evlatlık edinmeye gelen Sharon ve Pete Higgins çiftine adının Annabelle olduğunu söylüyor. Bu çiftin hikâyesini bir sonraki filmde seyredeceğiz.

Filmin kapanışında 12 yıl sonrasına yani 1967 yılına atlanıyor. Janice ya da yeni adıyla Annabelle bu ailede büyümüştür. Onun yanındaki birisiyle birlikte üvey anne ve babasını vahşice öldürdüğü görülüyor.

Tam bu sırada olayı gören bir komşu kocasını uyandırıyor ve film böylece sona eriyor. Hikaye sonraki filmde tam olarak buradan devam edecek ve gerçekten korkunç olaylar yaşanacak.

3. Annabelle (2014)

Bu filmin senaryosu ayrıca önceki ve sonraki filmle olan bağlantıları çok güzel. Filmin başında görülen mini sahne aslında bir sonraki filme atılan bir bağlantı.

Hatırlarsanız Annabelle: Creation’ın sonunda Annabelle’i evlatlık edinen Sharon ve Pete Higgins ikilisinin katledilişini seyretmiştik. Annabelle ve yanındaki birisi onları acımasızca öldürmüştü. Bu sırada yan binadan onları gören bir kadın kocasına seslenmiş ve film tam olarak burada sona ermişti.

Annabelle bu olaydan kısa bir süre önce başlıyor. Yeni çiftimiz Mia ve John ikilisi, bu aileyle komşu yani birbirlerini iyi tanıyorlar.

4. The Conjuring- Korku Seansı (2013)

Serinin dördüncü filmindeyiz: 2013 yapımı The Conjuring Türkçeye Korku Seansı olarak aktarılmış.

Film 1971 yılında geçiyor ve Ed ve Lorraine adındaki çiftin karanlık güçlerle başı dertte olan bir aileye yardımcı olma serüvenini seyrediyoruz. Ed ve Lorraine için şeytan bilimci, modern hayalet avcısı ya da paranormal araştırmacılar gibi tanımlamalar yapılıyor. Lorraine’in kimsenin göremediği boyutlardaki varlıkları görebilecek bir yeteneği var ve temelde bir medyum. Ed ise hem dini konulardaki yeteneği Vatikan tarafından tanınan ve din adamı olmayan tek Şeytan bilimcisi. Ed ve Lorraine bir taraftan da kiliseyle yani Vatikan’la ilişki içerisinde.

5. Annabelle Comes Home-  Annabelle 3 (2019)

Serinin beşinci filminde 1972 yılındayız yani bir önceki filmden bir yıl sonrasında. Şiddet ve kan dozu diğer yapımlara göre hayli düşük olan filmin senaryosu da çok zayıf. Öncelikle bebeğin eve getirilmesi sırasında yaşananlar gösteriliyor ki bölüm filme resmen hayat vermiş. Ed ve Lorraine ikilisi, bebeği özel odaya, cam bölmenin içerisine bırakıyorlar ve bir önceki filmin finalinde söylenen yolculuğa çıkıyorlar. Onları sadece filmin sonunda görüyoruz.

Bu film Warren çiftinin çocuğu olan Judy’ye odaklanıyor. Judy’le beraber ona evde bakıcılık yapan Mary Ellen, Mary’nin arkadaşı Daniela filmimizin ana karakterleri.

Warren çiftinin yokluğunda meraklı Daniela, lanetli nesnelerin olduğu odaya giriyor, Annabelle bebeğin bulunduğu cam bölmeyi açıyor ve kötülüğü serbest bırakıyor (Daniela’nın hikayesi özetle şu: Babası bir trafik kazasında ölmüş. Aracı kullanan Daniela kendisini suçlu hissediyor ve babasıyla iletişim kurmanın yolunu bu evde bulabileceğini düşünüyor). Kötü ruhları kendisine çekme yeteneği bulunan bebeğimiz bu kez kendisine hedef olarak evdeki gençleri seçiyor.

Bence bu filmin en önemli tarafı ve evrene yaptığı neredeyse tek katkı bize Judy’i tanıtması. O, aynen annesi gibi ölüleri ve ruhları görebiliyor, diğer boyutlara son derece açık birisi. Ayrıca daha şimdiden şeytani ruhlarla nasıl baş edebileceğini öğrenmiş.

6. The Curse of La Llorona – Lanetli Gözyaşları (2019)

Serinin en akıcı filmlerinden bir tanesindeyiz. Yıl 1973. Karşımızda yepyeni yüzler ve yepyeni bir kötü ruh görüyoruz. Serinin önceki filmlerinden hatırladığımız Peder Perez dışında Conjuring evreninden hiç kimseyi göremiyoruz ki buna şeytani bebek de dahil.

Filmin açılışı 1673 yılında Meksika’da yapılıyor. Burada görülen mutlu aile tablosu maalesef uzun sürmüyor. Burada görülen ve filme de adını veren kadının adı La Llorona. Meksika’nın en güzel kadınlarından birisi. Evlendikten bir süre sonra kocası tarafından aldatılan bu kadın, kocasının elinden en değerli varlıklarını alıyor: Çocuklarını… La Llorona öz çocuklarını nehirde boğarak öldürüyor. Ancak cinnet halinden çıkarak kendisine geldiğinde yaptıklarına pişman oluyor ve kendisini de aynı nehre atarak intihar ediyor. Ancak yaptığı bu işten ötürü çocuklarının yerlerini dolduracak başka çocuklar aramakla lanetleniyor.

7. The Conjuring 2- Korku Seansı 2 (2016)

Bu filmin en önemli tarafı The Nun (2018) adlı filmde orijin hikâyesini seyrettiğimiz şeytan Varlak’i ilk kez görüyor oluşumuz. Varlak, Conjuring evreninin tartışmasız en güçlü ve en tehlikeli kötüsü…

Film senaryo ve kurgu olarak serinin en iyi filmlerinden birisi. Oldukça akıcı ilerliyor. Korku sahneleri gerçekten bir harika ve ürkütücü… Bunun dışında çocuk oyuncu Janet’in rolünü adeta yaşadığını söyleyebilirim. Oyunculuğu üst seviyedeydi.

Film, en baştaki o kısa girişi hariç tutarsak 1977’nin Londra’sında geçiyor. Peggy isimli bir kadın ve çocuklarına daha önce bu evde yaşamış bir ruh musallat oluyor. Onların evden gitmesini istiyor. Olay polise, daha sonra da medyaya düşüyor. Son olarak kilise, Ed ve Lorraine’i Londra’ya göndererek bu olayı incelemelerini istiyor.

8. The Conjuring: The Devil Made Me Do It – Korku Seansı 3: Katil Şeytan (2021)

Bu film seriye önemli bir yenilik getiriyor. Hatırlarsanız Ed, verdiği bir konferansta şeytani saldırıların 3 aşamada gerçekleştiğini söylemişti. Bunlar istila, baskı ve ele geçirmeydi. Ele geçirilmek istenilen ruh önce evinde, iş yerinde, uykusunda, gecesinde ve gündüzünde istila ediliyor. Adeta ona alan bırakılmıyor. Sonrasında ona ruhunu teslim etmesi için kandırmaca ve aldatma temelli baskı uygulanıyor; çünkü Şeytan kendisine sunulmayan hiçbir ruhu ele geçiremez. En son aşamada da ruh ele geçiriliyor.

Bu aşamadan sonra da Şeytan Çıkarma Ayini yapılıyor ve şeytan yapılabilirse bedenden kovuluyor. Bu sıralama Conjuring evreninde hiç bozulmamıştı ta ki Korku Seansı 3’e kadar.

The Nun – Dehşetin Yüzü incelemesinin tamamına 25. Kare Youtube kanalın üzerinden ulaşabilirsiniz.

Son Eklenenler

En Popüler

Joker İkili Delilik İncelemesi | Tam Delirmelik

0
2019 yapımı Joker’in sonrasında sanırım hepimiz büyük beklentiler içerisindeydik Joker: İkili Delilik filminden… Ancak uzun uzadıya konuşulacak bir filmden ziyade bir hayal kırıklığıyla karşılaştık....

Aşk Acıtır: Strange Darling- Sevgilim Kaç İncelemesi

0
Erotik gerilim ve korku etiketlerine sahip Aşk Acıtır: Strange Darling- Sevgilim Kaç, ne kadar az şey bilirseniz o kadar zevk alacağınız türde bir yapım....

Türk Sineması Nasıl Evriliyor: Film Sektöründe İş Yaratma Üzerindeki Etkisi

0
Türk sineması, son yıllarda hem yerel hem de uluslararası alanda büyük bir değişim geçiriyor. Dijital platformların yükselişi, Türk yapımlarının dünya genelinde daha fazla izleyiciye...

Balinanın Bilgisi’nin Dünya Prömiyeri Gerçekleşiyor

0
Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda Önder Şengül’ün yazıp yönettiği ilk uzun metraj filmi “Balinanın Bilgisi”nin Dünya Prömiyeri; 8 Ekim 2024 Salı akşamı...
spot_imgspot_img
0BeğenenlerBeğen
1,315TakipçilerTakip Et
0AboneAbone Ol

İlgili Makaleler

YORUM YAPABİLİRSİNİZ

spot_imgspot_img