Netflix’in Fear Street üçlemesinin son filmi yayınlandı: Korku Sokağı 3. Kısım 1666. İkinci bölümü seyrettikten sonra hazırladığım yazıda ikinci filmin finaline dayanarak son filmin iyi olacağı ümidini beslediğimi söylemiştim. Ancak maalesef son film Korku Sokağı serisinin tabutuna son çiviyi çaktı ve seri, beklentilerimi karşılayamadan sona ermiş oldu. Son film bence açık ara serinin en kötüsüydü.
Serinin ilk filmi klasik korku filmlerinden Çığlık’ı (1966), ikinci filmse 13 Cuma’yı (1988) andırıyordu. Korku Sokağı’nın 3. filmiyse tüm hikayeyi kendi mantığı içerisinde toparlamayı başarıyor ve karakterlerle hikaye arasındaki bağı beğenelim ya da beğenmeyelim bir sonuca bağlıyor. Bu sanıyorum 3. filmin tek artısıydı. Tabii ki başlangıcın üzerindeki gizemin kalkması ve kökenlerin gösterilmesi özellikle devam filmleri düşünülüyorsa pek de iyi bir fikir olmayabilir. Ama bu noktada bizlere yapımcıların tercihine saygı duymak düşüyor.
Hikayenin bağlandığı temanın basitliği, bir Netflix klasiği olarak lezbiyen sahnelerin bu hayli fazla olması, karakterlerin son derece düşük kalitedeki oyunculukları ve olay örgüsünün heyecandan uzak olması tüm seriyi klasik ve başarısız bir Netflix filmi olmanın ötesine taşıyamamış.
Bence yapımcılar risk almaktan korkarak, bilindik korku klasiklerini belli oranda taklit ederek, sadece ve sadece olayın parasında olduklarını gösteriyorlar.
Korku Sokağı üçlemesi maalesef bir hayal kırıklığı…