Buzullar çağındayız. Avlanmak için yaşayan, yaşamak için avlanmak zorunda olan bir kabile… Tau’nun oğlu genç Keda, büyüklerle birlikte ava katılmaya hak kazanır.
Av zorludur. Hem kendilerini beslemek hem de kabilelerine et götürmek zorundadırlar. Kış şartları, zorlu araziler ve avların oluşturduğu tehlikeler… Bu şartlarda sadece güçlüler hayatta kalabilir.
Grup bizon sürüsüne saldırı gerçekleştirmek üzere pusudadır. Az sonra saldırı başlar. Ancak uçurumun kenarından dönerek avcıların üzerine doğru hızla koşan bir bizon henüz ilk avına çıkmış olan Keda’yı bir anda av konumuna getirir. Dev bizon Keda’yı uçurumun kenarına getirir ve onu aşağıya atar.
Grup, uçurumdan aşağıda düşen genç avcıyı göremez. Babası da dahil herkes öldüğünü düşünür. Zaten normal şartlarda olması gereken budur. Ancak Keda şans eseri uçurumda bulunan bir çıkıntının üzerinde kalır ve aşağıya yuvarlanmaz.
Bu andan sonra av ve avcının sık sık yer değiştirdi, macera dolu bir yolculuk başlar. Keda, kendisine saldıran kurtlardan birisiyle sıra dışı bir dostluk kuracaktır.
Film bence tek sefer için izlemeye değer bir yapım. Kurt ve gencin dostluğu gerçekten izlemeye değer. Ancak filmde bazı sahnelerde kullanılan özel efektler göze çok çarpıyor. Hayvanların yer yer doğallığın dışına çıkan hareketleri, kaçışları, kovalamacaları beni rahatsız etti diyebilirim. Ama bu filmdeki özel efektleri kötü olduğu anlamına gelmiyor. Genel olarak gayet başarılıydı.
Filmi izlemek isteyenlere şöyle bir öneride bulunayım. Film 28. dakikalarda başlıyor. Keda aşağıya düştükten sonra… Bunun öncesi neredeyse sıkıcı diyebilirim. Filmi izlemeye buradan başlarsanız hiçbir kaybınız olmaz. Vurucu kısım zaten kurt ve Keda’nın arkadaşlığı…
Ben finali beğendim. Finalde görecekleriniz gerçekten filmi güzel sonlandırmış. Bunun tam aksi de olabilir; ama ben bu finali beğendim. Aksini görmek istemezdim.
Çok güzel filmdi.