Sinema Sayfam

Zorba Nasıl Olunur? – Diktatörler ve Yöntemleri

How to Become a Tyrant-zorba-nasıl-olunur-netflix

Netflix’te yayınlanan How to Become a Tyrant- Zorba Nasıl Olunur, diktatörlerin el kitabı niteliğinde bir belgesel.

Kuzey Kore efsanelerine göre Kim Jong İl doğduğu anda gökte yeni bir yıldız parlamış, çift gökkuşağı belirmiş ve kış bahara dönmüştü. Saddam Hüseyin, Irak’a hükmetmek üzere Allah tarafından atandığını iddia ediyordu.

Haitili diktatör François Duvalier, ölümsüz olduğunu ileri sürmüş ve 1963’te gerçekleşen Kennedy suikastını vudu güçleriyle yaptığını söylemişti.

Bunlar farklı coğrafyalarda ve zamanlarda ortaya çıkan diktatörler ya da belgeseldeki adıyla zorbalar. Netflix’te yayınlanan belgesel zorbaların el kitabını özetliyor.

Zorba sözlükte; gücüne güvenerek ve güç kullanarak başkalarının hakkını ele geçiren, halkı baskıyla yöneten (kimse) anlamına geliyor. Burada yapılan aslında diktatörün tanımı. Zaten sözlükte diktatörler için zorba tanımlaması yapılıyor.

Bu adamlar nasıl oluyor da koca koca ulusları adeta kendilerine esir hale getiriyorlar? Bu olay sadece karizmayla mı ilgili?

Eğer böyle düşünüyorsanız Hitler’in 20’li yaşlarındayken meteliksiz, yalnız ve başarısız bir ressam olduğunu bilmiyorsunuz demektir. Öyle karizma bir adam falan değildi. Hatta geçmişte onunla tanışanlar onun pek etkileyici bulmadıklarını bile söylüyorlar.

Aslında diktatörlerin yaptığı şey el kitaplarında yazanları adım adım uygulamak. Şimdi bunlara bir bakalım…

1. Kendine İnan

 Zorbaların megaloman derecesinde bir öz güveni vardır. Öz güven tabii ki gereklidir ama burada zorbalardan bahsediyoruz. Onlarınki biraz farklı ve fazlasıyla abartılı.

Zorbalar kendilerini kitlelere sunarken ülkeyi ya da (diktatörün çapına göre) dünyayı sadece kendilerinin kurtarabileceğini söylerler. Başta söylediğim gibi kitlenin inancına göre, kültürüne göre dini söylemler ya da efsanevi anlatımlara giderler. Mesela Saddam, Allah tarafından atandığını söylüyordu. Ancak Kuzey Kore’ye geçtiğimizde dini bir söylem yerine bu kez olay efsanelere dayandırılıyor.

İşte tüm bunlar önce kendisine inanan sonra da halkı buna inandıran zorbaların el kitabının olmazsa olmaz maddelerinden birisiyle alakalı. Zorba kendine güvenir, kendine inanır… Sonra da bunu halka yansıtır. Ancak burada şöyle bir sorun var. Ortaya birden bire “Ben seçilmiş kişiyim, beni ilahi güçler görevlendirdi, ülkeyi hatta ne ülkesi dünyayı sadece ben kurtarırım” gibi söylemlerle çıkarlarsa geniş kitlelerde kabul göremezler.

Şunu unutmayın lütfen. Bütün diktatörlerin inanılmaz bir halk desteği vardı. Halk onları bilerek ve isteyerek takip ediyordu. Peki bunu nasıl başarılıyorlardı?

 İşte size diktatörlerin halk gücünü elde etmek için uyguladıkları yöntem…

2. Bir Düşman Bul ve Öfke Kus

Diktatör, halk kitlelerine bir mesajla gitmek zorunda. Onlara en başlarda lütfen dikkat en başlarda zorbalıkla hükmedemez. Bu insan doğasına aykırı. Diktatörler yeterince güçlü olana kadar halkla çatışmama özen gösterir.

Zorbalar, henüz yolun başındayken yani sınırsız güce ulaşırken insanların öfkelerini kullanıyorlar. İnsanlar ekonomi kötü giderken ya da eğer ülke savaşa girmişse bu sırada içten içe öfke duyarlar. Tüm bunların bir sorumlusu olmalı…

Libya’nın müstakbel lideri Kaddafi gençliğinden itibaren Batı’ya kin kustu ve onların desteklediği sisteme ateş püskürdü. Darbe yaptığında halk ona kahraman gözüyle baktı.

İşte diktatörler burada bu öfkeyi, bu hıncı Yahudiler’e, entelektüellere, önceki siyasilere veya görevdeki askerlere, liberallere hatta göçmenlere yönlendirir. Bu ülkeden ülkeye göre değişkenlik gösterir. Önemli olan bir şeytan bulmak ve halkın tüm hıncını onlara yönlendirmek.

Müşterek sıkıntılar halkı bir araya getirir. Halk kendi varlıklarına karşı bir tehdit olduğuna inanır. İşte burada diktatör kendisini bir kurtarıcı olarak sunar. Halka “Sizin düşmanınız benim de düşmanım. Ben onlarla mücadele edeceğim, bana destek verin, size önderlik edeceğim.” der.

El kitabındaki bu madde en kritik olanlardan birisidir. Çünkü halk desteği diktatörün iktidara gelebilmesi için hayati öneme sahiptir.

Ancak bu kadar mı? Halka bir düşman sundu ve beni destekleyin, bu düşmanla savaşalım, dedi. Peki sonraki adım?

El kitabındaki sonraki adım şudur:

3. Ben de Sizdenim – Ben de Halk Adamıyım

Diktatörün halk desteğini devam ettirebilmek için imajına son derece dikkat etmesi gerekiyor. Zorba, yönetime geldikten sonra halka hiç durmadan sizden birisiyim, mesajını vermek zorunda. Onların arasında yürüyüşler yapmalı, dans etmeli, köpek ya da çocuk sevmeli çünkü imaj her şeydir.

İtalyan diktatör Mussolini, halka sık sık bir kasaba demircisinin oğlu olduğunu hatırlatırdı. İdi Amin, iktidarının başlarında kendi sürdüğü araçlar halkın arasında gezer ve halk etkinliklerinde sırıtarak akordeon çalardı. Kaddafi, bedevi kökenlerini unutmadığını göstermek için kabile kıyafetleri giyer ve gezilerinde çadırda kalırdı.

Zorbalar halkla kendilerini bütünleştirir ve siz bensiniz, ben de sizim. Ben kendimi size ve bu ulusa adadım, derler, aynen Hitler gibi.

El kitabında yer alan ve bir zorba için hayati öneme sahip başka bir madde ekip kurmaktır. Hiç kimse tek başına hüküm süremez.

4. Doğru Ekip Seçimi

Diktatörün en korkulu rüyası gücü kaybetmektir. Gücünü ve etkisini devam ettirebilmek onun için nefes alıp vermek kadar önemlidir. Bunu yapabilmesi için de arkasını kollayacak insanlara ihtiyaç duyar. Ancak her önünüze geleni bu ekibe alamazsınız. Diktatör yakınına alacağı kişilerin sadakatine güvenmek zorundadır.

Kaddafi bu desteği kendisine yakın ordu subaylarında bulmuştu. Gücü ele geçirdikten sonraki kadrosu Libya kralına yapılan darbe sırasında orduda yer alan subaylardan oluşuyordu.

Stalin, kendisi destekleyenleri sürekli terfi ettirdi ve bu sayede bir taraftan rakiplerini yok ederken diğer taraftan da sağlam bir ekip kurdu.

Saddam sırtını yakın akrabalarına ve aşiret üyelerine dayamıştı.

Hitler’in bu konudaki en büyük destekçisi Joseph Goebbles’dı. Goebbles bir Hitler hayranıydı ve bir süre sonra onun propaganda bakanı oldu. Tüm medyayı kontrol altına aldı ve halka ulaşan bilgilerin sadece kendilerinden çıkmasını sağladı.

Propaganda ve yalan Goebbels’in işi ve mesleğiydi. Kendisi büyük yalanın her zaman bir inandırıcılık gücü olduğuna, geniş kitlelerin küçük yalana kıyasla büyük yalana her zaman daha kolay inandıklarına inanıyordu. Şu sözler ona ait:

“Yeterince büyük bir yalan söyler ve sürekli tekrar ederseniz, sonunda halk buna inanır. Devlet bütün güçlerini kullanarak aykırı sesleri bastırmalıdır; çünkü gerçek, yalanın ölümcül düşmanıdır ve dolayısıyla gerçek, devletin en büyük düşmanıdır.”

Goebbels, 1945’te bir sığınakta karısıyla beraber altı çocuğu zehirledikten sonra kendisini de zehirlemişti. O, Hitler’siz bir dünyada var olamayacağını ve hayatının yargılanmakla geçeceğini biliyordu.

Zorba Nasıl Olunur incelemesini 25. Kare üzerinden seyredebilirsiniz.

Exit mobile version