İngiltere yapımı The A List, yaz kampı için gözlerden uzak bir adaya gelen gençlerin adanın karanlık sırlarını keşfetme sürecini anlatıyor. Mia’nın; adaya gelmeden önce kurguladığı ve temelinde herkesin dikkatini çekmek, istediği erkekle güzel zaman geçirmek ve grupta söz sahibi olmak bulunan tatili Amber adındaki gizemli bir kız tarafından kabusa çevrilmek üzeredir. Adaya grupla birlikte gelmeyen Amber, öz güveni son derece yüksek, bazen komik bazen ciddi olabilen, göz alıcı güzellikte bir kız… Mia, kamp başlar başlamaz ondan nefret eder ve aralarında doğal bir rekabet süreci başlar.
Ancak Amber öyle kolay lokma değildir. Kamptakileri etkilemeye ve kendisine taraftar toplamaya başlar. Onun özünde de aynen Mia gibi liderliğe oynamak ve dikkatleri üzerine çekmek vardır. Amber’in doğaüstü güçleri olduğu kısa sürede ortaya çıkar.
Ben diziyi seyretmeye başladığımda onu en fazla birkaç bölüm izleyeceğimi düşünüyorum; çünkü bir adaya yaz kampına gelen 20’li yaşlardaki gençleri seyretmek hiç de ilgimi çekmiyordu. Ayrıca dizinin Mia ve Amber arasındaki rekabete dayalı bir senaryosu olduğunu düşünmüştüm. The A List sonuç olarak geçlerin yer aldığı bir dizi ve yetişkin oyuncu sayısı özellikle ilk bölümde çok az; ancak yine de sıkıcı gençlik yapımlarından değil. Öyle başlıyor ama bir süre sonra karanlık bir yöne doğru ilerlemeyi ve ilgi çekmeyi başarıyor. Adım adım ortaya çıkan gizemler net olarak bazı noktalarda Lost’a gönderme yapıyor ve izleyicilerin merak uygularını canlı tutabiliyor.
Bence dizinin ilk sezonu daha başarılıydı. İkinci sezonun başlangıcı zaten bir klişeydi. Devamındaysa o kadar farklı noktalara savruldu ki sanki ilk sezonu tutunca alelacele yazılan bir senaryo izlenimi verdi. Öyle olmayabilir; ama söylemek istediğim nokta ikinci sezonun çok savrulduğu…
Her şeye rağmen The A List, yüksek beklentilere girmeden izleyebileceğiniz ortalama bir gizem dizisi.