Predators (2010)
Serinin beşinci filmindeyiz. Ben bu filme bonus bir yapım olarak bakıyorum. Oynayanlar hatırlayacaktır. Street Fighters’da dövüş aralarında araba parçalama modu vardı. Eğlenceliydi ve bonus toplamaya yarıyordu.
İşte bu film de aynen öyle. 2010 yapımı Predators, 1987 yapımı filmin başka bir gezegende geçen tekrarı. Birebir aynısı değil tabii ki ama benzeri. Predator’ler bu kez avlarını adı sanı bilinmeyen bir gezegene bırakıyorlar. Sonra da başlasın sürek avı. Köpeklerin bile kullanıldığı bir sürek avı… Filmin özeti bu. Serinin serinin ilk filmini kopyalama konusunda o kadar ileri gitmişler ki bırakın aynı sahneleri aynı cümleleri almaktan bile çekinmemişler. Filmi seyredince nedense aklıma eskilerin şu ünlü para da para şarkısı geldi.
Bu arada oldukça sağlam bir oyuncu olan Adrien Brody bu filme gitmemiş. Ormanda geçen bu Predator filminde gözlerimiz ister istemez Arnold abimizin kaslarını ve karizmasını arıyor… O ayarda birisi olmalıydı bu filmde… Ama nerede…
Şimdi filmin Predator evrenine olan katkılarına bakabiliriz.
Filmin Predator Evrenine Katkıları
Öncelikle bu filmde ilk kez Predator’lerin kendi içinde birlik olmadığını filmdeki benzetmeyle söylersem kurt ve köpek gibi ayrı ayrı türlerinin olduğunu gördük. Örneğin gezegende kendi türlerinden birisini esir almışlardı ve bu esir kurtulunca Predator’ler arasında ölümcül bir savaş başladı. Bu düşmanlığın nedeni filmde kan davası gibi bir sözle geçiştiriliyor ve detaylı bilgi verilmiyor.
Ayrıca boynuzlu Predator denebilecek bir türle de tanışmış olduk.
Bu filmde ilk kez onların evrim geçirdiklerini, bu evrimlerinin hem fiziksel görünümlerine hem de silahlarına yansıdığını öğrendik. Yani bu üstün ırk, büyük bir hızla kendilerini daha mükemmel ve daha üstün yapmak içi çaba sarf ediyor.
Bu filmi aslında kronolojik olarak biraz sonra bahsedeceğim 2018 yapımı The Predator’ün sonrasına da alabilirdim; çünkü her iki filmi seyredince zamansal olarak ikisi arasında net bir çizgi olmadığını görebiliyoruz. 2010 yapımı bu filmde sadece Arnold’un oynadığı 1987 yapımı ilk filme atıf yapılıyor. Başta söylediğim gibi bu serinin birinci yapımının gölgesinde kalan bir bonus filmi. Daha ötesi yok. Seyret ve unut tarzında bir yapımdan öteye geçememiş.
6. The Predator (2018)
Serinin hem kronolojik olarak hem de yıl bağlamında son filmindeyiz. Önceki filme bonus film demiştim. Bunu da Predator serisini yeni nesle adapte etme çabası olarak görüyorum. Filmin sonunda Demir Adam’ınkine benzeyen Predator Katili zırhı filmin artık farklı bir yönde ilerleyeceğinin en büyük habercisi.
Bir önceki filmde gezegen üzerinde birbirine saldıran Predator’ler görmüştük. Burada da aynı düşmanlık devam ediyor. Bir Predator gemisi diğerini kovalıyor. Predator’ler arası çatışmada onların ifadesiyle bir hain Dünya’ya kaçıyor ve gemisinde Dünyalılar için bir paket taşıyor. Bu paketin içeriği az önce bahsettiğim zırh.
Bu kaçağı öldürmek için Dünya’ya gelen inanılmaz boyutlarda ve güçte, evrim geçirmiş bir Predator var. Hatırlarsanız önceki filmde onların evrim geçirdiğini öğrenmiştik. Şimdi bunun canlı örneğini görüyoruz.
Predator’ler avlandıkları gezegenlerin en güçlü ve en tehlikeli canlılarının DNA’larını topluyorlar ve onları kendilerine adapte ediyorlar. Senaryoda görülen bu açılım sanıyorum Predator evrenini farklı yörüngeye oturtmak için atılmış bir adım. Bunu evrim olayı bonus filmde ilk kez duyduğumuz ve burada canlı olarak gördüğümüz bir detay.
Onların Dünya’ya yerleşmek gibi bir düşüncelerinin olabileceğini de duyuyoruz ama bu bir teori. Ortada somut bir durum henüz yok.
Filmde beni rahatsız eden birkaç durum vardı. Birincisi senaristlerin askerlerden oluşan bir takım kurma takıntısı. Bu filmde görülen takım gerçekten çok zorlama ve yapay. Birbirleriyle birden ve tesadüfen tanışmaları, sonradan bir takım gibi hareket etmeleri ve en gıcık olduğum şey biz askeriz repliğini duymak… Bunlar filme inanılmaz bir yapaylık katmış. İnandırıcılığın üzerine sanki Alien’ın asit kanı dökülmüş ve can çekişiyor.
Bu kadar asker olmasının mantığı Predator’e öldürmesi için sağlam elamanlar sunmak; ama ne olursa olsun bu klişe gerçekten sıktı…
Takıldığım ikinci nokta karakterlerin silikliği. Dexter da harika bir rolde seyrettiğimiz Yvonne Strahovski burada varla yok arasında bir roldeydi. Dahi çocuğun annesiydi ama evde tıkıldı kaldı. Kadının, kocasını övmekten, onun egosunu şişirmekten başka rolü yoktu sanki ve sinir oldum.
Ayrıca yine varla yok arasında gidip gelen bir bilim kadınımız var. Onun aslında araştırma merkezine neden gittiği bile belirsiz kalıyor fark ettiyseniz… Sonrasında inanılmaz silik bir roldeydi…
Aslında filmin aksiyonu özellikle ikinci yarıda güzeldi ama işte bu durum Predator evreni için bir soruna dönüşmüş. İlk Predator filmlerinin o gerilim dolu ağır havası dağılmış ve karşımıza daha çok aksiyon yönü ağır basan ve Marvel evrenine doğru yaklaşan bir yapım gelmiş.
Zeka küpü çocuğun ilerde bir lider olacağını duymamız umarım Terminatör’deki John Connor faciasına dönüşerek sona ermez. İlerde lider olacak dahi çocuk, inanılmaz bir klışeydi. En sonda görülen zırh ise ayrı bir problem. Bu zırh görünüşe göre Quinn’i gelecek filmde bir çeşit Demir Adam’a dönüştürecek. Ama biz Demir Adam seyretmek istemiyoruz ki… O zaten var…
Biz Predator’lerin o inanılmaz ve gizemli evreninde kendimizi kaybetmek istiyoruz. Muhteşem efektlerle dolu bir macera filmi için burada değiliz. Arnold’un filminde ne kadar az efekt var; ama 2018 yapımı film bile o yapımın etkisini veremiyor. Neden? Çünkü kendi mantığı ve kendi kurgusu olan bir filmdi o. Şimdi siz bu yapımı zorla günümüze çekiyorsunuz. Muhtemelen tüm bunları yeni nesil Predator oyuncak zırhları çıkarıp onları satmak için yapıyorsunuz. Çünkü bu devasa bir sektör ve siz ey yapımcılar bu güzelim seriyi para için katlediyorsunuz.
Predator evreni görüşüne göre bir evrim geçiriyor ve çizgisini bulmaya çalışıyor. Ben son filmden aldığım izlenime dayanarak yapımcıların çok doğru bir yolda ilerlemediklerini ve bu dönüşümün filmin özünü kaybetmemize neden olacağını düşünüyorum.
Predator’un kendine özgü; gizemli, gerilim dolu, bilinmeyenin çekiciliğini üzerinde taşıyan atmosferi dağılıyor ve maalesef efsane bir seri, Marvel evrenine benzemeye başlıyor.
Son sözüm şu: Bir sonraki Predator filmi serinin ölüm kalım yapımı olacak. Ya olacak ya ölecek. Ortası yok.
 ve The Predator (2018)){kind=link}