Vidocq, Fransa yapımı bir suç ve gizem filmi. 1830 yılındayız. Ünlü dedektif Vidocq filmin açışında esrarengiz bir adamı kovalamaktadır. Kovaladığı bu adam aslında bir seri katildir. Yüzünde ayna bulunan bu adam Vidocq’u bir cam fabrikasındaki fırın odasına çeker ve uzun bir kavgadan sonra onu fırına iter. Vidocq ölmeden önce onun yüzünü görmek ister ve adam maskesini kaldırır. Katilin yüzü bize gösterilmez. Bu ölümün ardından genç bir gazeteci olan Étienne Boisset, Vidocq’un yardımcısının yanına gelir. Başladığı biyografisini tamamlamak için Vidocq’un katilini bulmak isteyen bu gazeteci, ipuçlarının değerlendirerek katili aramaya başlar.
Vidocq, son derece başarılı ve adeta tablo gibi çekimlere sahip bir film. Ünlü oyuncu Gérard Depardieu, efsanevi dedektif Vidocq’u canlandırıyor.
Finalle ve katille alakalı spoiler içeren birkaç detayı paylaşmak istiyorum.
Katil Kimdi?
Katil yani simyacı genç gazeteci olarak gördüğümüz Etienne Boisset’ti. Vidocq ölmemişti ve ortadan kaybolması bir hileydi. Boisset ve Vidocq arasında finalde gerçekleşen kapışmada, Vidocq bir ayna parçası yardımıyla Simyacı’nın kurbanlarına ait ruhları onun maskesine yansıtıyor. Böylece onların serbest kalmasını sağlıyor. Kendisi yaralansa da katili kocaman bir ayna parçasıyla yaralıyor ve pencereden aşağıya nehrin sularına fırlatıyor.
Ben katil nehre düştüğü anda eyvah demiştim bu filmi izlerken. Çünkü bedeni yerde cansız bir halde kalmadığı için onun ölümü üzerinde hep bir soru işareti olacaktı. Gerçekten de böyle oldu. Vidocq onun cesedinin bulunmamasını şüpheyle karşılıyor.
Kapanış sahnesinde katilin nefes alışı duyuluyor ve özellikle maskesinin altın rengi parıltısı duvara yansıtılıyor. Bunun iki anlamı olabilir: Ya katilin bizzat kendisi hayatta kalmayı başardı ya da onun izinden giden ikinci bir simyacı onun kaldığı yerden devam edecek. Bu olasılıklardan hangisinin gerçekleşeceğine eğer filmin devamı çekilerse ki bence harika olur, senaryo yazarları karar verecek.