A Quiet Place (Sessiz Bir Yer); birincisi 2018 ikincisiyse 2020 yapımı bir korku, gerilim ve bilim-kurgu yapımı. Her iki filmde de başrolde Emily Blunt yer alıyor.
Sessiz Bir Yer 1’de kıyamet sonrası hayatta kalan bir aileyi seyrediyoruz. Lee (Krasinski), eşi Evelyn (Emily Blunt), erkek çocukları Marcus (Noah Jupe) ve doğuştan duyma engelli kızları Regan (Millicent Simmonds) hayatta kalabilmek için hiç ses çıkarmadan yaşamayı öğrenmek zorundadırlar; çünkü çevrelerinde seslere karşı son derece duyarlı, vahşi ve tehlikeli yaratıklar dolaşmaktadır. İki ebeveyn çocuklarını korumak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdır. Ancak tehlikenin onlara ulaşmak sadece bir sese bakmaktadır.
Filmde yaratıkların orijini hakkında hiçbir detay verilmiyor. Son derece hızlı, ölümcül olmalarının yanında silahların etkisini azaltan oldukça sağlam bir dış yapıları var. Yaratıklarla karşılaşan bir insanın normal şartlarda mücadele şansı bulunmuyor. Ölümle yüzleşmeleri birkaç saniyeye bakıyor. Aile bireyleri evin dışında bile çıplak ayakla yürüyorlar. Kendi aralarında fısıltı bile denemeyecek kadar düşük sesle konuşurken anlaşabilmek için işaret dilini kullanıyorlar.
Bu arada ilk filmde en gerilimli durumlardan birisi Evelyn’nin hamile olması. Doğum anı yaklaşırken verilen o gerilim sahnesi gerçekten başarılıydı. Hele o ayağa çivi bakma olayı… Sanki onun ayağına değil de benim ayağıma batmış gibiydi. Neyse daha fazla spoiler vermeyeyim.
Bu arada yapımda evli oldukları görülen Evelyn ve Lee ikilisi (Blunt ve Krasinski) gerçek hayatta da evliler. Bu nedenle aralarında doğal bir uyum olduğu söylenebilir.
Yaratıkların ses çıkaran en küçük canlılara karşı bile acımasız davrandıkları, onları bile katlettikleri özellikle gösteriliyor. Yani bu bir istilacı yaşam formu ve kendisinden başka hiçbir varlığa hayatta kalma fırsatı sunmuyor.
Sessiz Bir Yer kendi türünde ortalamanın üzerinde, izleyicilere gerilimi hissettirebilen, kendi kurgusal mantığını oluşturabilen bir yapım. Açıkçası başrolünde Emily Blunt olmasaydı filmi bu kadar zevk alarak izler miydim, sorusunu kendime yöneltmeden duramadım. Blunt, özellikle serinin ikincisinde göreceğimiz üzere bu tarz rollere çok yakışıyor. Filmin başarısında onun rolü gerçekten yüksek.
Sessiz Yer 2
Sessiz Bir Yer 2 her ne kadar filmin başlarında geçmişe yönelik sahnelere yer verilse de bir önceki yapımın kaldığı yerden devam ediyor. Abbott ailesinin artık dış dünyanın dehşetiyle yüzleşmesi anlatılıyor. Babalarının trajik ölümünden sonra yaratıkların zayıf bir noktasını keşfeden aile fertleri bilinmeyen bir maceraya doğru yola çıkarlar. Üstelik yanlarında yeni dünyaya gelen minik bir bebek de vardır. Ancak bir süre sonra bu korkunç dünyada tek tehdidin yaratıklar olmadığını anlayacaklardır.
Sessiz Bir Yer 2 genel olarak izleyiciler tarafından ilk filme göre daha başarılı bulunuyor. Aksiyon yönünün ilk filmden daha iyi olduğuna şüphe yok. Özellikle “gün 1” anlatımı ve tasviri çok yerinde ve güzel olmuş.
Diğer taraftan ana hikayenin anlatılmaya başlanması da filme ayrı bir hava katmış. John Kransinki sonuç olarak her iki filmde de fantastik bir “canavar dünyası” yaratmayı başarmış. Bu filmde Emily Blunt kendisini daha çok gösterme şansı yakalamış ve özellikle aksiyon sahnelerine ağırlığını koymuş. Cillian Murphy benim beğendiğim bir oyuncu ancak ilk filmdeki John Krasinski’nin yerini dolduramadığını düşünüyorum.
Nitelikli oyuncuların yer aldığı ilginç ve farklı bir gerilim, korku filmi izlemek isterseniz Sessiz Bir Yer serisi doğru tercih olabilir.