Prometheus, Allien serisinin kronolojik sıralamasında en tepede yer alıyor. Tabii ki var oluşsal bağlamda her şeyin bir öncesi var ve en baş artık neyse oraya ulaşmak imkansız; ancak yine de Prometheus, Alien serisinin hikayesini belli bir noktadan başlatıyor ve bizleri insan ırkını yaratan Mühendis’lerle tanıştırıyor. Filmdeki olaylar keşif aracının yola çıktığı tarihi baz alırsak 2093 yılında gerçekleşiyor.
Prometheus, seriden bağımsız olarak da güzel ve sağlam bir film; ancak serinin tamamına hakimseniz o zaman filmin ne kadar muhteşem bir bilimkurgu şöleni olduğunu çok daha iyi kavrayabiliyorsunuz. Film; David’in dönüşümü, filmin serinin sonraki filmleriyle olan bağlantılarının detayları, insanın ölümsüzlük arzusu ve yaratılanların aciz ve kusurlu görülmesi gibi noktalarda çok ince detaylarla dokunmuş. Şimdi tüm bunlara detaylara inmeden kısa kısa değinmek istiyorum.
Orijinal Adı: Prometheus
Tür: Macera, gizem, bilim-kurgu
Yönetmen: Ridley Scott
Ülke: Amerika, İngiltere
Türkiye Gösterim Tarihi: 01 Haziran 2012
Oyuncular: Noomi Rapace, Michael Fassbender, Charlize Theron, Idris Elba, Guy Pearce, Logan Marshall-Green
Süre: 02 saat 04 dakika
IMDB: 7,0 – 25. Kare puanı: 7,9
Giriş sahnesi üzerine
Giriş sahnesi üzerine pek çok teori üretebiliriz; çünkü şu an için bunun hangi zaman ve hatta net olarak hangi gezegen olduğu bile belirsiz. Bu gezegenin Dünya olduğunu ve Dünya’daki yaşamın böyle başladığını düşünebiliriz. Ancak ben bu noktada biraz daha karmaşık bir açıklamaya gitmeyi tercih ediyorum. Ben serinin tamamını düşünerek şöyle bir teori üzerinde durmayı daha mantıklı görüyorum.
Bu gezegeni keşif aracı Prometheus’ın ilerde iniş yapacağı gezegen olarak düşünebiliriz. Bu gezegen her ne kadar 1979 yapımı Alien’da iniş yapılan gezegen olmasa da isimlerine bakarsak bunların aynı yıldız sisteminde bulunduklarını söyleyebiliriz. Bu filmdeki gezegen LV-223; Alien’daki sinyal gelen ve iniş yapılan gezegense LV-426 olarak adlandırılmış. Zaten 2017 yapımı Alien: Covenant’ta bu yıldız sisteminde toplamda beş gezegen olduğunu öğreneceğiz.
Anlaşıldığı kadarıyla bu yıldız sistemindeki gezegenler, Mühendisler’in devasa gemilerinin belli bir süre kaldıkları güvenli alanlar. David, finalde bu gemilerden çok fazla olduğunu söylemişti. Bu gezegenler muhtemelen o kimyasal, mutasyon geçirebilen organik maddenin üretimi için elverişliydi ve onlar üretildikten sonra gemilerde depolanıyordu. Onları sağlam cam korumaların içerisinde tutuyorlardı. David’in elinde bunlardan bir tanesini yakından görmüştük (51:23).
Mühendisler bilindiği üzere David’in söylemiyle ifade edersem bir yaşamı başlatmak için diğerini sona erdirme planları yapıyordu. Yaşamı sona erecek varlıklar insanlardı. Hayatta kalan son Mühendis gemiyi havalandırmadan önce rota olarak gösterilen gezegen Dünya’ydı. Bu net olarak gösteriliyor.
Girişte gösterilen bu Mühendis, büyük olasılıkla yukarıda görülen gemi tarafından bu gezegene bırakılmıştı. Peki, neden? Bunun nedenini sonuca bakarak anlayabiliyoruz.
Bu adamın elinde az miktarda o siyah patojen maddeden bulunuyor. Belli ki buraya hazırlıklı gelmiş. Bu madde bilindiği üzere canlılar üzerinde mutasyona neden olurken farklı sonuçlar meydana geliyor. Örneğin bu maddenin depolandığı yerde bulunan solucanımsı yaratıklar bu maddeye maruz kalınca büyük ve tuhaf yaratıklara dönüşüyorlar. David sayesinde bu içeceği içen jeolog bir süre sonra bedenen çok değişim göstermese de güçlü ve vahşi bir yaratığa dönüşüyor. Patojen herkesi aynı varlığa çevirmese de dönüşüm geçirenlerin ortak noktası saldırgan ve vahşi olmaları…
Mühendis’e dönersek o bu maddeyi içtiği zaman madde ona anında etki ediyor ve onu parçalara ayırıyor. Ancak burada en önemli nokta şu: Onun parçalanan bedeni suyla etkileşime geçince DNA dönüşümü başlıyor ve suyun içinde yaşam oluşuyor.
Şimdi parçaları birleştirelim: Bu mühendis patojeni yani o siyah maddeyi oraya bilinçli olarak getirdiği gibi onu tam olarak nehrin kenarında içerek kendi bedeninin suya düşmesini de planlamış. Onun bu hamlesi gezegen üzerinde yaşamın oluşmasını yani yaratıkların meydana gelmesini sağlıyor. Yaratıklar da gemilere saldırıyorlar hatta ekibin bulgularında özellikle söylendiği üzere onları taşıyıcı beden olarak kullanıyorlar, içlerine giriyorlar ve onları öldürüyorlar. Katliam yapıyorlar. Hayatta kalmayı başaran bir tane Mühendis kendisini uyku bölmesine kapatarak ölümden kurtuluyor. David’in ne olduğunu tam olarak bilmeden işaret ettiği, gemilerin kalkışına engel olan olay işte buydu.
Tüm bunlardan hareketle de Mühendis’ler arasında teorik olarak insan ırkının silinmesi konusunda bir tür görüş ayrılığı olduğunu düşünebiliriz. Gemilerin bulunduğu diğer gezegenlere de bu tarz mühendislerin bırakıldığını ve onlara da benzer bir görevin ya da aynı görevin verildiğini öngörebiliriz; çünkü hiçbir gemi kalkamıyor sonuç olarak ve Dünya yok olmaktan kurtuluyor.
Prometheus incelemesinin tamamına 25. Kare Youtube kanalı üzerinden ulaşabilirsiniz.