Tales from the Loop: Değişim Doğanın Bir Parçasıdır

Amazon Video Prime’da yayınlanan Tales from the Loop ya da Türkçe adıyla Döngü,  drama ve bilimkurguyu büyük bir başarıyla birleştirebilen oldukça sağlam bir dizi. Her bir bölüm bir sanatçı titizliği ile ele alınmış; görüntü yönetmenliği, müzikler, kurgu ve senaryo gerçekten etkileyici. Duygusal dokunuşları ağır basıyor gibi dursa da bence bilimkurgu ve drama yönü beraber ilerliyor. 

Orijinal Adı: Tales from the Loop
Tür: Drama, bilim-kurgu
Yapımcı: Nathaniel Halpern
Ülke: Amerika
Oyuncular: Daniel Zolghadri, Paul Schneider, Rebecca Hall, Ato Essandoh, Jonathan Pryce
Bölüm sayısı: 8 (ilk sezon)
Süre: 50 dakika (ortalama)

Dizinin Konusu ve Genel İzlenimlerim

Dizi, doğa ile iç içe harika bir kasabada geçiyor. Bu kasabanın altında yani yerin altında kurulmuş yüksek teknolojili bir araştırma tesisi bulunuyor. Bu tesisin kuruluş evrenin gizemlerini çözmek ve keşfetmek olarak anlatılıyor.

Dizinin ilk sezonu sekiz bölümden oluşuyor. Dizi bu bölümlerin her birisinde bir karaktere odaklanıyor. Lost’u seyrettiyseniz onunla aynı mantıkta ilerlediğini söyleyebilirim. Bazen geçmişe gidiyor, bazen geleceği anlatıyor, bazen de zamanlar iç içe geçiyor. Ancak olaylar küçük bir kasabadan geçtiği için anlatılan öykülerde yarım kalan ya da anlaşılamayan gizemlerinin çözümü diğer karakterlerin hikayesini anlatırken verilebiliyor.

Bilimkurguya meraklıysanız ve duygusal biriyseniz bu diziyi kaçırmayın diyorum. Dizi yavaş ilerliyor, bu bağlamda sıkıcı olduğunu düşünenler olacaktır; ancak dizinin bu yönüne takılmadan onun anlatım dilini yakalamanızı tavsiye ediyorum.

Şimdi dizi bölümleri ve karakterler hakkında biraz detay vermek istiyorum. Yazının bundan sonrası spoiler içeriyor.

Tales from the Loop Bölüm 1 Üzerine

Bölüm açılışında Russ Willard tesisin kuruluş amacını aktarıyor; ancak dikkat ederseniz dizi boyunca tesisin içerisi bizlere çok az gösteriliyor. Hele hele orada insansı robotlar yapabilecek kadar ilerlemiş bir teknolojiye nasıl ulaşıldığı, Küre’nin ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı ve ne işe yaradığı gibi konulara hiç değinilmiyor. Bunlar gelecek sezonlara bırakılmış da olabilir, dizinin odaklandığı noktalar bağlamında önemli olmadıkları için söylenmeden geçilmiş de olabilir. Yani robotlar var; zamansal paradokslar oluşturabilecek gizemler var… Bunların nasıl meydana geldiği dizi senaryosunda bir öneme sahip değil. Bu gizemlerin kaynağı Küre ve araştırma merkezi… Dizi bize bu ön kabulü sunduktan sonra kasabada meydana gelen gizemlerin kaynağını daha fazla sorgulamamızı istemiyor. Olaylara ve yaşananlara odaklanmamızı istiyor.

Bu bölüm Loretta’yı anlatıyor. Loretta, evleri yok olduktan sonra belki de bir saniye süren çok kısa bir sürede kendi geleceği ile tanışıyor. Onun geçmişi ve geleceği Küre sayesinde iç içe geçiyor. Gelecekteki hali bu olayları bir hayal gibi hatırladığını ve gerçekten olup olmadığı konusunda şüphe duyduğunu söylüyor. Ancak kendi küçüklüğünü karşısında görünce bunların gerçek olduğunu anlıyor.

Bu arada bölüm sonunda küçük Loretta’ya ne oldu sorusu akıllara gelebilir. Onun ortanca halinin sözlerinden şunu anlıyoruz: O geçmişte yaşamaya devam etti. Bir daha geleceğe gitmedi. Yeni bir aile kurdu, evlendi, çocukları oldu ve bu yaşadıklarını neredeyse unutma seviyesine geldi. Ta ki bir gün güvenlik görevlisi Loretta isimli bir çocuğun onu aradığını söyleyene kadar… O yaşa kadar annesinin nasıl kaybolduğunu anlamaya çalışmış ama bunu anlayamamış. “Hayatta her şey mantıklı değildir” sonucuna ulaşmış.

Tales from the Loop Bölüm 2 Üzerine

Bu bölümde Loretta’nın asosyal çocuğu Jakob’un okulda kendisine göre oldukça popüler olan bir diğer çocukla yani Danny ile beden değiştirmesini seyrettik. Etkileyici bir bölümdü. Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını aktaran ve iyi sandığımız şeyin aslında hiç de iyi olmayabileceğini gösteren bir bölümdü.

Danny; kızların ilgi gösterdiği, fiziksel olarak güçlü, yakışıklı ve toplumda popüler birisi. Danny önce bu bedeni ve onun kendisine sunduğu avantajları seviyor. Ancak bir süre sonra bedenine geçtiği Danny’nin hayatının dıştan göründüğü gibi olmadığını fark ediyor.

Danny’de ise durum tam tersi. Silik bir arkadaşının bedenine geçiyor ancak onun hayatının ve geleceğinin kendi hayatından çok daha iyi olduğunu gördükten sonra eski hayatına dönmek istemiyor.

Danny’nin bedensel olarak ölmesi ve Jakob’un onun bedeninde kaybolup gitmesi ağır bir trajediydi. Bu arada Danny, Jakob’un bedenindeyken gördüğü bir rüyada Jakob’un arada bir görülen ve ormanda dolaşan robotla aynı tepkiler verdiğini, ona benzediğini görmüştü. Bölüm sonunda tam da rüyada gördüğü yere gelen robotu görünce, Jakob’un o robotun bedeninde yaşadığını düşünmeye başlıyor.

İlerleyen bölümlerde onun küçük Cole’e “Ben abim değilim” itirafını yaptıktan sonra abisinin o robotun içerisinde olduğunu söylemesinin mantığı işte bu rüyaya ve bu olaya dayanıyor.

 Tales from the Loop Bölüm 3 Üzerine

Bu bölümde bazı anların sonsuza kadar uzaması durumunda neler yaşanabileceğini seyrettik. Anladığımız kadarıyla May’nin böyle bir takıntısı vardı. Gölün içerisinde bulduğu alet onun bu isteğini gerçekleştirdi. İstediği anı istediği kadar dondurabiliyordu.

Bölümün kurgusu aşk üzerinden ilerlediği için etkileyiciliği yüksekti. Duygulara yaptığı dokunuşlar çok iyiydi. May’yi seven kişi aslında Jakob’du; Jakob’un bedenindeki Danny onunla bir süre ilgilense de sonradan ilgisi dağılmıştı. May onunla bir geleceğinin olmadığını anladıktan sonra sahilde gördüğü çocukla çıkmaya başlıyor.

O, bu çocuktan dışarıda yürüme teklifi aldığında anne ve babasına bakıyor. Onların çok da iyi anlaşamadıklarını bildiği için evet derken biraz çekiniyor ama sonunda çocuğun teklifini kabul ediyor. Buluştuklarında onun da bazı anların sonsuzluğu konusunda kendisi gibi düşündüğünü fark ediyor. Ancak günün sonunda Ethan isimli bu çocuğun bencilliklerini yakalıyor. Sonra ondan da bir anda soğuyor. Diğer taraftan annesinin yasak ilişkisini fark ediyor.

Tüm bunların sonunda da zamanı durdurma olayının öyle sandığı gibi sonsuz bir mutluluk getirmeyeceğini fark ediyor.

Tales from the Loop Bölüm 4 Üzerine

Bu bölüm Loop’un kurucusu Russ’ın yaşamının son demlerini anlatıyor. Russ, torunu Cole’le birlikte gizemli bir deneysel kalıntının yanına gidiyor ve orada sesinin yankısı gelmeyince yakın zamanda öleceğini anlıyor. Zaten öncesinde ölümcül bir hastalığı olduğunu öğrenmişti.

Russ, her ne kadar ölümü soğukkanlılıkla karşılayacağını söylese de yalnız kaldığında karanlıklar içerisinde ağlaması ve karısına külünün konulacağı yeri ona fark ettirmeden söylemesi, ayrıca en sonda bilincini kaybetmesi… Bunlar çok çarpıcıydı.

Russ’un ölümü beni şaşırttı diyebilirim; çünkü ondan daha fazlasını bekliyordum. Böylesine muazzam bir tesisi kuran bir beyin böyle kolay ölmemeliydi diye düşünüyorum ama belki de bölümün mesajlarından birisi buydu: “Hayat ve ölüm iç içe… Ölüm de hayatın bir parçası…”

Bu arada ben hala tüm bu teknolojinin ardında Russ’un olduğuna tam olarak inanamıyorum. Adada göreceğimiz robotu yapabilen bir beyin nasıl olurda daha fazlasını yapmadan pes eder ve geri çekilir? O, ölüm haberini almadan hemen önce genç bilim insanlarının bir formül üzerinde tartıştığını- konuştuğunu görüyor. Eline aldığı kalemle onların çözmek için uğraştığı formülü kısa sürede çözdüğü gösteriliyor. Bu onun zekasına yapılan bir göndermeydi. Sonra zaten formülü karalıyor ve kimseye göstermiyor.

Yani bu deha adam belli ki bu işlerin öyle çok fazla ilerlemesini istemiyor. Bunun nedenini ileriki bir bölümde karısından duyacağız. Adada göreceğimiz inanılmaz robotu insanlardan kaçırdığı bölüm… Karısı onun robotların insana yaklaşmasından duyduğu endişeyi aktarmıştı. Buradan hareketle Russ’un bilimsel çalışmaları bilerek yavaşlattığı sonucuna ulaşıyoruz. Bu ilerleme onu korkutuyor.

Tales from the Loop Bölüm 5 Üzerine

Bu bölümde Danny’nin (Jakob’un bedenine giren çocuk) ailesini seyrediyoruz. Ed isimli aile babası çocuğu Beth’i ve eşini koruma konusunda son derece takıntılı birisidir. Çocukları Danny komada yatmaktadır. Diğer çocuğu henüz küçüktür. Danny’yi koruyamamanın verdiği suçluluk duygusuyla küçük kızına karşı inanılmaz derecede hassaslaşmıştır.

Bu takıntısı onun bir robot satın almasına neden olacaktır. Ed’in ailesini koruma takıntısı üzerinden aslında insanların ne kadar aciz oldukları anlatılmış. İnsanlar yaşamdaki her şeyi kontrol edemezler; aynen sistemde oluşan arızalar gibi…

 Tales from the Loop Bölüm 6 Üzerine

Paralel evrenleri ya da en azından başka evrenlerin varlığının net olarak ortaya konulduğu bir bölümdü. Güvenlik görevlisi Gaddis, tarlasında gördüğü devasa traktörü May’in yardımı ile çalıştırınca farkında olmadan bir başka boyuta geçiyor.

Bölüm hiçbir şeyin ya da hiç kimsenin mükemmel olmadığı temasını işliyor. Bu arada bölüm sonunda muhtemelen Gaddis diğer boyuttan dönmeyecek ve orada kalacak diye düşünüyorum.

Tales from the Loop Bölüm 7 Üzerine

En çarpıcı bölümlerden birisiydi. İnsanların korkuları ve canavar algıları üzerine duran sağlam bir bölümdü. Bu bölümde Loretta’nın kocası ve Cole’un babası olan George’un gençliğine gidiyoruz ve onun elini nasıl kaybettiğini öğreniyoruz.

Adada yaşayan canavar aslında insan görünümlü canavarlardan korunmak için Russ tarafından yıllar önce adaya bırakılmıştır.

Bölüm sonunda George’un kolunu robota vermesi çok enteresan bir sahneydi. Robotların ve insanların gelecekte ayırt edilemeyecek kadar yakınlaşacağına yapılan bir atıftı. Bölümün ortalarında küçük bir çocuğun George’un robot elini tutmasını da bu bağlamda düşünebiliriz.

Tales from the Loop Bölüm 8 Üzerine

Cole üzerine odaklanan bir bölümdü. Birkaç tane zamanın iç içe geçtiği, öğretmenin aslında inanılmaz bir robot olduğunun ortaya çıktığı etkili bir bölümdü. Cole buz tutan nehrin ötesine geçince o birkaç saniyede yıllar geçmiş oldu. Annesinin yaşlanmış haliyle buluşması, geleceğe gitmesi son derece etkiliydi.