Promising Young Woman (2020) Emerald Fennell’in ilk yönetmenlik denemesi. Filmin geneli kadınlar bağlamında cinsel saldırıya uğramış olmanın ve tacizciler içinse cezasız kalmanın ne anlama geldiğine dair gerçeği haykırıyor. Tecavüz gerçeğinin toplumun her köşesine nasıl nüfuz ettiğini anlatıyor. Gelecek vaat eden genç kadının adaleti sorgulama ve güçlendirici bir anlatı yaratma arzusu toplumsal engellere çarpıyor.
Carey Mulligan, günlerini kahve içerken, gecelerini de erkekleri ondan yararlanmaya ikna etmek için sarhoş gibi davranarak ve ardından onlara gerçekleri göstererek geçiren Cassie’yi canlandırıyor.
Cassie, yedi yıl önce tecavüze uğrayan ve ardından intihar eden en iyi arkadaşı Nina’nın intikamını almayı amaç edinmiştir. Tecavüzcü bir adam Nina’nın hayatını mahvetmiştir ve filmin adına atıfla Nina gelecek vaat eden bir genç olarak kabul edildiği için adam cezalandırılmamıştır. İktidardakilerin adaleti sağlamayacağını düşündüğü için Cassie sorumluları cezalandırmayı kendi görevine kabul ediyor.
Kendini intikam meleği ilan etmenin ne anlama geldiğini sorgulayan bir film bu yönüyle Natalia Leite’in 2017 filmi “M.F.A.” Leite’in kahramanı Noelle’nin (Francesca Eastwood) tecavüzcüsünü öldürdükten sonra en yakın arkadaşı Skye’nin tecavüzcüsünü de öldürmeye karar vermesine benziyor.
Umut Verici Genç Kadın’ın ortalarına doğru Cassie her şeye rağmen yoluna devam etmeye başlar. Bu trajedinin kendisini tüketmesine nasıl izin verdiğini sorgular ve hayatına devam etmesi gerektiğini anlar.
Ancak, tam bu sırada her şeye baştan başlarken Nina’nın tecavüzcüsü Al (Chris Lowell) için bir bekarlığa veda partisi düzenleneceğini öğrenince zihninde beliren travma onu tekrar tüketmeye başlar. Cassie’nin planı; seksi bir hemşire gibi giyinmek, partiye sızmak ve kendisinin ve Nina’nın acısının kaynağına adaletin ne olduğunu göstermektir.
Promising Young Woman, Coralie Fargeat’ın tecavüz-intikam filmi Revenge’den (2017) çok da farklı olmayan bir konuyu işliyor. Ancak Fargeat’ın aksine, kadınlığını ortaya dökmek yerine kendisini silahlandıran aşağılanmış bir kadının parlak bir portresini çiziyor. Minik bir spoiler vereyim. Kadınları savunmasız gösteren at kuyrukları ve pembe giysileri hiç de görüldüğü gibi olmayabilir.

Nina’nın annesi (Molly Shannon) Cassie’ye yaşamaya ve mücadele etmeye hepsi için devam etmesini söyler. Bu sözün hem yaşayan hem de ölen kadınlar için söylendiği düşünülebilir. Onun pes etmemesi hepsine güç verecektir.
Umut Veren Genç Kadın, Cassie’nin Nina’nın açık rızası olmadan kendisini intikam meleği olarak görmesinin sonuçlarıyla boğuşmuyor; sadece Cassie’nin amacına yoğunlaşmıyor. Nina anlatının içinde kaybolurken (Sesi bile duyulmuyor demiştim ve Nina’nın istediği şeyin bu olup olmadığı konusunda aslında hiçbir fikrimiz yok) Cassie’nın sadece Nina’nın ölümüyle değil, aynı zamanda tecavüzüyle nasıl başa çıktığını merkeze alıyor.
İzlenmeye değer filmlerden birisi.