Paranoya (2011), Mary Last Seen (kısa film-2010) filmlerinin yönetmeni olan Sean Durkin’in son filmi “The Nest– Yuva” Sundance dünya prömiyeri gösteriminde sıcak karşılandı.
Durkin’in yavaş filmi kötü olduğu değil, aslında oldukça iyi ve bir ailenin parçalanması üzerine ustaca oluşturulmuş bir yorum. Ancak film ağır ilerleyen olay örgüsüyle sabırsız izleyicilerin sabrını test ediyor.
The Nest’in Konusu
Rory (Jude Law) ve Allison (Carrie Coon), hayatı daha fazla zenginlik ve mutlulukla doldurulamayacak, NYC kökenli, hali vakti yerinde bir çift. Ya da dıştan bakınca öyle görünüyor. Başarılı bir komisyoncu ve serbest çalışan bir at eğitmeni çiftin bir oğulları ve bir kızları vardır. İşler daha iyi olamazdı.
Ancak Rory, Allison’ı ve çocukları yeni bir iş nedeniyle Londra’ya taşıdığında, işler kötü bir şekile evrilmeye başlıyor. Elbette, artık büyük bir malikaneleri vardır, kendilerine ait atları vardır ve çocukları en seçkin okullara gidiyordur ama bir şeyler biraz garip görünmektedir. Taşınmadan kısa bir süre sonra Rory’nin yalanları açığa çıkmaya başlar, Allison bu aldatmaus karşı isyan etmeye başlarken çocuklar annenin rol yaptığını görürler ve aynı şeyi okulda yapmaya karar verirler.
Durkin, daha önceden de yaptığı gibi bu filmde de çoğunlukla geniş ve orta açılı çekimler kullanıyor, ve yakın planı tercih etmiyor. Seyirci olarak beklenmeyeni beklemeyi öğrenmemiz gerektiği için atmosfer genellikle dehşetle doludur. Filmin son yarım saati, yavaş birikimin beklenmedik şekillerde sert bir heyecana dönüştüğü zamandır. Övgüye değer bir aktris olan Carrie Coon, bugüne kadarki en iyi performansını, hayatı boyunca peşinde olduğu ve sonunda yıllar önce Rory ile evlenerek elde ettiği ayrıcalığın farkına varmaya başlayan bastırılmış bir eş olan Allison olarak iyi iş çıkarıyor.