Açıkça söylemek gerekirse sinema sektörü oldukça zor durumda. Örneğin yeni James Bond filmi olan Ölmek İçin Zaman Yok’un gösterimi salgından ötürü ikinci kez ertelendi. Filmin resmi internet sitesinden yayınlanan habere göre yapımın prömiyeri Nisan’a ertelenirken filmin gösterimi Kasım ayında yapılacak. Eğer bir kez daha ertelenmezse tabii ki.
Dev sinema zinciri Cineworld en az 2023 yılına kadar salgın öncesi seviyelere çıkmayı beklemediklerini ifade ettikten sonra Amerika ve İngiltere’deki tüm salonlarını ikinci bir duyuruya kadar kapattı. Kulis bilgilerine göre Cineworld sinemaları, bir taraftan çeşitli şirketlerle bir kurtarma anlaşması düzenlemeye çalışırken diğer taraftan da bazı mekanlarını kalıcı olarak kapatmayı planlıyor.
Aslında bu kararın anlamı şu: Sinema sektörü ikinci duyuruya kadar perdelerini kapattı ve ikinci duyurunun ne zaman yapılacağını hiç kimse bilmiyor.
Ülkemizdeki sinema salonları tüm illerde kapalı ve bu süre 1 Mart 2021’e kadar uzatıldı. Yani hem dünyada hem ülkemizde sinema sektörü can çekişiyor. Yakın bir tarihte Tom Cruise’un maske takmadığı için bir sinema çalışanını azarladığı ses kayıtlarını dinlemiştik. Cruise orada sektörün çok zor durumda olduğunu söylemişti.
Birleşik Krallık’ta faaliyet gösteren çok uluslu dev bir sinema şirketi olan Vue International’ın CEO’su kısa bir süre önce BBC radyosuna bir demeç verdi ve “Şu an için hiçbir filmimiz yok” dedi. Yani gişe başarısı yakalayamayacak hiçbir filme yatırım yapmadıklarını açıkça söylemiş oldu.
Sektörü yakından takip edenlere göre Tenet’e sinema sektörünü canlandırmak için büyük umutlar bağlanmıştı. Ancak Tenet çapında büyük filmler gelmediği sürece sadece bir filmle sektörün kurtulamayacağı çok açık. Ben Tenet’i sinemaya geldiği gün seyretmiştim ve koskoca sinema salonunda toplamda 10 kişi bile bulunmuyordu. Normal şartlarda bu çapta bir filmde sinema salonunun tıklım tıklım dolu olması beklenirdi. Ama olmadı…
İzleyiciler film seyretmeyi bırakmadığına göre onların Netflix gibi platformlara kaydığını söylemek yanlış olmaz. Pandemi sonuç olarak Netflix’e ve diğer dijital platformlara yaradı ve sinema izleyicisini resmen çaldı ya da izleyici doğal olarak oralara kaydı.
Yeni nesiller eğer pandemi bu seyirde devam ederse sinemayla değil Neftlix’le ya da benzeri dijital platformlarla büyüyecek gibi. Dijital dünya hem televizyonu hem de sinema salonlarını kapsayan dev bir sektöre dönüştü. Pandemi bu dönüşüm sürecini ışık hızına çıkardı.
Ancak her şeye rağmen film yapımcılarının küçük bütçelerle de olsa film yapımlarına devam ettikleri söylenebilir; çünkü yeni filmler gelmeye devam ediyor. Ancak yapımcıların ihtiyaçları olan tek şey bu filmleri gösterebilecek mekanların eksikliği… Bu nedenle yapımcılar filmlerini dijital platformlarda göstermek zorunda kalıyorlar. Görünüşe göre belirsiz bir süre daha hepimiz filmleri evlerimizde seyretmeye devam edeceğiz. Virüs, şu an için sinemanın temellerini sarsmış gibi görünüyor ama virüs sonrasındaki sinemanın geleceğinin yok olduğunu kimse söyleyemez.
Yıkılmadan kalmayı başaracak yapımcılar, oyuncular ve koskoca bir sektör pandemi sonrasında izleyicileri sinema salonlarına çekmeyi tekrar başaracaklardır diye düşünüyorum. Zira sinemaya gitmek sadece film seyretmek olarak görülmemeli. Sinemalar arkadaşınızla, yakınlarınızla belki de ailenizle paylaşabileceğiniz özel bir zaman dilimi imkanı sunuyor. Şu an için olmasa da gelecekte yine sinema salonlarında buluşabileceğimiz ümidini henüz yitirmedim.