The Lake House- Göl Evi (2006) filmin çözümünün ikinci bölümüyle devam ediyoruz. İlk bölüm 25. Kare Youtube kanalında yer alıyor. Onu seyretmeyenler aşağıdaki videodan ilk bölümü seyrettikten sonra bu yazıyı okursa daha yararlı olacaktır.
Orijinal Adı: The Lake House
Tür: Drama, fantastik, romantik
Yönetmen: Alejandro Agresti
Ülke: Amerika
Türkiye Gösterim Tarihi: 4 Ağustos 2006
Oyuncular: Keanu Reeves, Sandra Bullock, Christopher Plummer, Ebon Moss-Bachrach, Willeke van Ammelrooy, Dylan Walsh, Shohreh Aghdashloo, Lynn Collins
Süre: 1 saat 39 dakika
Bu yazı buradan itibaren spoiler içeriyor.
Bu bölümde filmin zamansal konularda yaşadığı sorunlardan ve bence düştüğü tutarsızlıklardan bahsedeceğim. Ancak senaryonun tadını çıkarmak için konuları biraz genişçe ele almayı düşünüyorum.
Her Şeyin Başlangıcı
Hikayenin başlangıç anını Daley Plaza’daki kaza olarak ele almamız gerekiyor. Bu kaza sonrasında Kate bu ölümden çok etkileniyor ve onu bekleyen birisi olup olmadığını merak ediyor. İşte bu bu sihirli ve fantastik anların başlangıcı.
Kate’i filmin başında evden taşınırken görmüştük. O muhtemelen Göl Evi’nden 14 Şubat tarihinden birkaç gün önce belki de aynı gün sabah taşınmıştı. Bunu henüz köpeği ve evi için alışveriş yapmamış olmasından anlayabiliyoruz. Yani o iş başvurusundan günler önce yeni evine taşınsaydı alışveriş için zamanı olacaktı.

Köpeğin Ayak İzleri
Filmin başlarında Kate’in evden ayrılırken yeni gelecek kişiye bıraktığı mektupta ön kapının dışında bulunan ayak izlerinden bahsettiğini görüyoruz. Alex bunu okuyunca aklı karışıyor; çünkü kapının dışına ya da çatı katındaki kutuda (orada kutu yok aslında) bu tarz izler yoktur. Ancak Alex boya yaparken köpek boyaya basar ve mektupta bahsedilen izler işte o an oluşur.
Peki, buradaki sorun nedir? Sorun şu: Jack (köpeğin adı), 2006’da başlayan bir sihrin ya da bir fantastik kurgunun sonrasında geçmişte ortaya çıkıyor (Bu Kate’in köpeği buna şüphe yok. Zaten Alex adını söylediği zaman buna hemen tepki veriyor). Yani Kate evden ayrılmadan önce posta kutusuna bıraktığı mektupta bu pençe izlerinden bahsedemez; çünkü bu izler bu sırada henüz yoktu. Yani kaza yaşanmadığı için sihirli olaylar başlamadı ve köpek henüz geçmişe gitmedi. Burada şu ince detaya dikkat: Alex’in mektubu alması sorun değil. O, 2006 14 Şubat’ından sonra geçmişe yazılan bir mektubu alabilir. Sorun mektubun içeriği. Kate, evden ayrılırken kaza gerçekleşmediği için sihirli olaylar başlamadığı için ayak izinden bahsedemez.
Ancak bahsediyor. Peki, bu nasıl olabilir? Burada şöyle sormak durumunda kalıyoruz: Acaba köpeğin ayak izinin olmadığı, dolayısıyla köpeğin de olmadığı bir başka zaman akışı mı var? Yani Kate’in aslında sonraki ev sahibine bıraktığı ve ayak izinden bahsetmediği bir zaman akışı mı var ve o akışta Kate ayak izinden hiç bahsetmemiş olabilir mi? Evet; olabilir ve bundan sonraki yorumlarda da göreceğiz üzere en mantıklı yorum bu gibi duruyor. Zaten filmde bu söylediğim zaman çizgisine ait olayları nasıl takip edebileceğimizi yorumları dikkatli okursanız ve kopmazsanız göreceksiniz.

Akışın Değişmediği Orijinal Bir Zaman Çizgisi
Yani filmin başındaki Kate oradan ayrılırken posta kutusuna bıraktığı mektupta muhtemelen ayak izinden bahsetmemişti çünkü onlar zaten yoktu ve olamaz da. Alex’in onları görmemesi bu tezi destekliyor. Ancak sonrasında kaza oldu ve başlayan sihir sonrasında Kate’in mektubu ve geçmiş yeniden şekillendi. Ayak izinden bahsetmediği zaman çizgisine paralel yeni bir zaman akışı meydana geldi. Peki aynı zaman akışı değişmiş ve yeniden yazılmış olabilir mi? Olabilir; ancak yeni bir zaman akışı az sonra bahsedeceğim sorunları en aza indiren teori oluyor.
Olayların 2006 yılındaki kaza olayından sonra başlayan sihirli süreçte değişmediği zaman çizgisinde 2004 kışının sonlarında (büyük olasılıkla Sevgililer Gününün hemen öncesinde) Alex Göl Evi’ni satın alıyor. Burada köpek ortaya çıkmıyor; çünkü kaza henüz yaşanmadı (Filmde Alex’in “Burada iz yok” dediği sahnenin anlamı buydu). Alex, kardeşiyle bağlantı kuruyor ve babası Simon’u anlamaya çalışıyor (bunları filmde seyrettik).
Babası ölünce ve kardeşi ile yeni işine başlayınca (2005 yılında) Göl Evi’nden ayrılıyor. İşte bu sırada eve Kate taşınıyor (Kate 2006 öncesinde bu evde kalıyordu ve zaman çizgisinde Alex’in evi boşalttığı ve yerine Kate’in geçtiği bir dilim olmalı). Kate Madison’da çalıştığını söylemişti. Burası Göl Evi’ne yakın bir yerdi. Ancak Kate 2006 Sevgililer Günü öncesinde oradan taşınıyor çünkü Chicago’da işe başlıyor (sihir olmadan önceki zamanı- orijinal zamanı takip ediyoruz, lütfen dikkat). Bu arada Kate orada kalırken evin sahibi zaten Alex’ti. Ancak Kate evi emlakçı yoluyla tuttuğu için bunu bilmiyordu. Mektubunda “yeni kiracı” diye bahsetme nedeni buydu. Kendisinden sonra eve “ev sahibinin” geleceğini düşünmemişti.

Mektup Olayındaki Sorun
Bilindiği üzere Alex finalde Göl Evi’ne koşuyor ve mektuplarda bahsedilen kazada ölen kişinin kendisi olduğunu anlıyor (Bunu, Kate’in 2006’dan gelen mektubunu okuyunca anlıyor). Olay yerine Kate’i görmek için gidiyor; çünkü onun bu olaya şahitlik ettiğini ve orada bulunduğunu biliyor. Şimdi soruna gelelim.
Kate’in 2006 yılının sonbaharında kendisine gönderdiği mektupta bu bilgi var (yani kendisini orada ölen adam olduğu bilgisi). Önceki mektuplarda sadece kazadan bahsediliyor. Buradaki paradoks şu: Orada ölen kişinin kendisi olduğunu bilmesi için orada ölmesi ve olayların film boyunca gördüğümüz şekilde ilerlemesi ve Kate’in ona mektup yazması gerekiyor. Yani orada ölmezse Kate ona mektup yazamaz zaten; çünkü o dileği dilemeyecek, Göl Evi’ne gitmeyecek vs. vs.
Onun kazada ölmemesi her şeyi değiştiriyor. Sadece kendi zamanını değil Kate’in yaşadıklarını da değiştiriyor. Bu durumda Kate zaten ona mektup gönderemez.
Senaryonun düştüğü hatalardan birisi işte bu olay. Kate’in ona mektup göndermeden onun bir şekilde orada olacağını kabul etmek çok zorlama bir yorum olur ve filmde böyle bir nedene asla yer verilmiyor.
Şehir Turu Kaç Günde Yapılır?
Eminim çoğu dikkatli izleyici Alex’in Kate’i şehir turuna çıkardığı zaman yaşanılanlara “takılmıştır.” Sanki karşılıklı konuşuyorlar. Halbuki her bir cümle için Kate’in Göl Evi’ne gitmesi gerekiyor (o kadar uzun bir yolu her cümle için almalı…), sonra cevap yazması ve Alex’in yanıtını alması ardından şehir turuna dönmesi ve manzarayı tekrar görmesi ve tekrar yanıt yazması… Tüm bunların gerçekleşebilmesi için nasıl korkunç bir zaman gerektiği ortada. Çünkü orada uzun bir mektup yok; adeta karşılıklı bir konuşma var. Bu konuşma ancak her ikisinin de posta kutusunun önünde oturması ve birbirlerinin yanıtlarına anında cevap yazmalarıyla gerçekleşebilir. Dolayısıyla belki haftalar sürecek bu “tek cümlelik” yazışmalar bütünü sanki kısa bir süre oluyor ve basit bir olaymış gibi verilmiş.
Buna benzer bir mantık hatası ağaç olayında da var. Alex’in 2 yıl önce ektiği ağaç yağmurlu bir gecede bir anda ortaya çıkıyor. Ancak büyümesi için zaman geçmesi gerekiyor. Yani ağaç Alex’in iki yıl önce ektiği gibi belirseydi sorun olmayacaktı. Ancak ağaç bir anda ortaya çıkıyor hem de büyümüş halde. Hatta ilerde daha da büyüyor. Mektup zarfları bile iki yıl geçtikten sonra sararmıyorsa bu ağaç neden büyüyor? Büyümesi için orada bir süredir var olması gerekiyordu. Ancak bir anda ortaya çıkması her şeyi mahvediyor.

Kitaplar İtina İle İade Edilir
Sorun Kate’in kitabının tren istasyonunda Alex tarafından bulunması değil; onun nasıl iade edildiği. Alex kitabı aldığında onu hemen iade etmiyor; posta kutusuna koymuyor. Bunu sonra yapacağını söylüyor. Ancak bize onun bunu nasıl yaptığı, ne planladığı gösterilmiyor. Belki gelecekte onu bizzat teslim edecekti. En mantıklı plan bu gibi duruyor. Ancak Kate kendisine mektup göndermeyi kesince planı değişmiş olmalı.
Kate bu kitabı dairesinin yatak odasının zemininde buluyor. Onun kitabı bulduğu bu ev sevgilisiyle birlikte yaşadıkları Riviera Condominiums’tu çünkü Alex onunla olan irtibatını kaybetmişti. Eğer Kate oradan taşınsaydı ve başka bir evde kalsaydı (örneğin Morgan’ın evinde) Alex bunu bilemezdi.
Burada yapılacak en mantıklı yorum; Alex’in evler inşaat halindeyken kitabı buraya koymuş olması. Alex 2004 yılında daire inşaatlarına gidiyor (apartmanların inşaat hali ve inşaatın biraz ilerlediği hali bize gösterilmişti, hem de aynı karede) ve Kate’in yatak odasının zemin tahtalarından birisini gevşeterek kitabı oraya bırakıyor.
İşte sorun bu. Kate o ana kadar bu gevşek tahtayı fark etmemiş olamaz. Böyle bir olasılık gerçekten aklımızla alay etmek gibi olur. Ancak film olayı böyle aktarıyor ve o kadar zamana kadar Kate’in hiçbir zaman bu gevşek tahtaya adım atmadığını kabul etmemizi istiyor. Alex kitabı inşaat halindeyken oraya bıraktıysa ve tahtayı gevşettiyse işçiler bunu düzeltmiş olmalı. Yok işçiler bunu düzeltmediyse ve tahta yıllardır öyleyse Kate bunu nasıl fark etmez?
Sonuç
Senaryoyla alakalı daha söylenebilecek çok detay var. Senaryonun eleştirilebilecek pek çok noktası var. Ancak bence bu kadarı yeterli. Görüldüğü üzere Göl Evi, romantizm konusunda çok kötü sayılmasa da zamansal konularda sınıfta kalan bir yapım olmuş.