Bu yazıda Güney Kore yapımı The Call- Telefon isimli filmin çözümünü konuşacağız. Film iki farklı zamanda yaşayan 20’li yaşlarının sonlarında bulunan iki genç kızın bir telefonla irtibat kurması sonrasında yaşananları anlatıyor.
Telefon’nun son derece sağlam bir kurgusu bulunuyor. Sağlam bir finali var. Bu kadarcık ön bilgi yeterli sanıyorum. Şimdi izleyenleri zorlayan kurgusunun ardına bakmaya ve filmde gerçekte neler yaşandığını anlamaya başlayabiliriz.
Yazının bundan sonrası spoiler içeriyor.
Çözümden Önce Ön Bilgilendirme
Bu film benim yakın zamanda seyrettiğim en güzel senaryoya sahip. Doğru noktaları yakaladığınızda aslında senaryoda hiçbir soru işareti kalmıyor. Ben sizleri farklı farklı teorilerde dolaştırarak hem aklınızı karıştırmak hem de videoyu uzatmak istemiyorum. O yüzden doğrudan filmin bence en doğru çözümünü sunmak istiyorum.
Filmde hiçbir zaman iki tane farklı karakter seyretmedik. Gelecekte yaşayan Seo-yeon ve geçmişteki katil Young-sook aynı kişi. Onun en baştan beri bir tür kişilik bozukluğu bulunuyordu. Onların aynı yaşta olmalarını kendi zihni doğum tarihini değiştirerek toparlıyor.
Filmde zamanlar ve yüzler ayrıca isimler karıştırıldığı için çözüme ulaşmak da hayli zorlaşıyor. Bir taraftan hızın hem 1999’daki hayatını hem de çocukluk dönemi hayatını seyrediyoruz; diğer taraftan da kurgusal yani gerçek olmayan olayları seyrediyoruz. Ancak yönetmen gerçekten de o kadar harika ipuçları yerleştirmiş ki bunları takip edince gerçekte neler olduğunu anlayabiliriz.
Gerçek Karakter Kimdi?
Gerçek karakter kimdi? Bununla başlayalım. Tek ve gerçek karakterimiz en baştan beri Young-sook. Ancak Young-sook katil falan değil. Bu onun içindeki bir yönelimdi sadece. Ancak adım adım ilerleyelim.
Şu sahnede polisin baktığı kayıtlarda Young-sook’un sınırda kişilik bozukluğu yaşadığı yazıyor. Sınırda kişilik bozukluğu bir psikolojik rahatsızlık. Detaylarına bakınca bu rahatsızlığın Young-sook’la birebir uyumlu olduğu görülüyor. Örneğin duygudurum değişiklikleri, sabit bir kendilik algısının yokluğu ve bazı hastalarda görüldüğü üzere böyle bir rahatsızlığının olduğunu dahi bilmeme durumu… İşte o bu yüzden telefonda birden gülerken birden ağlamaya başlıyor ya da birden hakaret etmeye başlayıveriyordu.
Peki, polis neden bu kayıtlara bakıyordu? Aslında polisler sıradan bir soruşturma için gerçekten de yıllar önce Young-sook’un evine gelmişlerdi. Biz onların cinayet soruşturması yaptığını düşünüyoruz ama hayır; onların ağzından bununla ilgili tek kelime bile dökülmüyor. Young-sook “Köyde bir cinayet işlenmiş galiba” deyince polis “Birisi mi öldü?” diye yanıt veriyor. Köyde ölen falan yok. Young-sook en baştan beri kişilik bozukluğu taşıyor ve katil olma düşüncesi onun içinde hep vardı.
O bu konuşmada polise çelişkili ifadeler verince polis onu merak ediyor ve onun hakkında bilgi topluyor. Neden yalan söylediğini ne sakladığını anlamaya çalışıyor. Yani polis işini çok iyi yapan birisi. Yoksa cinayet falan soruşturmuyor. Ortada cinayet de yok katil de yok.
Young-sook’un kapıyı nasıl açtığını fark ettiniz mi? Gözünde gözlükler; başında bere ve hiç telaşlı bir hali yok. Tam bir ergen gibi yani. Aslında evde ona kötü davranan birisi de yok. O sadece kendi kafasında annesini üvey anne olarak görüyor ve onun kendisine kötü davrandığını hayal ediyor.
Şu sahnede güya üvey annesi olan kadın ona vururken birden onun zihninde aslında filmin çeşitli yerlerinde hatta finalde gördüğümüz görüntüler beliriyor. Yönetmen bu dokunuşu onun bir üvey annesi olmadığını ve tüm bunları Young-sook’un hayal ettiğini iyice anladığımıza emin olmak için ekliyor.
Az önceki sahnede polis içeriye şöyle bir bakıyor. Ev gayet düzenli ve ortada ne Young-sook’un anlattığı bir bir üvey anne var ne de berbat bir ev ortamı. Onun muhtemelen bir süre akıl hastanesinde kaldığını da düşünebiliriz şu sahnede geçen konuşmaya dayanarak onun bir süre akıl hastanesinde kaldığını da düşünebiliriz. Orada geçen kötü anlarını zihninde bu eve transfer ediyor olabilir.
Diğer taraftan üvey annenin ona şu sahnede taşınmaktan söz ettiğini görüyoruz. Feng şui dediği şeyi bu evin ya da ortamın enerjisi gibi düşünebiliriz. Young-sook’un annesi muhtemelen kızını alarak köyden uzaklaşmıştı. Filmin başına gidersek çilekçi amcanın sözleri onların zaten bir süredir burada olmadığını gösteriyor. Young-sook eve girdiği zaman evin bir süredir boş olduğu da anlaşılabiliyor.
Şimdi tam burada şu soruyu sormak gerekiyor. Gerçek karakter Young-sook’sa telefonun diğer tarafında konuşan, filmin başında köye gelen, annesini ziyaret eden Seo-yeon kim?
The Call – Telefon incelemesinin tamamını 25. Kare Youtube kanalından seyredebilirsiniz.
