Bu yazıda Netflix’in yeni yapımlarından olan Emily in Paris dizisini seyretmek için dört neden üzerinde durmak istiyorum.
Orijinal Adı: Emily in Paris
Tür: Komedi, drama, romantik
Yönetmen: Darren Star
Ülke: Amerika
Oyuncular: Lily Collins, Philippine Leroy-Beaulieu, Lucas Bravo, Ashley Park, Samuel Arnold, Camille Razat, William Abadie
Süre: 30 dakika (ortalama)
1. Emily rolünde oynayan ve aslen İngiltere doğumlu olan Lily Collins…
Lily Collins o kadar sempatik bir oyuncu ki diziyi neredeyse tek başına alıp götürüyor dersek yanlış olmaz… Emily in Paris Lily Collins’i ve onun inanılmaz kıyafet kombinlerini seyretmek için bile izlenebilir.
2. Fransızca bir genel kabul olarak aşkın dili olarak bilinir.
Gerçektende Fransızca o melodiksel fonetik yapısıyla özellikle şarkılarda onu dinleyenlere zevk verir. Emily in Paris dizisi bölümlere yerleştirilen Fransızca şarkılar ve az da olsa kullanılan Fransızcayı dinlemek için bile izlenebilir.
3. Dilini bilmediğiniz bir ülkede yaşamak beraberinde belli zorlukları getirir.
Buna bir de kültür eklerseniz o zaman işler daha da zorlaşır. Emily hiç Fransızca bilmiyor. Fransız kültürünü de herkes kadar biliyor. İçlerinde yaşamak ve onlarla çalışmak dıştan gözlem yapmak gibi değil tabii ki… Zor, zorlayıcı ama toplamda öğretici… Dizi bu tecrübeyi Emily’yle birlikte yaşamak için bile izlenebilir.
4. Emily’nin Paris’te çalıştığı yer moda ve lüks markaların tanıtımlarını yapan bir şirket…
Bu nedenle Fransızların pazarlama tekniklerine, ürünleri sunma konusundaki yaklaşımlarına, iş olgusuna nasıl baktıklarını içten bir bakışla seyredebiliyoruz. Emily burada hem dış gözlemciyi hem de dönüşüm geçirmeden bu ortama uyum sağlamaya çalışan bir çalışanı temsil ediyor. Dizi Fransızların sosyal medya kullanımına, reklam mantığına, hatta reklam ve pazarlama olayına nasıl baktığını çok ince dokunuşlarla anlatıyor. Dizi bu bilgilendirici yönü için ve Fransız iş ve çalışma mantığını öğrenme ya da anlamak için bile seyredilebilir.