Keanu Charles Reeves’in ilk adı Hawaii’de “Dağların üzerinden serin rüzgar” anlamına geliyor. Keanu Reeves 2 Eylül 1964 Lübnan’ın Beyrut kentinde dünyaya geldi. Bir gösteri kızı ve kostüm tasarımcısı olan Patricia Taylor ile jeolog Samuel Nowlin Reeves’in oğludur. Keanu’nun babası Hawaii’de yaşıyordu ve İngiliz, Portekiz, Yerli Hawai ve Çin soyundan geliyordu. Keanu’nun annesiyse aslen İngiltere doğumludur. Ebeveynlerinin ayrıldıktan sonra Keanu, annesi ve küçük kız kardeşi Kim Reeves ile önce New York City’ye ardından Toronto’ya taşındı.
Keanu’nun ilk üvey babası sahne ve film yönetmeni Paul Aaron’du.
Paul Aaron ve Patricia yaklaşık bir yıl evli kaldılar; daha sonra boşandılar. Patricia bu boşanmanın ardından önce rock organizatörü Robert Miller ve ardından da kuaför salonu sahibi Jack Bond ile evlendi. Bu iki evliliğinden de boşandı.
Reeves biyolojik babalarına hiçbir zaman tam olarak bağlanamadı. Lisede, Reeves akademisyen olmayı düşünüyordu. Keanu buz hokeyine karşı çok yetenekliydi ve takım kalecisi olarak “Duvar” lakabını taşıyordu. Aynı zamanda lisede dramaya karşı büyük bir ilgi duyuyordu. Sonunda oyunculuk kariyerine devam etmek için okulu tamamen bıraktı.
Birkaç küçük sahne gösterisinden ve bir avuç televizyona özel filmden sonra, Kanada’da çekilen Rob Lowe hokey hareketi Genç kan’da (1986) yardımcı bir rol oynadı. Prodüksiyon tamamlandıktan kısa bir süre sonra Reeves çantalarını topladı ve Hollywood’a doğru yola çıktı. Reeves, karanlık ergen draması River’s Edge’deki (1986) performansıyla eleştirmenlerin dikkatini çekti ve yönetmen Stephen Frears ile Oscar’a aday gösterilen Tehlikeli İlişkiler’de (1988) yardımcı rol aldı.
Bilinen ilk popüler başarısı, Bill ve Ted’in Maceraları (1989) filmindeki Ted “Theodore” Logan rolüydü.
Bu tuhaf zamanda yolculuk filmindeki rolüyle bir tür fenomen haline geldi ve izleyiciler, Reeves’in gerçek hayattaki kişiliğini merak etmeye başladı.. Daha sonra Ron Howard’ın komedisi Çılgın aile (1989) ve Lawrence Kasdan’ı Öldüresiye Sevmek (1990) oyunlarına katıldı.
Bunun ardından birkaç yıl içinde Reeves, bir dizi ileri teknoloji projede yer aldı. Benim Güzel Idaho’m’da (1991) River Phoenix’in narkoleptik erkek hırsızını, Dracula’da vampir inine rastlayan şanssız bir avukatı (1992) ve Yok Yere Yaygara’da Shakespeare’lı parti-bozguncu Don John’un (1993) karşısında yoksul bir zengin çocuğunu oynadı.
1994 yılında, Hız Tuzağı’nın (1994) vizyona girmesiyle büyük bütçeli bir aksiyon yıldızı oldu. Reeves’in bu başarısı Feeling Minnesota (1996) ve The Last Time I Committed Suicide (1997) gibi küçük filmler ile Bulutların ötesi (1995) ve Şeytanın Avukatı (1997) gibi büyük filmler arasında geçiş yapacağı beş yıllık bir dönemin başlangıcıydı. Bütün bunlardan sonra Reeves beklenmeyen bir hamleyle Hız Tuzağı’nın devam filmine geçti.
Birkaç yıl sonra rol aldığı Wachowski kardeşlerinin Matrix’i (1999) ile gişedeki en büyük başarısına ulaştı.
The Matrix üçlemesinin sona ermesinden bu yana Keanu, Aşkta her şey (2003), Göl Evi (2006) ve Sokağın Kralları (2008) gibi yapımlarda rol aldı. Matrix hayranlarını Constantine (2005), Karanlığı Taramak (2006) ve Dünyanın Durduğu Gün (2008) gibi filmlerle beslemeyi sürdürdü. Daha farklı bir çizgide yer alan Ellie Parker (2005), Başparmak (2005), Pippa Lee’nin Özel Yaşamı (2009) ve Suçlu Kim (2010) gibi yapımlarda oynamayı da ihmal etmedi.
Son olarak samuray destanı 47 Ronin’in (2013) post prodüksiyonu devam ederken Keanu, selüloit ve dijital film yapımı üzerine bir belgesel olan Side by Side^de (2012) kamera karşısına çıktı. Ayrıca Asya’dan etkilenen başka bir proje olan Man of Tai Chi’yi (2013) yönetti.
2014 yılında Keanu, hem eleştirmenler hem de izleyiciler arasında popüler hale gelen aksiyon intikam filmi John Wick’de (2014) ve John Wick’in devam filmlerinde başrolü oynadı.