Us filmini ilk kez sinema salonlarında kocaman reklam panolarında görmüştüm. Filmin oldukça ilgi çekici bir reklam yüzü vardı. Reklam yüzü oldukça ilgimi çeken bu filmi merakla beklemeye başlamıştım. Sonunda Get Out filminin de yönetmeni olan Jordan Peele’nin hem yazdığı hem yönettiği bu korku gerilim filmini seyretme şansı yakaladım.
Orijinal Adı: Us
Tür: Korku, gerilim, gizem
Yönetmen: Jordan Peele
Yapım Yılı ve Yeri: 2019, Amerika
IMDB Puanı: 6,9
Türkiye Gösterim Tarihi: 22 Mart 2019
Oyuncular: Lupita Nyong’o, Winston Duke, Elisabeth Moss, Shahadi Wright Joseph, Evan Alex
Süre: 1 saat 56 dakika
Konu: Güzel bir sahil kasabasına tatile gelen bir aile kendilerine tıpatıp benzeyen bir başka aile görürler. Tatilleri kabusa dönmek üzeredir.
Genel İzlenimlerim
Filmin seyrettikten sonra ilk söylemek istediğim şey filmin en temel mantığı oluşturan ve az sonra bahsetmeyi düşündüğüm hikayeyi beğenmemiş olmam. Evet, filmin hikayesinde beni çok rahatsız eden ve tatmin etmeyen yönler bulunuyor. Bunlardan spoiler vermeden bahsetme imkanım yok; o yüzden sonraya saklıyorum.
Bu tarz gerilim filmlerinin kalitesini artırdığını düşündüğüm özel efektler bu filmden neredeyse hiç yok gibi. Makyaj konusunda da çok başarılı olduğunu söyleyemem. Filmde abartılı ve çok beğendiğim bir makyaj göremedim. Sadece kopya Zora’nın yüz makyajı film ortalamasının üzerindeydi.
Bu arada yönetmen bir önceki filmi olan Get Out’un 5 milyon dolar olan bütçesini bu filmde 20 milyon dolara çıkarmış… Ama bunu öğrendiğimde ilk merak ettiğim şey bu paranın nereye harcandığı. Sanırım bu bütçe daha çok mekan tasarımlarına ayrılmış; özel efektler, kostümler ya da makyajlara değil…
Filmin en çok beğendiğim yönü hiç tartışmasız finali. Film çok güzel bitirilmiş. Bahsettiğim son slasik şaşırtıcı bir son değil daha üst seviye bir final. Finali seyrettikten sonra filmi bir kez daha düşünmek zorunda kalıyorsunuz; final sizi bunu yapmaya zorluyor.
Filmin Konusu
Filmin konusuna kısaca değinelim. İki çocuklu bir aile sahil bölgesine tatile gidiyorlar. Daha önceden de buraya geldikleri anlaşılıyor. Ancak bu tatillerinde kendilerinin fiziksel olarak tıpatıp aynısı olan bir başka aile ile karşılaşıyorlar. Bu ailenin kim olduğu belli değildir. Kısa bir süre sonra tatilleri bir kabusa dönecektir.
Detaylara geçmeden önce son olarak şunu belirteyim. Us ne yazık ki beklediğim kadar korkunç bir film değildi. Belki etkili reklam kampanyaları belki de filmin kaliteli afişleri beni çok etkilemişti ve yüksek bir beklentiye girmiştim, bilemiyorum… Ama tabi ki bu onun kötü bir film olduğu anlamına gelmiyor. Us ortalama bir korku-gerilim filminin bir tık üstünde diyebilirim. Ama bunu sağlayan ve filmi kurtaran tek şey bence onun finali. Eğer böyle bir final olmasaydı Us başarısız filmler listesinde yerini alabilirdi.
Bundan sonraki kısım filmi seyredenler için ve yoğun spoiler içeriyor.
Bağlanmışlar Ya Da Kopyalar
Filmde net olarak söylenmese de büyük olasılıkla ABD hükümeti tarafından 1960’larda gerçekleştirilen bir program sayesinde yeryüzündeki insanların birebir kopyası yapılıyor. Bu kopyaların amacı her zamanki gibi güç ve kontrol takıntısı. Bunlar sayesinde yeryüzünde yaşayan insanların kukla gibi kontrol edilmesi sağlanmak istenmiş. Yine neden olduğunu bilemiyoruz ama bu program iptal edilmiş. İşte bu andan sonra o ana kadar üretilen kopyalar yerin altındaki tünellerde yaşamaya başlamışlar. Filmin açılışında Amerika’nın altında binlerce tünel olduğu vurgulanıyor. Bu vurgunun nedenini böylece anlamış oluyoruz.
İşte benim anlamakta zorlandığı yer tam olarak burası. O kadar çok soru sorabilir ki… Bu kişiler yer altında ne yer ne içer? Bir sahnede kopyaların çiğ ve kanlı tavşan yedikleri söyleniyor. Ancak o kadar büyük bir nüfus onlarca yıl sadece bu tavşanlarla nasıl beslenebiliyor? Deneylerde kullanıldığı anlaşılan tavşanlar orada nasıl yaşıyorlar? Tavşanlar onlarca yıl ölmeden orada nasıl yaşadılar ve nasıl ürediler? Kopyalar yer üstüne nasıl çıkıyorlar? Daha önce neden çıkmamışlar? Yeryüzüne çıkabildikleri tek yer aynaların bulunduğu tünel miydi? Şu ana kadar hiç kimse onları fark etmemiş mi? Gördüğünüz gibi daha onlarca soru sorabilirim. Üstelik yer altında yaşayan bu gölgeler ya da bağlanmışlar filmin görmezden gelinecek minik bir ayrıntısı değil. Film bunun üzerine inşa edilmiş. Us filminin senaryosu burada kelimenin tam anlamıyla çuvallıyor.
Sorular Sorular
Filmi sorgulamaya başladığımız senaryonun başka açıklarıyla da karşılaşıyoruz. Örneğin diğer kopyaların komşu evde bir anda ışınlanmış gibi evin içinde ortaya çıkmaları… Bu kopyalar tam dört kişinin yaşadığı eve kimseye fark ettirmeden nasıl girdiler? Bu kopyalar görüldüğü üzere insan öldürme konusunda çok yetenekliyken diğer kopyalar neden bu kadar beceriksiz? Komşu eve giren kopyalar insanları hiç acımadan makaslarla öldürürken diğer kopyalar neden kahramanımızı çuvala koyarak nehre götürme zahmetinde bulunuyor? Aracın yanına yaklaşan bir yabancıyı birkaç saniyede öldüren kopya Zora’yı elinden nasıl kaçırıyor? Kopyalar makasları ve kırmızı giysileri nereden buluyorlar? Yerin altındaki tünellerde bunları üreten bir fabrikaları mı var?
Soruların abartılı olduğunu düşünmeyelim. Bence bu soruların sorulması kadar doğal bir şey olamaz. Çünkü karşımızda 20 milyon dolar bütçeli ve iddialı bir film bulunuyor. Eğer filmdetaylara önem vererek bunlar üzerine bir mantıksal kurgu yapılandırmaya çalışıyorsa bize bu soruları sorma hakkı veriyor. Ancak yapımcıların ne yazık ki detaylara girdikçe daha da çuvalladıkları görülüyor.
Ancak ben filmin kusurları üzerinde daha fazla durmak istemiyorum. Bence bunun hiç kimseye yararı bulunmuyor. Şimdi filmin beni şaşırtan ve beğendiğim yönlerine bir göz atalım.
Us film incelemesinin 25. Kare Youtube kanalından seyredebilirsiniz.