Enemy- Düşman (2004) adlı film kendine özgü kasvetli bir atmosferde geçen, bilinmezlik ve gizemin zirve yaptığı yapımlardan bir tanesi. Film çoğu izleyici için gerçekten anlaşılmaz olsa da bence vermek istediği mesajı ya da işlediği konuyu kusursuz bir şekilde vermeyi başarabilmiş üst kalitede bir yapım. Filmin IMDB puanı tabi ki hak ettiğinin çok altında. Ancak filmin bir örümcek ağı gibi karmaşık, anlaşılması zor ve oldukça kafa yorucu kurgusu bize filme bu puanın verilmesine az da olsa hak vermemiz gerektiğini fısıldamakta. Film hemen her sahnesiyle seyircilerin devrelerini en üst seviyede yakmayı ve muhteşem finaliyle de filmi izleyen herkesi derinden sarsmayı başarıyor. Bu finalin sinema tarihi boyunca çekilmiş en etkileyici ve en gizemli sonlardan birisi olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Filmi analiz etmeye başlamadan önce son sözüm beyin yakıcı gizem filmlerini seven ve aynı zamanda kalite arayanlara: Filmi anlaşılmaz bulanlara aldırış etmeden bu muhteşem yapımı izleyin. Film beyin devrelerinizi yakacak ve finalde bu devreleri tamamen iflas ettirecek ama sizin film yapımcılarına BRAVO dedikten sonra zihninizden filme bu puanı layık görenlere yönelik övgü(?) cümleleri geçireceğinize eminim; tepki benim gibi…
Şimdi yavaş yavaş filmi okumaya başlayalım. Yazının sonunda da filmin muhteşem finaline değinelim ve filme adını veren düşmanın kim olduğunu sorgulayalım.
Yazının bundan sonrası spoiler içeriyor.
Tarih öğretmeni Adam ve aktör Anthony iki farklı kişi mi yoksa aynı kişinin iki farklı versiyonu mu?
Bu, film hakkında sorulması gereken temel sorulardan bir tanesi… Çünkü bu nokta açıklığa kavuşmadan filmi doğru anlama imkânı bulunmuyor. Film hakkındaki yorumlarımız bu sorunun cevabına göre şekillenecek. Videonun ilerleyen dakikalarında sıkça değineceğim gibi filmin ana karakterleri olan Adam ve Anthony iki farklı kişi değil. Bunlar bir zihnin iki farklı yansıması ve aslında aynı kişiler. Filmin yönetmeni yaptığı bir söyleşide bu noktaya şöyle açıklık getiriyor (Bu kısmı Youtube üzerindeki videodan dinleyebilirsiniz). Ancak biz yönetmenin bu açıklamasını duymamış olsaydık ya da yönetmen bu açıklamayı yapmamış olsaydı yine aynı sonuca varabilirdik. Videonun ilerleyen dakikalarında filmde yer alan bazı sahnelerin bize aynı sonucu verdiğini göreceğiz.

Karakterlerin gerçek isimleri nedir?
Bu soru da nereden çıktı diyebilirsiniz ama dikkatli izleyiciler isimler konusunda filmde yerine oturmayan bir şeyler olduğunu fark edebilirler.
Film isimler konusunda inanılmaz bir kafa karışıklığı meydana getiriyor. İsimleri takip etmeden kimin isminin ne olduğunu anlamadan analiz yapmak ya da filmi anlamak imkânsız görünüyor. Filmde gerçek olan karakter Anthony. Ancak Anthony sandığımız gibi bir aktör değil ve üniversitede tarih ders vermektedir. Adam Bell adında birisi gerçekte hiç var olmadı. Adam Bell, Anthony’nin zihninde yaşayan ve onun karısından ayrılarak sevgilisiyle yaşadığı versiyonunu temsil eden bir karakter.
Dikkat ederseniz filmde tarih öğretmenine hiç kimse adıyla hitap etmemektedir. Ne okuldaki öğretmen arkadaşı, ne annesi ne de Mary… Hiç kimse ona ismini kullanarak hitap etmiyor ve edemez de. Bu ismi kullanan tek kişi var o da kendisi…
Ancak ilk bakışta aktör olduğunu düşündüğümüz Anthony’ye karısının defalarca ismiyle hitap ettiğini duymaktayız. Bu sahnede telefondaki sesi duyan karısı doğrudan ona Anthony diye seslenmektedir. Ayrıca site içerisindeki güvenlik görevlisinin de ona aynı isimle hitap ettiğini görürüz. Adam’ın ismi ise sadece okulun internet sitesinde bulunmaktadır ki bu sahnelerin Anthony’nin bilinçaltı görüntüleri olduğunu göreceğiz.

Filmdeki Gerçek Karakter Adam Mı Yoksa Anthony Mi? Kim, Kimin Bilinçaltı?
Filmde bir kişilik bölünmesi olduğunu ve bu iki karakterin aslında tek kişi olduğunu kabul ettikten sonra sorulması gereken bir diğer önemli soru bu. Çünkü bu karakterlerin birisi üst bilinç diğeri ise onun hayalinde oluşturduğu bir kurgusu ya da bilinçaltı.
Yönetmenin buradaki üslubuna dikkat edelim. Açıklama yaparken zekâsını kullanıyor ve filmdeki karakterlerin adını vermiyor. Örneğin film aslında bir tarih öğretmeni olan Anthony’nin bilinçaltını anlatmaktadır, gibi bir cümle kurmuyor. Yani yönetmen hangi bilgiyi nerede ne kadar vereceğini çok iyi ayarlıyor.Filmin tüm karanlık noktalarını aydınlatmadan eksik parçaları birleştirme işini seyirciye bırakıyor.
Az önce kısaca bahsettiğim gibi gerçeklikte var olan karakter aslında bir tarih öğretmeni olan Anthony. Yani sorumuzun cevabı şu: Tarih öğretmeni Adam, Anthony’nin bilinçaltısı…
Buna yönelik ilk ipucumuz bu konuşmada Helen’in verdiği tepki. Helen oldukça ciddi bir yüz ifadesiyle ona arayan kişinin kim olduğu sorar. Anthony olarak gördüğümüz bu karakter “arayan kişi benim hayranım, benimle buluşmak istiyor” cevabını verdiği anda Helen kahkahayı basar. Helen karşısındaki kişinin bir tarih öğretmeni olduğunu bildiği ve onun kendisine şaka yaptığını düşündüğü için bu tepkiyi vermiştir. Ancak kocasının gayet ciddi olduğunu görünce Helen’in yüz ifadesi değişir; bunun bir şaka olmadığını anlamıştır. Helen kocasının neden böyle davrandığını anlamaya çalışır. Gözleriyle onun davranışlarını analiz ettikten sonra “bana yalan mı söylüyorsun” diye sorar.
Anthony’nin göz temasından kaçınması onun yalan söylediğini açıkça göstermektedir. Bu yalanı yakalayan Helen bu kez “Yine onunla mı görüşüyorsun?” diye sorar. Anthony’nin daha önce onu başkası ile hatta evli birisi ile aldattığını anlıyoruz. Evet, geçmişte benzer bir sorun yaşadıkları için Helen’in aklına ilk gelen olasılık kocasının kendisini aldatması ihtimalidir. Ancak bu konuşmanın ardından okula gittiğinde durumun bu kadar basit olmadığını anlayacaktır.

Yırtılmış Fotoğraf ve Anlamı
Tarih öğretmeni, kendisine benzeyen aktörün kim olduğunu araştırırken eline bir resim alır ve onu ekranda gördüğü resimle karşılaştırır. Burada dikkatimizi çeken şey resmin yırtılmış olması. Bir kadının eli görülmektedir ama kadının olduğu kısım yırtıktır. Dolayısıyla tarih öğretmeninin bir kadınla sorun yaşadığını belki de tamamen ayrıldıkları söylenebilir. Bu resmin aynısını hem de yırtılmamış halini aktör Anthony’nin evinde göreceğiz… Resimdeki kişi Helen’dir. Bu resmin yırtılmış halinin tarih öğretmeninin evinde olması bu iki karakterin aynı kişi olduğunu göstermektedir. Filmin sonunda aktör olan kişinin öldüğünü düşünürsek şu an ekranda gördüğümüz ve üniversitede ders anlatan kişinin ana karakter olduğunu söyleyebiliriz.
Şimdi Adam’ın annesi ile yaptığı konuşmaya gidelim. Ekranda görülen kişinin elinde yüzük olmadığı için onun tarih öğretmeni olduğunu söyleyebiliriz. Annesi ona “Bir kadınla başın yeterince dertte, öyle değil mi?” diye sorar. Oğlunun hayatındaki her ayrıntıyı bildiğini anladığımız annesinin onun Helen’le arasındaki sorunu bilmemesi düşünülemez. Dolayısıyla bu sahnede gördüğümüz ve Helen’le sorun yaşayan kişi aslında tarih öğretmenidir.
Enemy- Düşman film incelemesinin tamamını 25. Kare Youtube kanalından seyredebilirsiniz.