Timecrimes (Suç Zamanı), zamansal kırılmaları ve bunların sonuçları veya zaman yolculuğuyla ilgili Donnie Darko ya da Predestination gibi dev filmlerin yanında oldukça mütevazi ve kendi halinde eğlenceli bir film.
25. Kare kanalını takip edenler sitede ayrıntılı film analizleri yaptığımı bilirler. Ancak bu kez film üzerinde bir inceleme yapmak yerine sadece film hakkında konuşmak istiyorum. Bunun nedeni ortada incelenecek kadar karmaşık bir film olmaması.
Ortalama Kalitede ve Eğlenceli Bir Film
Bence filmin IMDB puanı olan 7.2 filmin genel kalitesini yansıtıyor ve sizin film hakkında büyük beklentilere girmemeniz için gayet yerinde bir puan. Ne eksik ne de fazla.
Ortalama bir sinema izleyicisi eğer filmi dikkatlice seyrederse filmin anlaşılmayacak bir tarafının kalmayacağını düşünüyorum. Filmde Hector’un yaptığı zaman yolculukları ve bunların sonuçları zaten adım adım anlatılmış. Filmin finali dışında hiçbir karanlık nokta bırakılmadan tek tek tüm olaylar açıklanmış.
Film yer yer sizi gülümsetmeyi de başarıyor. Bir türlü yerinde durmayan ve sürekli bir şeyleri karıştıran Hector sizi zaman zaman sinir edecek… Bu kadar da olmaz be adam artık yerinde dur, diyeceksiniz.
Başta söylediğim gibi Timecrimes uzun uzun analiz yapılmayı hak eden bir film değil. Kendi türünde ortalama bir film. Ancak eğlenceli ve en azından bir kez seyredilmeyi hak ediyor.
Düşük Bütçeli Bir Yapım
Film o kadar düşük bütçeli ki gösterişli bir zaman makinesi yerine sadece içi sıvı dolu bir büyük kap kullanılmış. Ne patlayan araçlar, ne karmaşık mekanlar ne de gösterişli kostümler ve efektler… Hiç birisi bu filmde yer almıyor. Hatta filmde kullanılan tek bir tane özel efekt bile yok…
Bence filmin en başarılı tarafı afişleri.. Evet, afişler başarılı ve sizi çok farklı bir atmosfere sokabilecek bir film gibi duruyor. Afişe baktığınızda zihninizde büyük beklentilerin oluşması normal ama size tavsiyem filmi bu beklentileri biraz aşağıya çekerek izlemeniz.
Bence filmde aklı tek nokta var o da filmin sonu. Ancak filmin sonu çok bilinmeyenli bir denklem değil. Birazcık beyin jimnastiği ile ne olduğu ortaya çıkıveriyor.
Bildiğiniz gibi Hector filmin son sahnesinde karısıyla birlikte sandalyeye oturuyor ve evde olan biten hiçbir şeye müdahale etmeden ve karısının da müdahale etmesine izin vermeden sadece bekliyorlar. Aslında burada Hector’un yaptığı şey oldukça basit. Tüm denemelerinde başarısız olan ve her seferinde yenilen Hector film boyunca ilk kez akıllıca bir davranışta bulunuyor: Kendisini ve karısını denklemin dışına çıkarıyor. Sandalyede oturan Hector döngünün dışına çıkıyor ve olaylara müdahale etmekten vazgeçiyor. Böylece kendisini ve karısını kurtarmayı başarıyor.
Senaryodaki Soru İşaretleri
Filmi derinlemesine analiz edince senaryonun çok sağlam olmadığını görebiliyorsunuz. Örneğin aşağıya düşen kadının cesedi ne olacak? Hector ve karısı o evi terk ederek başka bir eve mi yerleşecekler? Çünkü döngü devam ettiği sürece o evde olaylar olmaya devam edecek. II. Hector’un hiç tanımadığı bir kadını sırf kendi kopyasını ortadan kaldırabilmek için uygunsuz hareketlere zorlaması, kendi halinde bir adamın bir anda zaman yolculuğu yapması ve buna çok tepki vermeden onu bir anda kabullenmesi; yine sıradan bir adam olan Hector’un birdenbire cinayet işlemeye karar vermesi; Hector’un karısının bu kadar sakin davranması ve inanılmaz derecede pasif kalması… Bunlar senaryonun ne kadar yetersiz kaldığını ve senaristlerin insan psikolojini göz ardı ettiklerini gösteren ipuçları.
Sonuç olarak Suç Zamanı, düşük bütçeli olsa da zamansal paradoksları sevenler için yüksek beklentilere girmeden izlenebilecek eğlenceli ve izlenebilecek bir film.
Suç Zamanı film analizini 25. Kare Youtube kanalından seyredebilirsiniz.