Inception (Başlangıç) farklı okumalara açık bir yapım. Filmin sonunda gördüğümüz topacın düşüp düşmediğinin gösterilmemesi bile aslında yapımcıların filmi farklı yorumlara açık bırakmak istediğini göstermektedir. Bu videoda filmin sonu da dahil olmak üzere filmin en karmaşık ya da karanlık görünen yönlerine cevap arayacağız. Cobb ve Saito arasında Araf’ta gerçekleşen bu konuşmada yakaladığımız ipuçları sayesinde Inceptio’ın pek çok karanlık noktasını aydınlatacak bir son teorisini de ayrıca paylaşmak istiyorum.
Öncelikle filmin görünen ve bize sunulan senaryosunu herhangi bir yoruma yer vermeden tespit edelim. Tabi ki Inception gibi beyin yakıcı bir filmde her şeyin bize sunulduğu gibi olmadığını söylemek yanlış olmaz. Ancak senaryonun bize ne söylediğini anlamadan kurgulanacak son teorileri hiç şüphesiz eksik kalacaktır. Değinmeyi planladığım son teorisi bu durumlar üzerine inşa edildiği için bunları anlamadan bahsedeceğim teoriyi anlamak imkânsız.
Kronolojik Sıralama
Cobb, büyük olasılıkla Miles sayesinde tanıştığı rüyalara dâhil ya da müdahil olma işini zamanla daha iyi nasıl yapabileceği üzerinde oldukça kafa yordu. Zihinlerden fikir çalınabiliyordu ama bunun tersi yani zihinlere fikir ekme işi yapılabilir miydi? Bu arada zihinlere fikir etme işine inception adı verilmektedir. Rüyaları kullanarak zihinlerden fikir çalma konusunda oldukça iyi olduğu görülen Arthur inception’ın imkânsız olduğunu düşünmektedir. Arthur’dan bir adım daha önde olduğu görülen Eames ise inception’u bir kez denediğini ama başaramadığını söylemektedir.
Zihinlere fikir etme işi olarak tanımlanabilecek inception’u Cobb da denemiştir. Hem de kendi karısı Mal üzerinde. Onun inception-ı Mal üzerinde deneme nedenini özetle şöyle anlatabiliriz: Cobb ve karısı Mal, rüya içerisindeki rüya gerçekliği üzerinde çalışıyorlardı. Araştırmaları ilerledikçe rüya katmanlarında daha derinlere inerler ve sonunda Araf’a ulaşırlar. Kendi dünyalarını oluşturma düşüncesi onlara çok cazip gelir ve Araf’ta yaşlanacak kadar uzun zaman geçirirler. Cobb bu sürenin 50 yıl olduğunu söyler. Ancak Mal, bir süre sonra Araf’ın gerçek olmadığını gerçeğini unutmayı seçer. Mal, içerisinde bulunduğu bu dünyanın gerçek olmadığını hatırlatacak totemini bir kasaya koyar ve zamanla kasanın varlığını bile unutur. Bunu yaptığı an artık Araf onun gerçekliği haline gelir. Cobb ise Araf’ın gerçek olmadığını hiçbir zaman unutmaz ve oradan çıkmaları gerektiğini Mal’e anlatmaya çalışır. Ancak Mal bunu kabullenmez ve Araf’ın gerçek dünya olduğuna inanmaya devam eder. Cobb işte tam burada inception’ı devreye sokar.
Eşinin zihninin derinliklerine gizlediği kasasını bulur ve onun içerisine bir fikir eker.
Ektiği fikir şudur: “Yaşadığın dünya gerçek değil!” Cobb’un bu planı işe yarar. Mal, Araf’ın gerçek olmadığı ve orada öldüğü zaman gerçek dünyaya uyanacağı fikrini kabullenir. Ölüm, gerçek dünyaya ulaşmanın tek yoludur. Cobb ve Mal, Araf’ta tren raylarının üzerine yatarak intihar ederler ve Araf’ta ölür ölmez gerçek dünyada gözlerini açarlar. Ancak Cobb’un hesap edemediği bir şey olur. Eşinin zihnine ektiği fikir o kadar etkilidir ki Mal yaşadığı dünyanın gerçek olduğuna artık inanmaz. Sürekli ölmek ve gerçek dünyaya ulaşmak istediğini söyler. Mal bu düşüncesini zihninden atamaz ve sonunda kendisini otel penceresinden atarak intihar eder.
Buraya kadar anlattıklarım Inception’da parçalar halinde de olsa yer almaktadır. Parçaları birleştirince az öne anlattıklarım ortaya çıkmaktadır.
Şimdi biz de aynen Cobb’ın yaptığı gibi derinlere inelim ve Inception’ı sorgulamaya başlayalım.
Cevabını arayacağımız ilk soru Inception’ın en merak edilen bölümü yani finali hakkında.
Cobb son sahnede gerçekten çocuklarına kavuşuyor mu?
Evet, Cobb gerçekten çocuklarına kavuşuyor. Rüya zamanını göz önünde bulundurduğumuzda Cobb her gün yaklaşık 40 saatini karısı Mal’la birlikte rüya gerçekliğinde inşa ettiği anılar arasında geçirmektedir. Anılar ve rüyalar birbirinden çok farklıdır. Cobb Ariadne’ye hafızasındaki yerleri kullanmaması gerektiğini bunun gerçekliğin karıştırılmasına neden olacağını söylemişti. Ancak onun bu söylediğinin tam tersi yaptığını görmekteyiz.
Peki bunun nedeni Cob’ın eşinden vazgeçememesi ve onu hayatta tutmaya çalışması mı? Ariadne bunu söylerken onun başını nasıl salladığını kaçırmayalım. Hayır, bunun nedeni onun eşinden vazgeçememesi değil. Cobb onun öldüğü gerçeğini hiç unutmadı. Evet, bunlar Cobb’ın pişmanlık yaşadığı ve değiştirmek istediği anılarıdır. Onun değiştirmek istediği ve pişman olduğu anlar arasında Amerika dışına kaçarken çocuklarının yüzünü son bir kez görememesi de bulunmaktadır. İşte bu son sahnede onların yüzünü görmesi aslında pişmanlık duyduğu anısını değiştirmesinden ibarettir. Bunu yapmasının tek yolunun gerçek dünyada çocuklarını görmek olduğunu kendisi söylemişti. Dolayısıyla bu son sahnede onun gerçek dünyada çocuklarına kavuştuğu söylenebilir. Çocukların aynen Cobb’ın anılarında olduğu gibi hem de tıpatıp aynı yerde ve aynı şekilde oynarken görülmesi ayrıca çocuklarda birebir aynı elbiselerin bulunması bu gördüğümüz sahnenin rüya olabileceğini düşündürse de kız çocuğunun büyüdüğü ve rüyadaki gibi olmadığı net olarak görülmektedir. Elbise ve diğer detayların yapımcı tarafından akıl karıştırmak amacıyla bu sahneye eklendiğini söyleyebiliriz.
Son sahnede görülen topaca nasıl bir anlama yüklenebilir?
Dikkatli bakıldığı zaman topacın dengesinin bozulduğu ve birkaç saniye içerisinde düşeceği görülmektedir. Topacın düşüp düşmediğinin net olarak gösterilmemesinin nedeni seyircilerin aklını karıştırmak ve onları ikilemde bırakmaktır.
Bu arada dikkatli izleyiciler Cobb’ın filmin hiçbir yerinde topacın kendi totemi olduğundan bahsetmediğini fark edebilirler. Cobb onun karısı Mal’a ait bir totem olduğunu söylemektedir. Ancak Cobb’ın topacı bir totem gibi kullandığı açıkça görülmektedir. Belki de Cobb karısının ölümünden sonra totem olarak topacı seçmişti.
Cobb’ın gerçekliği nedir?
Cobb iki gerçekliği ayna anda yaşadığını söylemek yanlış olmaz. Cobb’ın her gün kendisini makineye bağladığını Ariadne sayesinde öğrenmiştik. Cobb’ın ortalama üç ya da dört saat uyuduğunu düşünürsek rüya zamanıyla günde ortalama 40 saat geçirdiği söylenebilir. Çünkü gerçek dünyadaki 5 dakikanın rüyada 1 saate denk geldiğini biliyoruz.
Cobb rüya katmanlarında çok uzun zaman geçirdiği için zihni zaman zaman gerçekliği karıştırabilmektedir. Özellikle karısı Mal’un bulunduğu anlarda bu iki dünyayı ayırt etmekte zorlanmaktadır. Yusuf’un bodrum katında gördüğümüz yaşlı adamın cümleleri bu duruma işaret etmektedir. Yaşlı adam uyumak ve rüya görmek için gelenleri kastederek şöyle söyler: “Onlar buraya uyumak için değil uyandırılmak için geliyorlar. Rüya, onların gerçekliği haline geldi.”
Bu insanlar rüya görmek için her gün oraya gelmektedirler. Bunu neden yaptıklarını soran Saito’ya Cobb şöyle cevap verir. “Bir süre sonra sadece bu yolla rüya görebiliyorsun.” Yusuf burada Cobb’a kritik bir soru sorar: “Sen hala rüya görebiliyor musun?” Cobb, Yusuf’un yüzüne bakar ama soruyu cevaplamaz. Bu sorunun cevabını Ariadne ile yaptığı konuşmada buluruz. Evet, Cobb artık normal insanlar gibi rüya görememekte ve her gün kendisini makineye bağlayarak karısı ve çocuklarıyla olan anılarına erişim sağlamaktadır.
Örneğin bu sahnede Cobb, topacın karısına ait olduğunu söylerken zihni bir anda diğer gerçekliğe geçiş yapar ve topacın sürekli döndüğünü görür. Yüz ifadesine dikkat ederseniz bu durumdan oldukça rahatsız olduğunu bunu Ariadne’den saklamaya çalıştığını görebilirsiniz. Buna benzer bir durumu şu sahnede de görürüz. Cobb, Yusuf’un yatıştırıcısını denedikten hemen sonra aynanın karşısına geçer. Aynaya bakar ve karısının intihar ettiği pencereyi görür. Bu, her iki dünyayı zihinsel olarak aynı anda yaşadığı bir andır. Topacı çevirmek ister ama o kadar telaşlıdır ki onu düşürür. Bu duruma Saito’nun şahit olması onun istemediği bir durumdur ve ona herhangi bir açıklama yapmadan oradan ayrılır.
Cobb’ın gerçekliği tamamen yitirdiği söylenebilir mi?
Hayır, söylenemez. Cobb’ın zihinsel yeteneği çok üst düzeyde. Onun yaptıkları işte en iyi olma nedeni bu. Ancak onun kendisini tamamen rüya gerçekliğine teslim ettiğini söylemek doğru olmaz. Karısı Araf gerçekliğine kendisini kaptırırken o gerçek dünyayı unutmadı… Filmin sonlarında aslında kendisiyle yaptığı bu konuşmada açıkça neyin gerçek olduğunu bildiğini söylemektedir. Ancak Cobb belki karısına olan sevgisinden ötürü uzun bir süre her iki dünyayı da birlikte götürdü ve iki gerçekliği aynı anda yaşadı.
Mal, Cobb’ın rüyalarını neden ve nasıl sabote etmektedir?
İlk duyduğunuzda sizi şaşırtacak bir cevap olabilir ama ben Cobb’ın rüyaları sabote etmesi için Mal’a alan açtığını yani dolaylı olarak ona izin verdiğini düşünüyorum.
Şimdi Mal’ı filmde ilk gördüğümüz ana gidelim. Burada Cobb ona güvenemeyeceğini söylemektedir. Ancak bir sonraki sahnede Cobb’ın söylediğinin tam tersini yaptığını görmekteyiz. Aşağıya sarkmak için kullanacağı ipi Mal’un oturduğu sandalyeye bağlar ve ona kımıldamamasını söyler. İpin ucunu güvenli bir yere bağlama olanağı varken bu yolu seçmesi Cobb’ın Mal’a güvendiğini göstermektedir. Cobb aşağıya sarktığı zaman Mal sandalyeden kalkar. Sandalye eğer pencerenin kenarına takılmasaydı Cobb aşağıya düşecekti. Görüldüğü gibi Cobb aksini söylese de Mal’a güvenmektedir.
Bir diğer dikkat çekici nokta Cobb’ın Mal’u vurarak operasyonu sabote etmesini engelleyebilme şansı varken bunu yapmaması…
Ariadne onun gerçek olmadığını söyler ama Cobb’ın aklı oldukça karışıktır ve ona ateş edemez. Mal, Ficher’ı vurduğu an Cobb’a bir bakış atar. Sanki her şey planlı gibidir. Az önce onu vuramayan Cobb bu kez sanki tetiği çeker. Ama onun karısını vurduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Mal’u vuran kişi Cobb değil.
Sahneyi dikkatle izleyelim. Saito acı içindedir. Mal’a bir bakış atar ve sağ elindeki eldiveni çıkarır. Daha sonra yani Mal vurulduktan sonra onun elinde tabanca olduğunu görürüz. Mal’a ateş eden odur. Zaten kurşunun geliş açısına dikkat ederseniz onu vuran kurşunun Cobb’ın silahından çıkma olasılığı yok. Mal’un ona bakışı, Cobb’un nerede bulunduğunu göstermektedir. Eğer onu vuran kişi Cobb olsaydı merminin ona sol omuz hizasından gelmesi gerekirdi; karşıdan değil. Sonuç olarak Cobb ateş etse bile amacı onu vurmak değildi. Zaten yüzüne yansıyan şaşkınlık ifadesinin nedeni bu. Onu kimin vurduğunu anlayamamıştır.
Sonuç olarak ben, Cobb’ın Mal’ın rüyaları sabote etmesine izin verdiğini ve bunu yapması için ona bilerek alan açtığını düşünüyorum. Cobb’ın böyle davranmasının nedenini onun özellikle eşinin görüldüğü sahnelerde gerçeklik algısını yitirmesidir.
Inception – Başlangıç film incelemesinin tamamını 25. Kare Youtube kanalından seyredebilirsiniz.