2006 yapımı Deja Vu temelde zaman yolculuğu üzerine kurgulanmış bir film. Yapımda hemen hemen tüm filmleri belli bir standardın üzerinde olan Denzel Washington başrolde yer alıyor.
Filmin hemen başlarında çok kalabalık bir feribotun içerisinde çok etkili bir bomba patlıyor. Bu bomba olayını araştıran özel bir birim bulunuyor. Bu birimi özel kılan şey onların olayı araştırırken kullandıkları teknoloji. Filmin konusunda spoiler vermeden bu kadar bahsetmek yeterli diye düşünüyorum.
Deja Vu hem aksiyon açısından, hem felsefi yönden hem de kurgusal olarak bu türün severlerini tatmin edebilecek kadar iyi. Filmi henüz seyretmeyenlere onu izlemelerini tavsiye ediyorum; asla pişman olmasınız.
Şimdi filmi seyredenler için detayları konuşmaya başlayabiliriz. Yazının bundan sonrası tamamen spoiler içeriyor.
Makine Tam Olarak Nasıl Çalışıyor?
Bence önce bu konuya bir açıklık getirmek gerekiyor. Çünkü bu özel birim makinenin nasıl çalıştığını en başlarda birime dışardan gelen Doug’a da tüm detaylarıyla anlatmıyorlar. Ancak zeki birisi olan Doug bir süre sonra kendisinden bir şeyler gizlendiğini fark ediyor. Görüntülere karşıda seyrettikleri görüntüye bir lazer tutuyor ve lazerin ışığı diğer taraftan görülüyor, diğer tarafa geçiyor. Yani bu görüntüleri geçmiş ve gelecek arasında bir nevi canlı yayın gibi düşünebiliriz. Bu son cümlemin dikkatli izleyicileri Netflix’in son dönemdeki sağlam filmlerinden Fırtına Anı’na götürdüğüne eminim. Yapımın bu sitede incelemesi bulunuyor.

Deja Vu’ya dönersek makinenin çalışma mantığını şöyle toparlayabiliriz: Tesadüfen bulduklarını söyledikleri bu makine aslında zamanda bir pencere açıyor. Normalde düz bir çizgi gibi gördüğümüz uzayı veya zamanı büküyor ve geçmişle geleceği birbirine yakınlaştırıyor. Bu bağlamda aslında orada seyrettikleri olaylar geçmişte yaşanmasına rağmen şimdiki zamanda da canlı gibi yaşanıyor. Ekrandaki görüntüler 4 gün ve altı saat öncesine ait. Her iki zaman ancak bu kadar yaklaşabiliyor. Ne eksik ne fazla.
Ancak dikkat edilmesi gereken püf nokta şu: Görüntüler her ne kadar 4 gün önceye ait olsa da bu zamansal köprü geçmişe müdahale fırsatı veriyor. Işık örneğin anında diğer tarafa geçebiliyor. Diğer taraftaki Claire kendisinin izlendiğini hissedebiliyor. Bu durumda geçmiş ve gelecek kavramı bir anlamda manasını yitiriyor. Bu mantığı çok iyi kavrayan Doug, ısrarla Claire’ı kastederek “O ölü mü, değil mi?” diye soruyor. O henüz ölü değil çünkü zamansal köprü onunla iletişim kurmayı olası hale getiriyor. Yaşadıkları zamanda onun cesedinin bulunması herhangi bir fark meydana getirmiyor. O şu an için canlı ve karşılarında duruyor.
İşte bu mantığı iyi kavradıktan sonra sorulması gereken soru şu: Eğer bu zamansal köprü geçmişe müdahale fırsatı veriyorsa bu durumda geçmiş değişebiliyor mu?

GEÇMİŞ GERÇEKTEN DEĞİŞEBİLİYOR MU?
Evet, görünüşe göre geçmiş değişebiliyor. Filmde bunun pek çok örneği bulunuyor. En çarpıcı olanlarından birisi Claire’ın hayatta kalması… Doug geçmişe yolculuk yapmadan önceki zaman çizgisinde Claire patlamadan önce katil tarafından öldürülüyor. Sonra da patlamada ölmüş süsü veriliyor. Ancak Doug geçmişe yolculuk yaptığında oluşan zaman çizelgesinde onu kurtarıyor. Claire bu kez hayatta kalıyor. Görüldüğü üzere geçmiş değişebiliyor.
Peki, bu durumda Doug neden Claire’ın evindeyken hiçbir şeyin değişmediğini söylüyor?
Claire’in Evinde Yaşananların Anlamı
Bilindiği üzere Doug, Claire’ın evine geldiği zaman bir süre sonra bu evde yaşadığı her şeyin aynı olduğu fark ediyor. Filme de adını veren bir dejavu anı yaşıyor orada. Daha önce bu görüntüleri görmüştü zaten. Bunu fark edince şöyle söylüyor: “Aman Tanrım! Hiçbir şeyi değiştirmedim…” (01:42:00). Ama bir dakika… Burada sizce de bir terslik yok mu? O bu ev sahnesine kadar bir şeyleri değiştirmedi mi? Örneğin yaptığı müdahaleyle Claire’ın parmaklarının kesilmesini veya adamın onu öldürmesini zaten engelledi. Bunları gördük. Peki, tüm bunlar değişmesine rağmen evde yaşananlar neden değişmedi?

Cevap paralel evrenler teorisinde gizli. Aslında bu bir teori değil. Filmde seyrettiğimiz her şey tam olarak bu. Uzayda sonsuz sayıda vektör bulunuyor. Bu söylediğim tanımlama Hilbert Uzay kavramında detaylıca anlatılan bir durum. Aynı mantıksal örgü Fırtına Anı filminde de bulunuyor. O filmin incelemesinde biraz daha detaylıca anlatmıştım bunu. Bu film için bize gerekli olan bilgi şu: O korkunç uzay boşluğunda birbirine paralel ilerleyen ve bir şeyler değişene kadar her şeyin aynıyla yaşandığı sonsuz evren bulunuyor. Biz sadece bir zaman çizgisinde veya bir evrende olan olayları seyretmiyoruz bu filmde. Bence filmin en ince ve yakalanması en zor yeri burası.
Ambülans Sahnesi Bize Ne Söylüyor?
Doug filmin başında katilin evine geldiği zaman oraya bir ambülansın daldığını görüyor. Sonrasında olay yerini incelediğinde orada yerde bir küpe buluyor ve olaylar böyle devam ediyor. Ancak geçmişe gittiğinde oraya ambülansla dalan kişinin kendisi olduğunu öğreniyoruz. Ama bu versiyonda yani geçmişe gittiği zaman oluşan zaman çizelgesinde Claire’ı kurtarmayı başarıyor. Ama lütfen dikkat… Geçmişte oraya ambülansla dalmasına rağmen Claire’ı kurtaramadığı bir versiyon daha yaşanmış. Biz onu görmedik. Onu seyretmedik. O versiyonda yani görmediğimiz zaman çizgisinde bu andan itibaren neler yaşandığını bilmiyoruz. Biz sonsuz alternatiflerden sadece birisini veya birkaçını seyrediyoruz. Doug zaman makinesinin içerisine girerken bu yüzden sonsuzluğa dikkat çekmişti… Bu bence yönetmenin harika dokunuşlarından birisiydi.

Katil ortağını yakaladıktan sonra onu kendi arazisine götürdü ve orada onu yaktı. Cesedin orada bulunmasını istemediği için de onu aracın içerisine aldı. Böylece feribotta ölenlerden birisiymiş gibi gösterdi onu da. Aynen Claire’a yaptığı gibi. Ama tam burada ilginç bir sahne yaşanıyor. Doug timsahların bir ceset yediğini görüyor. Timsahların yediği ceset kime aitti? Bu ceset Claire’a ait olamaz çünkü onun cesedini görmüştük zaten. Diğer taraftan bu bir erkek eli… Ayrıca beyaz birisine ait. Bu ceset aslında Doug’ın ortağına aitti. İzlediğimiz bu versiyonda katil onu feribota taşımamış ve timsahlara yedirtmeyi tercih etmiş. Dikkat ederseniz ceset yanmamış. Biraz önce seyrettiğimiz versiyonda katil adamın üzerine bir bidon benzin döküyor ve onu kömür gibi yakıyordu. Yani bu el o yanmış cesede ait olamaz zaten. Dolayısıyla filmin başından beri hiç değişmediğini sandığımız zamansal çizgi tam burada Doug timsahlara gitmeden hemen önce değişiyor.
Filmden Paralel Evren Örnekleri
Filmde sonsuz sayıdaki evrenleri seyrettiğimizi gösteren bir başka çarpıcı örnek vermek istiyorum.

Doug, Claire’ın evini araştırırken bir taraftan da onun telefonuna gelen mesajları dinliyor. Telesekreter önce mesajın saat kaçta atıldığı söylüyor; sonra da mesajı okuyor. Bu sırada Doug ofisten ona yaptığı aramayı dinliyor. Buraya kadar bir sorun yok gibi görünüyor ama mesajın gönderilme zamanına dikkat ettiniz mi? Mesaj tam olarak Salı 13:18’de gönderilmiş.
Şimdi de onun daha önce gördüğümüz ve bu aramayı yaptığı zamana bakalım. Bu sahneyi izlerken lütfen kol saatine dikkat edin. Ayrıntıyı fark edebildiniz mi? Saat tam iki kez gösteriliyor ama her ikisinde de farklı zamanları gösteriyor. Üstelik bunların hiçbirisi telesekreterin söylediği saatle uyuşmuyor zaten. İşte bu kısacık zaman diliminde bize iki tane farklı paralel evren seyrettiriliyor. Hatta telesekreter sahnesini de hesaba katarsak aynı anda 3 farklı paralel evren seyrediyoruz farkında olmadan.

Bence Doug’ın zaman makinesine girerken söylediği söz filmin güzel ve en zekice repliği… Eleman “Bunu yapmak zorunda değilsin…” diyor. O şöyle cevap veriyor: “Ya çoktan yaptıysam?” Bu mükemmel bir tespitti ve Doug bence zaman penceresinin ya da makinesinin çalışma mantığını orada çalışan herkesten çok daha iyi kavramıştı.
Filmin tadını çıkarmak için sözlerimi biraz uzattım ama evdeki olayların neden değişmediğini sanırım anlamış olmalısınız. Doug, bu evrende Claire’ı kurtarmıştı ama olayların seyrine küçük bir müdahalede bulunmuştu sadece. Bombacının büyük planını engelleyemedi henüz. Dolayısıyla daha önceki herhangi bir paralel evrende olduğu gibi bu evrende de evde yaşananlar değişmedi. Ama bundan sonrası tabi ki değişiyor.
Deja Vu (2006) film incelemesinin tamamını 25. Kare Youtube kanalından seyredebilirsiniz.