Bu yazıda Inside No. 9 dizisi üzerinde durmak istiyorum. Ben her bölümde farklı bir hikaye anlatan dizilerin seyircileri kendisine çok bağlayamayacağını düşünüyorum. Karakterlerin ve anlatılan hikayenin sürekliliği ve tutarlılığı seyircileri dizilere bağlayan önemli faktörlerdir. Merak unsurları meydana getirmeyi başaran diziler seyircilerle kendileri arasında bir bağ kurmayı başarıyorlar. Seyirciler ister istemez dizi karakterleri arasında taraf tutmak zorunda kalıyorlar. Seyirciler dizide yer alan karakterlerin kimilerinden nefret ederken kimilerinden çok hoşlanıyorlar.
İşte bunu yapmayı başaran diziler zaten çok seyrediliyor. Game of Thrones ve Lost başta olmak üzere tüm dünya seyredilme rekoru kıran diziler hep uzun soluklu ve sürükleyici yapımlardır. Bu yazında bahsetmeyi düşündüğüm Inside No: 9 adlı İngiliz yapımı dizi yukarıda bahsettiğim duruma bir istisna getirebilecek gibi.
Her Bölümde Farklı Bir Konu
Ben şahsen her bölümde farklı konu anlatan dizilere hiç ısınamamış birisiyim. Bölüm bitince zaten dizi bitiyor. Onu tekrar açmamı gerektirecek bir bağ oluşmuyor diziyle aramda. Örneğin 25. Kare Youtube kanalında incelemesini yaptığım Room 104 adlı dizi… Diziyi anlayabilmek için seyrettiğim 5-6 bölüm dışında bir tane bile bölüm seyretmedim. Diziyi unuttum bile. Ama Lost dizisi ya da Game of Thrones’ten 5-6 bölüm seyreden kişi bu dizilerin bağımlısı olabiliyor doğrunda… Aradaki fark bu.
Ancak Inside No 9 biraz daha farklı bir kategoride duruyor. Dizinin her bölümünde yine farklı bir hikaye anlatıyor. Kurgular gerçekten çok zekice tasarlanmış. Görsellik de çok başarılı… Dizinin hikayeleri birkaç yöntemle birbirine bağlanmış. Dizinin her bölümü 9 numaralı bir mekanda geçiyor. Bu dokuz numara bölümün içeriğine göre bazen bir evin dış kapı numarası bazen de bir tiyatroda bulunan hazırlık odasının kapı numarası bazen de yatılı bir trenin kompartıman numarası olabiliyor. Senaristler bunu yaparak bölümler arasında bir bağ kurmaya çalışmışlar. Bu 9 numaralar; dizinin sürekliliğe katkı sağlıyorlar. Bu sayede birbiriyle alakasız konulara sahip bölümlerin daha büyük bir bütünün parçası izlenimi olduğu izlenimi verilebiliyor.
Bölümlerin Diğer Ortak Noktaları
Senaristlerin bölümler arasında bir köprü ya da bağ kurmak için diziye ekledikleri tek ortak unsur dokuz numara değil. Tüm bölümlerin iki ortak noktası daha bulunuyor. Bunların ilki senaristlerin kendisi… Reece Shearsmith ve Steve Pemberton her bölümde farklı bir karakterle karşımıza çıkıyorlar. Onların gerçekten yetenekli oyuncular olduğu ve işlerini çok ciddiye aldıkları bir gerçek. Bölümleri birbirine bağlayan bir diğer faktör her bölümde bir yerlere gizlenmiş minik bir tavşan heykeli… Dikkatli bakıldığında ancak görülebilecek tavşan heykelini ben şahsen benim çok eğlenerek arıyorum. Bu harika bir detay olmuş.
Dizinin her bir bölümü detaylıca konuşulmayı hak edecek kadar başarılı. Ben birinci ve ikinci sezonun tamamını seyrettim. Toplam 5 sezon yayınlandı ve diğer bölümleri izlemek için sabırsızlanıyorum. Seyrettiğim bölümler içerisinde sadece bir tanesinden hoşlanmadım ve onu çok yapay buldum (Sezon 1 bölüm 4: Son Nefes). Onun dışında diğer bölümlerin tamamı ortalamanın üzerinde başarılı bölümler. Tabi bazı bölümler ister istemez diğerlerine göre daha iyi olabiliyor. Bu durum seyircilerin beğenisine göre şekilleniyor tabi ki. Her izleyici farklı bölümlerden daha çok hoşlanabilir.
Dizi çok başarılı… Sıra dışı ve beyin yakıcı ayrıca zekice kurgulanmış senaryolardan hoşlanıyorsanız bence bu dizeye bir şans verin. Tüm bölümlerinden hoşlanacağınızı garanti edemem çünkü bu durum sizi kendi beğenilerinize göre değişebilir; ama diziyi beğeneceğinizi garanti ediyorum.
Son olarak benim 25. Kare Youtube kanalında hazırladığım bölüm tanıtımını seyretmenizi tavsiye ediyorum. Beğendiğim bir bölümün analizini yaptığım o videoda dizinin ne kadar derin mesajlara sahip olduğunu görebilirsiniz.