I Am Mother (2019) Droid’in Master Planı Neydi?

I Am Mother… 2019 yapımı bu film bilimkurgu ve gizemin harika bir bileşeni… Yapım son zamanlarda artık beyin yakıcı kaliteli filmler çekilmiyor, diye düşünen izleyicilere adeta bir can suyu oldu. Demek ki sahne sahne analiz edilmeyi hak eden, film sona erdikten sonra tüm filmi bir kez daha düşünmeyi gerektiren, bilimkurguyu ince zeka göndermeleriyle birleştirebilen filmler 2019 yılında da çekilebiliyormuş.

Filmi çok fazla övüyor gibi görünmek istemem; ancak filme hakkını teslim edelim. 25. Kare’de genel olarak beyin yakıcı, herkesin ilk bakışta çözemeyeceği, içerisinde gizem barındıran filmlerin incelemesi bulunuyor. I AM MOTHER işte tam böyle bir film. Bu tarz filmlerden hoşlanıyorsanız bu yapım sizi memnun edebilecek kadar iyi. Film bittiği zaman gördüklerinizden sonra tüm filmi en baştan bir daha düşünmek zorunda kalıyorsunuz.

Bu arada unutmadan söyleyeyim. Bu filmde, Milyon Dolarlık Bebek gibi harika bir filmde başrol oynayan Hilary Swank’i görmek çok iyiydi. Filme adeta renk katmış. Filme bir süre sonra onun da katıldığını görmek beni çok şaşırttı. Burada bana neden şaşırdın? Filmin künyesine bakmıyor musun, diye sorabilirsiniz. Bu soruyu cevaplarken bir de tavsiyede bulunmuş olayım. Ben artık seyretmek istediğim filmlerin künyesine bakmıyorum. Çünkü filmlerin künyeleri senaryoya yönelik spoiler içerebiliyor. Örneğin 25. Kare’de incelemesi bulunan 2016 yapımı Gizli Tanık… Ben filmin oyuncularına baktığımda filmi tamamen çözmüştüm ve düşündüklerimde yanılmadım. Oyuncuların birisinin karşısına yazdıkları bir kelime tüm filmin çözülmesini sağlıyor. Abarttığımı düşünmeyin sakın. Filmi seyredenler IMDB’de yer alan oyuncu kadrosuna bakınca bana hak verecektir. Filmi seyretmemiş olanları düşünerek detay vermiyorum.

Şimdi I AM MOTHER filminin konusuna spoiler vermeden biraz değinmek istiyorum.

Filmin Konusu

Filmin hemen başında yeryüzündeki insan nüfusunun tamamının yok olduğu anlatılıyor. Dünyanın artık insanların yaşaması için elverişli bir yer olmaktan çoktan çıktığı bir zaman dilimine şahitlik ediyoruz. Mother yani anne ismindeki çok gelişmiş bir yapay zeka, korunaklı bir tesisin içerisinde minik bir kızı adeta bir anne gibi yetiştirmektedir. Spordan tıp eğitimine kadar her konuda eğitim alan bu kız yeryüzünde yaşayan tek insan olduğunu düşünürken bir gün tesislerin dışına kadar gelen bir yabancı onu adeta şok eder. Acaba tesislerin dışında hayat olmadığı büyük bir yalandan mı ibaretti?

Şimdi detayları konuşmaya başlayalım.

(Filmde gördüğümüz kızın bir adı yok. Sadece APX03 olarak adlandırılmış. Bu yüzden ona inceleme boyunca oyuncunun gerçek adıyla yani Clara olarak hitap etmeyi düşünüyorum.)

Film Boyunca Yaşadığımız İkilemler

Filmde en çok hoşuma giden yönlerden birisi bize düşünsel anlamdaki yaşatılan gel-gitler… Gel-git diyorum çünkü iyi ve kötü veya doğru ya da yanlış kavramlarımız film boyunca defalarca değişiyor. Yönetmen Clara’nın yaşadığı ikilemlere seyircileri de dahil ediyor. Seyirci, her şeyi bilen ve gören kavrayıcı ya da bütüncül bakışa sahip değil. Filmin ana karakteri neyi ne kadar biliyorsa biz de o kadar biliyor ve görüyoruz. İşte bu nedenle neye inanacağımıza kadar veremiyoruz. Örneğin en başta biz de bu minik kız gibi dünya üzerinde ondan başka insan olmadığını düşünüyoruz. Dolayısıyla bir süre sonra tesislere girmeye çalışan bir başka insan ortaya çıktığında tek şaşıran kişi Clara olmuyor. Biz de onunla birlikte şaşırıyoruz.

Filmde kadın olarak adlandırılan bu kişi Clara’nın anne olarak adlandırdığı robotun tehlikeli olduğunu dışarıda onun benzerleri bulunduğunu ve onların kendisine saldırdığını söylüyor. Hatta bununla da kalmıyor bir başka sahnede onların bebekleri bile yaktığından bahsediyor.

Robot, eğer Clara burada müdahale etmeseydi kadını gerçekten öldürecek miydi? Robot gerçekten dışarıdan gelen kadına yardım etmek istiyor muydu? Yoksa dışarıda bulunan başka insanların yerini öğrenebilmek için mi onu sağ bırakmıştı?. Örnekleri çoğaltabiliriz. Clara’yla birlikte yaşadığımız bu ikilemler bizlerin merak duygusunu filmin sonuna kadar canlı tutmayı başarıyor. Ben bunları seyrederken içimden defalarca “Umarım tüm bunları filmin sonunda güzel bir finalle sonlandırmaya başarırlar” diye temenni ettim. Film beklentilerimizi boşa çıkarmadı ve yaşanılan ikilemlerin aslında ne anlama geldiğini final sahnesinde kusursuz bir şekilde cevaplamayı başardı.

Şimdi filmin tamamını final sahnesini de olaya dahil ederek detaylıca konuşalım.

Yapay Zekânın Master Planı

Filmin finalinde yapay zeka kadının saklandığı konteynıra giriyor. Onun yerini çantasına yerleştirdiği takip cihazı sayesinde bulduğu anlaşılıyor. Ancak onu bulmasından ziyade yapay zekanın söyledikleri önemli. Her bir cümlesi sanki tüm filmi aydınlatan bir projeksiyon görevi üstleniyor. İlk cümlesi şu.. Tabi bu cümlelerde kastettiği kişi Clara… “Onun gerçekten burada kalabileceğini mi düşündün? Annesinin yerini alabileceğini?” Onun bu cümlelerini duyar duymaz acaba şu ana kadar olan her şey onun kontrolünde mi gerçekleşti diye düşünüyoruz. Ancak buna henüz emin olamayız. Yapay zeka konuşmaya devam ediyor. “Herkes ölürken sen bu kadar uzun süre hayatta kaldın. Sanki birisinin seninle bir amacı varmış gibi…” Yapay Zeka konteynırın kapısını kapatırken “Şu ana kadar…” diye ekliyor. Onun bu cümleleri tüm filmi en baştan bir kez daha okumamızı gerektiriyor. Anlaşılan o ki kadının tesislere gelmesinden onların dışarıya kaçmasına kadar her şey yapay zekanın büyük planının bir parçasıydı ve onun kontrolünde gerçekleşmişti.

I Am Mother film incelemesinin tamamını 25. Kare Youtube kanalından seyredebilirsiniz.

1 Yorum