1408 (2007)/ Stephen King Klasiği Filmin Tüm Sırları
1408 (2007) Stephen King Klasiği Filmin Tüm Sırları
Ben açıkçası 1480 filmini seyretmeden önce filmin bu kadar çok gizem taşıdığını tahmin edememiştim. Korku üstadı Stephan King’in şu ana kadar seyrettiğim filmleri içerisinde en beğendiğim yapım bu oldu. Film ilerledikçe onu bugüne kadar salt bir korku ya da gerilim filmi olarak hayal ettiğim için kendimi harika bir filmden mahrum ettiğimi geç de olsa anladım.
Filmin konuşulmayı hak eden çok fazla detayı var. O yüzden lafı çok uzatmadan filmi henüz seyretmeyenler için konuyu özetledikten sonra filmi okumaya başlayalım.
Filmde doğaüstü olaylar konusunda uzmanlaşmış ve bu konuda pek çok kitap yazmış bir yazarın yaşadıkları anlatılıyor. Bu yazarın yolu bir gün büyük bir otelin 1408 numaralı odasına düşüyor. Doğaüstü olaylara ya da varlıklara inanmayan yazar odaya girdikten sonra gizemli olaylar yaşamaya başlıyor.
Yazının bundan sonrası spoiler içeriyor.
Not: Filmin farklı sonları olduğu biliniyor. Bu inceleme yazarın filmin sonunda öldüğü final üzerine yapıldı.
1408 numaralı oda neyi temsil ediyor?
Bence bu odanın neyi temsil ettiği konusunda iki farklı olasılıktan söz edebiliriz. Oda Mike’ın alt benliğini yani bilinçaltını temsil ediyor olabilir. Bu nedenle odada onun alt benliğinde yer alan kötü anılarını ve korkularını seyrettik. Diğer taraftan Mike’ın odadan çıkamaması ve ölümle yüz yüze geldiği boğulma anının bir başlangıç olarak kabul edilmesi odanın Mike’ın Araf’ı olduğunu gösteriyor. Araf ya da bilinçaltı… Diğer taraftan oda her ikisini aynı anda temsil ediyor da olabilir. Zira anılarıyla yüzleşmesi ve onları gün yüzüne çıkarması bilinçaltına; odada çıkamaması ve en sonda kendisine bir tercih sunulması Araf’a işaret ediyor. Burada meraklılarına bu sitede incelemesi bulunan A Pure Formality- Şüpheli (1997) adlı filmi tavsiye ediyorum. Spoiler vermemek için sadece o filmde de şu an konuştuklarımıza benzer bir durum yaşandığını söylemekle yetineyim.
Mike’ın orada karşılaştığı her şey kendi hayatından bir kesit aslında.
Sonuç olarak Dolphin otelinde yer alan 1408 numaralı oda Mike’ın bilinçaltını ya da alt Araf’ını veya bunların her ikisini birden temsil ediyor. Mike’ın orada karşılaştığı her şey kendi hayatından bir kesit aslında. Ancak onun hayatında işlediği öyle büyük günahlar var ki onlar odanın içerisini kötülükle doldurmaya yetiyor (Not bu günahlarının ne olduğuna biraz sonra değineceğiz.) Eğer bunlardan arınmazsa hem duymakta olduğu acılar, hem de yoldan çıkmış, günah ve kötülük dolu yaşamı onu diri diri yakacak . Burada bir parantez açarak şu uyarıyı yapalım; çünkü Mike’ın Araf’a gitmesi için ölmesi gerektiğini düşünenler olabilir. King’in romanlarının karakteristik özelliği onların metafizik olaylarla ve varlıklar dolu olması. Yani realist bir film izlediğinizi düşünürseniz filmi çözemezsiniz. 1408 numaralı oda gerçek. Mike’ın orada yaşadıkları da gerçek. Dolayısıyla bu oada Mike’ın büyük bir değişim geçirmesine neden olacak Araf’ı temsil ediyor. Parantezi kapatıyoruz.
Mike içerisinde doğaüstü olaylar yaşanan bu odaya girer girmez onun geçmişiyle daha doğrusu geçmişindeki hatalarıyla hesaplaşması başlıyor. Bu hesaplaşma sonunda Mike’ın inançları, davranışları ve öncelikleri değişiyor. Şimdi bu söylediklerimi biraz açalım.
Hikayenin başında Mike’ın mutlu bir evliliğe harika bir yaşama sahip birisi. Ancak bu mutluluk tablosu uzun sürmüyor ve Mike’ın kızı ölümcül bir hastalığa yakalanıyor. Kızları için tedavi yolları arıyorlar ama bunlar işe yaramıyor. Mike, küçük kızının ölümünden Tanrı’yı sorumlu tutuyor ve ona kızıyor.
Mike’ın Geçirdiği Değişim
Kızının ölümü onu bambaşka birisine dönüştürüyor. Karısına destek olmak yerine onu bırakıp başka bir şehre yerleşiyor. Karısını uzun bir süre ne arıyor ne de soruyor. Babasına karşı saygısızca konuştuğu da görülüyor. Önceden beri yazmakta olduğu ve aile ilişkilerini anlattığı kitap tarzından tamamen uzaklaşıyor. Artık hayalet araştırmaları yapmaya başlıyor. Hayaletlerin var olup olmaması onun için önemli çünkü kızının ölüm sonrasında bir hayat sürüp sürmediğini anlamak istiyor. Hayaletler yani doğaüstü fizik üstü metafizik varlıklar varsa kızının bir başka hayat formunda yaşadığına dair ümit beslemeye başlayacak. Onun hayaletlere inanıp inanmaması 1408 numaralı odada yaşananların doğru anlaşılabilmesi için önemli. İşte bu yüzden ona doğrudan bu soru soruluyor. Verdiği cevapta doğrudan ifade etmese de dolaylı olarak hayaletlere inanmadığını söylüyor. Ancak bir başka sahnede bu konuda ne düşündüğünü net olarak anlıyoruz.
O, hayaletlere yani metafizik dünyaya inanmak istiyor.
Bu konuşmanın tümünü düşündüğümüzde Mika hakkında şunları söyleyebiliriz: O, hayaletlere yani metafizik dünyaya inanmak istiyor. Böylelikle kızının yaşadığı ümidini besleme amacında… Ancak yaptığı tüm araştırmalarda hayaletlerle ilgili en küçük bir ipucuna bile rastlamadığı için ümitleri tükenmiş ya da en iyimser ifadeyle ümitleri tükenmek üzere… (Not: Stephen King, hemen her filminde metafizik dünyaya inanmayan, materyalist ya da deneysel akla ağır göndermeler, eleştiriler yapar. Buna Shining’de de şahit olmuştuk. Film incelemesinde bahsetmiştim. 1408’de hayaletleri aramakta olan Mike’ın onları fiziksel dünyaya ait aletler kullanarak araması aslında onu komik duruma düşürüyor. Onlar fiziksel kurallara tabi değiller ki fizik kurallarıyla tespit edilip görülebilsinler…)
Onun aradığı otelin tabelasını kaçırması bu yüzden. Ne tabelayı tamamen görmeden geçip gidiyor ne de tam durması gerekli yerde duruyor. Tabelayı okuyabilmesi için tam üç hamle yapması gerekiyor. Önce aracı geri alıyor. Ancak bu tabelayı okuması için yetmiyor. Sonra camın buharın siliyor. Sonra olarak da el fenerini kullanıyor. İlerde 1408 numaralı odaya girdiği zaman yaptıkları da buna benziyor. Bunlardan bahsettikçe ne söylemek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Şimdi Mike’ın 1408’de yüzleştiği günahlarına bir göz atalım.
Mike’ın Otel Odasında Yüzleştiği Günahlar
Mike kendi çıkarı için başkalarına kolaylıkla yalan söyleyebiliyor. Az önce yaptığı söyleşide otel ziyaretlerinin hiçbirisinde hayalet görmediğini söylemişti. Ancak imza için gelen birisine doğruyu söylemiyor. Olaya şahit olan kadının şaşırması bu yüzden. Yani o güvenilir birisi değil. Alkol şişesini almak için otel müdürünü kandırmaktan çekinmemişti. Dikkat ederseniz burada karısını aldatan ve onu otele yönlendiren de kendisi. Bu durum onun güvenilmez kişiliğine bir gönderme.
Mike aslında alkolik birisi. Pek çok sahnede onun sürekli alkol aldığı görülüyor.
Diğer taraftan o kendisinden başka hiç kimseye ve hiçbir şeye inanmayan birisi. Buna hayaletler, Cennet ya da Nirvana düşüncesi ya ölüm ötesi hayat da dahil.
Mike, kendini kaybedecek kadar öfkelenebiliyor. Bu sıradaki söylediği sözler onun ölüm sonrası yaşama inanmadığını da göstermekte… Bu bağlamda onun Hristiyanlar için kutsal kabul edilen İncil’i umursamadan açıp-kapamasını sonradan da onu bir köşeye atıvermesi önemli bir ayrıntı.
Mike diğer taraftan muhtemelen karısını cinsel olarak aldatan birisiydi.
Bu, filmde doğrudan gösterilmese de filme ustalıkla yerleştirilen karelerde bu durumu fark edeceklerdir. Mike sörf yapmaya gittiğinde etrafında onunla birlikte sörf yapan kişi bulunuyor ve ikisi de kadın. (Dikkat ederseniz kitabının kapağında sörf yapmak üzere bekleyen birisi görülüyordu. İşte o karenin devamı sanki bu sahne. Mike artık “ev yolunda” değil, başka arayışlar içerisinde…) Mike mektupları okurken karşı masada iki genç kadın oturuyor. Garson da kadın. Arka plana dikkat ederseniz oradan geçmekte olan tüm insanlar kadın. Masanın hemen arkasında da bir kadın oturuyor. ( Mike buraya ikinci gelişinde hem masalarda hem de camın diğer tarafında erkekleri de göreceğiz. Bu bize şu an gördüğümüz sahnenin özellikle hazırlandığını gösteriyor. Buraya ikinci gelişinde o zihinsel olarak bir değişim geçiriyor. Bundan daha sonra bahsedeceğiz.) Mike odaya gittiğinde doğrudan yetişkin kanallarını açıyor. Tüm bunlar bize Mike’ın cinsel zaaflarının olduğunu gösteriyor.
Mike odada tüm bu günahlarıyla ve hatalarıyla yüzleşiyor ve ona bir değişim fırsatı sunuluyor.
Oda Ne Yapmak İstiyor?
Bu soruyu Mike’ın odada yaşadıklarının anlamı ne, şeklinde de sorabiliriz. Odada yaşadıkları Mike’a bir değişim fırsatı sunuyor. Sadece kendisini düşünen, karısını uzun zamandır arayıp sorma zahmetine bile girmeyen, babasıyla arası bozuk olan, hayaletlere ya da genel olarak metafizik dünyaya inanmayan ve Tanrı’ya kızgın Mike yaşadıklarının sonunda bir değişim geçiriyor. Odadan ayrıldığını düşündükten sonra öncelikle karısıyla yüzleşiyor. Onun kendisi için ne kadar değerli olduğunu farkına varıyor. Daha sonra onun neden gittin, sorusuna ilk kez içtenlikle cevap veriyor.
Aslında odanın yansıttığı bir görüntüden ibaret olan karısı ona artık geçmişinle yüzleşmeye hazırsın, diyor. Mike bu konuşmanın hemen ardından babasını ziyaret ediyor ve ona hal hatır sorarak kendi vicdanını rahatlatmaya çalışıyor. Ancak tüm bunlar yeterli değil. Odanın istediği başka dönüşümler de bulunuyor. Onun tüm bu yaşadıklarından sonra Tanrı’ya olan inançsızlığı da son buluyor. Bu sahnede ellerini dua eder gibi birleştirip Tanrı’ya seslendiği anda ardından bir kapı beliriyor. Kapının ardında görülen karanlık ve arka planda duyulan ses bunun cehenneme açılan bir kapı olduğunu gösteriyor. Anlaşılan o ki Mike’ın hesaplaşmaları ya da dönüşümleri hala sona ermedi. Karanlık kaybolunca Mike’ın ardında kızı beliriyor. Filmin sonunda kayıt cihazından duyacağımız sesleri de düşünürsek onun burada gerçekten kızıyla bir sarılma yaşadığı söylenebilir. Mike az önce ateşe bakarak şöyle sormuştu: “O Katie mi?”
Mike hala gücün kimde olduğunu net olarak kavrayamadı.
İşte bu karşılaşma ona bir cevap mahiyetinde… Yani kızının yandığı düşüncesi ya da kuruntusu doğru değil. Kızı “Burada kalmama izin vermezler” demesine rağmen Mike onu bırakmayacağını söylüyor. Mike hala gücün ve kontrolün kimde olduğunu net olarak kavrayamadı. Ancak kızı bir kez daha hem de kollarındayken öldüğü an artık onun değiştiğini ve Tanrı’ya onu almaması için yalvardığını görüyoruz. Maki’in yaşadığı kızgınlık durumu şu an çaresizliğe dönüştü.
Mike 60 dakikalık süre dolduğu an gözlerini tekrar odanın içerisinde açıyor. Zaman döngüsel olarak kendini tekrarlamaya başlıyor. Bunu gördüğü an Mike’ı sakince pencere kenarında otururken görüyoruz. Telefondaki kişiye artık bağırmıyor. Onunla sakince konuşuyor.
İncelemenin başında odanın Mike’a seçim sunduğunu söylemiştim. Şimdi bu seçimin ne olduğunu ve ne anlama geldiğini konuşalım.
1408 film incelemesinin devamını 25. Kare Youtube kanalından seyredebilirsiniz.